Görüş Bildir

taner yıldız Haberleri

taner yıldız ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. taner yıldız ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Sırrı Süreyya Önder: "Kemal Derviş'i Anmadan Bu Cinayeti Anmak Olmaz"
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Soma faciası ile ilgili olarak, 'Kemal Derviş, o zaman Başbakan'la görüşme yapıyor, 'tütün ekiminin sınırlandırılması gerekiyor' diyor. Soma'da cinayete kurban giden işçiler, tütün ekiminin sınırlandırılması ile birlikte madene, yerin altına, diri diri kabristana işte o gün mahkum edilmiştir' dedi. TBMM Genel Kurulu'nda, Soma'daki maden faciasıyla ilgili olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hakkında verilen gensoru önergelerinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde konuşan HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Soma'daki maden faciasında 301 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, daha önce de iş cinayetleri yaşandığını, ancak ilk kez bir olayda 301 işçinin hayatını kaybettiğini söyledi. Son üç yılda 292 işçinin madencilik sektöründe yaşamını yitirdiğini belirten Ata, 'Ortada bir cinayet varsa, ortada bir katil yok mudur? Aileler bize katili soruyorlar' dedi. Akat, iş gücüne dayalı olarak madenlerin 20. yüzyılda çıkarıldığını belirterek, '21. yüzyılda iş gücüne dayalı olarak çıkarılmıyor madenler ama biz hala öyle çıkarıyoruz' diye konuştu. HDP'li Önder, Soma'da 432 evladın yetim kaldığını belirtti. 1970'li yıllarda devrimci işçilerin, verimsiz diye kapatılan Suluova Yeni Çeltik Madeni'ne el koyduğunu ve üretimi 60 misli artırarak gelirin hepsini Hazine'ye aktardığını belirten Önder, '12 Eylül faşist darbesi geldiğinde, o madendeki işçiler işkenceli sorguya alınmış, dövülmüş ve felç bırakılmıştır. Devlet eskiden beri yer altında çalışan işçiden korkar' dedi. 'Kemal Derviş'i anmadan...' 'Kemal Derviş'i anmadan bu cinayeti anmak olmaz' diyen Önder, şöyle konuştu: 'Kemal Derviş o zaman üçlü koalisyon döneminde Başbakan'la görüşme yapıyor ve '3 günde 3 yasa çıkarmamız elzem' diyor. Bu kanunlar, tütün ekiminin sınırlandırılması, ihale yasası ve borçlanma yasası. Bütün partileri ziyaret ediyor, destek istiyor. Soma'da cinayete kurban giden işçiler, Soma'da, Ege'de tütün ekimi yapan 580 bin ailenin işçileri, tütün ekiminin sınırlandırılması ile birlikte madene, yerin altına, diri diri kabristana işte o gün mahkum edilmiştir. Siz rahmetli olanların hangi köylerden olduğuna bir bakın, bu acı gerçeği göreceksiniz. Tarlasında tarımla uğraşan insan, girdisini bile kazanamayacak hale sokuldu, işçi toprağın altına girmeye mahkum edildi. O gün solculardan, sosyalistlerden başka kimse tütün ekimi niye yasaklanıyor diye karşı çıkmadı. Bugünün cinayetinin bütün halkaları, o gün örülmeye başlandı.' MHP'li Faruk Bal: 'Anlayamadım' MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, tütünün yasaklanması kararının maden işçileri ile nasıl ilişkilendirildiğini anlayamadığını belirtti. Kemal Derviş 57. Hükümet'te bakan olarak atanacağı zaman MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 3 tane şart koyduğunu ifade eden Bal, Derviş'in, Hükümet ya da parti disiplinine uyacağı ya da bakanlar üstünde bir konumda asla olmayacağı şartını koyduğunu kaydetti. Bal, MHP'nin Derviş'in getirdiği yasalardan, ülke yararına olanları kabul ettiğini, olmayanlara karşı çıktığını bildirdi. Tekrar kürsüye gelen HDP'li Önder, 'Burada bin 100 liraya işçi çalıştırabilmenin koşulu, kapıda 700 liraya çalışmaya hazır işsiz stokunun genişlemesi ile mümkündür. Bu da insanların doğal geçim kaynağı olan tütün ekimini yasakladığınız zaman, açığa çıkan işsizlerle olur. Milliyetçi düşünceye sahip saygın bir milletvekili olarak, hangi güç sizin toprağınızda ne ekileceğine karar verir ve bu nasıl olur da Türklük gurur ve şuurunuzu incitmez' diye konuştu.Sataşma gerekçesiyle söz alan Faruk Bal, 'Türklük gururu ve şuuru, MHP'nin şiarıdır ve attığımız her adımda da vardır. O tarihte işsizlik vardı ve bu işsizlik varken, bir ülkenin işsizliğini daha da artırma gibi bir mantık olabilir mi? Biz Türkiye'nin ve Türk milletinin her hakkını koruma ve kollama noktasında hareket ederiz. Biz Türkiye'nin dışarıdan idare edilmesine, Kandil de Washington da dahil olmak üzere Paris de dahil olmak üzere Brüksel de dahil olmak üzere karşıyız' dedi.CNN Türk
Irak'la Yeni Petrol Krizi Kapıda
Kuzey Irak petrollerinin boru hattı vasıtasıyla Türkiye’ye taşınması devam ediyor. Kuzey Irak’tan gelen petrol, BOTAŞ’ın Yumurtalık tesislerinde depolanıyor.Enerji Bakanı Taner Yıldız, depolanan Kuzey Irak petrolünün 1,5 milyon varile ulaştığını açıkladı. Yine Bakan Yıldız’a göre 2,5 milyon varile ulaşıldığında kapasite dolmuş olacak ve petrolün uluslararası pazarlara satış sürecine geçilebilecek. Bu açıklama, Türkiye ile Irak merkezi hükümeti arasında yeni bir kriz anlamı taşıyor. Çünkü tam bu noktada Irak’ın Türkiye’ye gönderdiği uyarı yazısı öne çıkıyor. Zaman’ın ulaştığı yazıda Irak (Petrol Bakanlığı) tarafı çok net bir şekilde BOTAŞ’a, “Kuzey’den gelen petrolün satışının iki ülke arasında yapılan anlaşmaların ihlali anlamına geldiği ve konunun uluslararası hukuka taşınacağı” uyarısı yapıyor. Bir diğer ifadeyle Türkiye, Irak merkezi hükümetinin onayı dışında petrol satışına başlarsa uluslararası hukuk işleyecek. Enerji Bakanlığı’nın yasal altyapıyı tamamlanmadan petrol ihracına izin vermesi, Türkiye için maddi-manevi hukuki sorumluluklar doğuracak nitelikte bir adım olacak. Bu adım, Kuzey Irak Bölgesi’nin de zarar görebileceği bir sonuç doğurabilir. Türkiye ile Irak arasındaki yıllık 70,9 milyon ton petrol taşıma kapasitesine sahip iki hat var. Körfez Krizi’nde kapanan ve son yıllarda düşük kapasite çalışan hatta önceki ay Kuzey Irak Kürt Yönetimi, yeni inşa ettiği petrol boru hattını bağladı. Kuzey Bölgesi’nin Türkiye’ye taşınan petrolünü BOTAŞ’ın alt şirketi Turkish Energy Company (TEC) satacak. Ancak merkezi hükümet, boru hattı için muhatabın Irak Milli Petrol Şirketi (SOMO) olduğuna dikkat çekiyor ve izinsiz Kuzey petrollerinin taşınmasına karşı çıkıyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Kuzey Irak petrolleriyle ilgili son açıklamaları, olaya yeni bir boyut kattı. Irak hükümetinin Kuzey petrollerinin ihracına karşı çıktığı herkesin malumu. Türkiye tarafı ise aralık ayında Erbil-Bağdat arasında kurulan komitenin somut karar almamasından rahatsız. Ancak somut karar çıkmadan Türkiye’nin Kuzey petrollerinin ihracına sıcak bakması, Türkiye için ciddi sıkıntılara neden olabilecek bir adım olarak yorumlanıyor. Uzmanlara göre, Türkiye, öncelikle uluslararası hukuku ve anlaşmaları ihlal etmeyecek bir yol izlemeli. Bu hem Türkiye hem de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi için önem arz ediyor. Aksi halde Irak’ın konuyu uluslararası hukuk açısından takibe başlaması ciddi sıkıntılar doğurabilir. Burada Türkiye’nin yapması gereken, Kuzey Irak’ın menfaatlerini de dikkate alarak hızlı bir çözüm diplomasisi uygulaması. Aksi halde, günübirlik politikalarla Türkiye’nin uluslararası hukuk açısından elini kolunu bağlayacak ve zora sokacak adımların atılması bir fayda sağlamayacak. Zaman
Bakan Taner Yıldız 'Twitter'ı Suçladı
Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Kars'ta yaptığı açıklamada, 'Twitter uluslararası gücünü istismar ediyor' dedi. Iğdır üzerinden karayoluyla Kars'a gelen Bakan Yıldız belediyede gazetecilerin twitter hesaplarının kapatılmasıyla ilgili soruları cevapladı. Bakan Yıldız, yasaklara karşı olmadıklarını belirterek, 'Peki bu engelleme bir tezat oluşturuyor mu derseniz? Hayır. Burada her türlü istismara karşı olduğumuzu da söylemiştik.Twitter uluslararası gücünü burada istismar ediyor. Bu hukuk kararının hiçbir şekilde dikkate alınmaması Türkiye'de söz konusuydu. Şimdi bir şeyin örtbas edilmediğini rahatlıkla şöyle test edebilirsiniz. Bugün burada ulusal televizyonlarımızda sabahtan beri DNS ayarlarının değiştirildiğini, herkesin nasıl twitter da işlem yapacağını söyledi. İşlem sayısında herhangi bir azalma söz konusu değil. Ama burada önemli bir şeyin altını çizmemiz lazım. 2007 yılında Atatürk'e hakaretten dolayı komşumuzdaki 18 yaşındaki bir gencin youtube'de bulunan bir videosu vardı. Onun kaldırılması ile ilgili karar alındı. Kim aldı bu kararı? Sayın Başbakan veya hükümet alamadı bu kararı. Yargı aldı. Youtube sonunda bu videonun kaldırılması ile beraber 2 yıllık bir aradan sonra açtı. Şimdi maksat orada Atatürk'e edilen hakaretin engellenmesi midir, yoksa youtube'nin engellenmesi miydi? Orada engellenen Atatürk'e olan hakaretti. Burada da herkesin ailesi var, herkesin kişisel hak ve özgürlükleri var. Hak etmediği birçok hakareti sanal âlem üzerinden yapıyorsunuz. Birçok ahlaki değerler kişisel hak ve özgürlükleri sınırlandıran bir işlem yapılıyor. Bu yalnızca Türkiye'nin meselesi değil. Bu globalleşen sosyal medya ile o ülkenin ulusal hukuku arasında ki bir yetki savaşıdır. Bir yetki devrinin yapılmasını istenmesidir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemi bu yetki devrini yapmamıştır. Yapması da gerekmiyor. Hukukun uygulanmasını istemiştir' diye konuştu. Meselenin farklı bir noktaya çekilmesini doğru bulmadığını ifade eden Bakan Yıldız, 'Her zaman örnek veriyoruz. İçki içebilirsiniz bu odada, içki içebilirsiniz bu masada, içkili olarak dolaşabilirsiniz burada. Ama içkili olarak direksiyonun başına geçip de siz araba kullanamazsınız. Hukuk böyle söylüyor. Ben özgürlüğümü yollarda hissetmek istiyorum diyemezsiniz. Toplumun özgürlükleri ile sınırlıdır kişilerin hak ve özgürlükleri. Siz burada hakaret içeren bir cümle kuracaksınız. Ve bunun da hiçbir şey olmamışçasına davranılmasını isteyeceksiniz. Bunda bir tezat yok mu arkadaşlar? Ben bu DNS ayarlarıyla beraber twitter'daki dolaşımların azalmadığını gördüm. Ve burada bir şey daha aktarmak isterim. Normalde AK Partimizin bir reklamı vardı. Bayrak için etrafında birçok insanımızın bir araya geldiği hiçbir ayırım gözetmeksizin herkesin o heyecanı duyduğu. YSK bunu yasakladı. Burada ki amaçları ortaklı birliktelikleri olan bir yapının tek taraflı kullanılmasına karşı çıkıştı. AK Parti bunu saygıyla karşılıyor. Bunu karar almış YSK. Bu bir hukuk kararıdır' diye konuştu. Bakan Yıldız, benzinde 11 kuruş, motorin de 24 kuruş indirimin yarından itibaren geçerli olacağını sözlerine ekledi.Gercek Gündem
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Sıra Türkiye'ye Gelince Herkesin Çevrecilik Damarı Kabarıyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu ülkede faiz ödemesine giden her fazla kuruş, milletin hakkının gaspıdır. Faize gitmeyen kaynak yatırıma dönüşecek' dedi.KIRŞEHİRCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polat Enerji tarafından Kırşehir'in Mucur ilçesi Geycek mevkisinde yapımı tamamlanan Geycek Rüzgar Enerji Santrali (RES) açılış töreninde, santralin Mucur'a, Kırşehir'e, Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.Geycek RES'in, 285 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirildiğini, 150 megawatlık gücüyle Türkiye'nin en büyük enerji santrallerinden biri olacağını belirterek, bu yatırımı Mucur'a ve Türkiye'ye kazandıran Polat Holding'e teşekkür etti.'Her enerji tesisi bizim için altın kıymetinde'Türkiye büyüdükçe, üretimi artıkça, refah seviyesi yükseldikçe enerji talebi ve enerjiye yatırım ihtiyacının arttığına işaret eden Erdoğan, bir ülkenin refah düzeyinin enerji tüketimiyle ilişkili olduğunu, Türkiye'nin de 12 yılda enerji tüketiminin 2 kat arttığını, 2023'te de bu ihtiyacın bugüne göre 2 kat daha artma eğiliminde bulunduğunu söyledi.Türkiye'nin 120 milyar dolarlık yeni enerji yatırımına ihtiyac duyduğunu ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın hem stratejik hem de cari açığın azaltılması bakımından hayati önem taşıdığını ifade eden Erdoğan, 'Hangi kaynağa dayanırsa dayansın devreye giren her enerji tesisi bizim için altın kıymetinde' dedi.'Sıra Türkiye'ye gelince herkesin çevrecilik damarı kabarıyor'Erdoğan, doğalgaz ve petrol yerine mümkün olduğu kadar kömüre dayalı termik santraller, HES, rüzgar, güneş ve jeotermal kaynakları ikame etmenin çabası içerisinde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti:'Siz bakmayın Batı'daki çevreci akımların sürekli kömürü, nükleer enerjiyi kötülediklerine. Bugün Almanya, Amerika gibi gelişmiş ülkelerin tamamında birinci sıradaki enerji kaynağının hala kömür olduğunu görürsünüz. Aynı şekilde nükleer enerjiyi en çok kullanan ülkeler de yine gelişmiş ülkelerdir. Çin'de neredeyse her hafta yeni bir kömür santrali devreye alınıyor. Sıra Türkiye'ye gelince herkesin çevrecilik damarı kabarıyor. Aslında burada dert, çevrecilik hassasiyeti sergilemek değil Türkiye'nin gelişmesini, büyümesini, kalkınmasını engellemek. Açık söylüyorum, en büyük çevreci biziz. Son 12 yılda bu alanda ortaya konan performansı hiçbir dönemde, hiçbir iktidar ortaya koyamamıştır. Şu anda ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynaklarının tamamını seferber etmiş durumdayız. Bizden önce böyle bir şey yok denecek noktada. Örneğin RES'lerle Türkiye adeta bizim dönemde tanıştı, ondan önce böyle bir şey yok ve hızla artarak devam ediyor.Türkiye'nin hedeflediğimiz şekilde büyümesini sadece bu kaynaklarla gerçekleştirmesi de mümkün değil. Onun için bunların yanında kömürü de kullanacağız, nükleer enerjiyi de kullanacağız. Onun için hem Kuzey'de hem Güney'de, biliyorsunuz Sinop ve Akkuyu ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Elbette tahrip etmeden, çevreyi bozmadan, çevrenin bize Allah'ın bir emaneti olduğu gerçeğini unutmadan bunu yapacağız. Ne çevreciliğin kalkınmamızı engellemek için bir silah gibi kullanılmasına izin vereceğiz ne de tabiatın felaketi pahasına bir kalkınmacılık anlayışına geçit vereceğiz.''12 yılda 3,5 milyar ağaç ve fidan'Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 12 senede Türkiye genelinde 3,5 milyar ağaç ve fidan dikildiğini, bunların yaklaşık 600 milyonunun yetişmiş ağaç olduğunu anlatarak, süratle ağaç ve fidan dikimine devam edileceğini, dengeli sürdürülebilir bir kalkınma anlayışıyla Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmakta kararlı olduklarını vurguladı.Her alanda olduğu gibi enerji yatırımlarında da özel sektöre öncelik verdiklerine dikkat çeken Erdoğan, özel sektörün kurulu enerji gücündeki payının, 12 yıl önce yüzde 32 iken, bugün yüzde 72'ye ulaştığını, bunun artarak süreceğini kaydetti.Özel sektörü enerji alanında yatırım yapmaya teşvik ettiklerini, edeceklerini, yenilenebilir enerji yatırımları için özendirici tesisler verdiklerini dile getiren Erdoğan, açılışı yapılan Geycek RES'in yenilenebilir enerji yatırımları konusunda önemli ve örnek bir tesis olduğunu söyledi.Geçmişte büyüklerin dereler için 'Su akar, Türk bakar' dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şimdi ne yapıyoruz? Şimdi 'Su akar, Türk yapar' diyoruz. Bir taraftan barajlar bir taraftan HES'lerle hem enerji üretimimizi artırıyoruz, bunun yanında içme suyu, kullanma suyu üretiyoruz. Aksi takdirde durumumuz çok büyük bir felaket olabilirdi. 20 milyon ağaca tekamül eden emisyon azaltımıyla çevre dostu bir tesis olan şu andaki santralin üreteceği enerji sayesinde doğalgaz faturamızdan yılda 40 milyon lira, eski rakamla 40 trilyon lira tasarruf edeceğiz. Bu tesisle jeotermal kaynaklar bakımından zaten zengin olan Kırşehir'in esen rüzgarı da ekonomimize kazandırılmış oluyor' diye konuştu.'Bu RES'lerle bir çevrecilik dersi veriyoruz'Cumhurbaşkanı Erdoğan, rüzgar enerji tribünlerinin dağlara ayrı bir güzellik, hava kattığını, farklı bir mimari estetik kazandırdığını, 30 yıl önce yurtdışında bunları gördüklerinde 'Acaba bunlar nedir? Bizim ülkemizde neden yok' diye baktıklarını anlatarak, şunları kaydetti:'Bizim ülkedeki siyasi mantalite bu işe çok uzaktı, dertli değillerdi, araştırma yoktu. Bizi evde kömürün kokusuna, külüne vesairine mahkum etmişlerdi. Analarımız, babalarımız neler çekti, ama biz geldik, siyasi hayatımın en etkin dönemlerinde İstanbul gibi bir yerde doğalgazı tüm çevresine yaydım. Türkiyemizde şu anda doğalgazın gitmediği il sayısı artık 8-9 tane kaldı, bunun dışında her yer doğalgazı gördü. Bizim insanca yaşamak hakkımız değil mi? 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde bunu sağlamak siyasilerin görevidir. Bu RES'lerle de inanıyorum ki yenilenebilir enerjiden bir çevrecilik dersini veriyoruz.''Amaç, Türkiye'yi faiz lobisine teslim olmaya zorlamaktı'Erdoğan, bu tür tesislerin inşaat ve işletme aşamasında, yapıldıkları bölgeye sağladıkları katkının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.Polat Grubu'nun buna ilave olarak tüm bölgeye hizmet verecek bir spor tesisini de ülkeye kazandırdığını ifade eden Erdoğan, bunun için de kendilerini tebrik etti.Büyüyen, güçlenen Türkiye'nin zorlukları birer birer aşarak hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlediğini belirten Erdoğan, 'Elbette bundan rahatsız olanlar var. Türkiye'yi yeniden 70 sente muhtaç oluğumuz o eski günlere götürmek isteyenler var. Bizi o günlere döndürmek için tüm güçleriyle çalışanlar, her fırsatta, biliyorsunuz bunu değerlendirmenin gayreti içerisindeler' diye konuştu.Erdoğan, 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün hedeflerinden birinin de Türkiye'nin ekonomisi olduğuna işaret ederek, 'Ekonominin omurgası olan, lokomotifi olan iş adamlarımızdı. Onlarla birlikte başta Enerji Bakanımız olmak üzere bu alanda görev yapan kamu personeli de hedefler arasında yer alıyordu' değerlendirmesinde bulundu.Buradaki asıl amacı bildiklerini vurgulayan Erdoğan, 'Asıl amaç Türkiye'yi ekonomik olarak çökertmekti, enerji projelerimize darbe vurmaktı. Amaç Türkiye'yi geçmişte defalarca yaptıkları gibi, yeniden faiz lobisine teslim olmaya zorlamaktı. Ülkemizde yaşanan ekonomik krizlere baktığımızda, en belirgin tezahürlerin, akıl almaz düzeylere ulaşan faiz oranları, faiz ödemeleri olduğunu görüyorsunuz' dedi.Türkiye'de, toplanan vergilerin tamamının tek başına faiz ödemelerini karşılayamadığı dönemleri yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, ülkeye o günleri bir daha asla yaşatmamaya kararlı olduklarını vurguladı.'Bunların hiçbirine eyvallahımız olmadı, olmayacak'Merkez Bankasının uyguladığı faiz oranları konusundaki itirazlarını her fırsatta, her platformda dile getirdiğini anlatan Erdoğan, şu görüşlerini bildirdi:'Bu ülkede faiz ödemesine giden her fazla kuruş milletin hakkının gasbıdır. Çünkü faize gitmeyen o para, ister kamuda olsun ister özel sektör olsun, nereye gidecek söyleyeyim. Bu kaynak aynen burada olduğu gibi yatırıma dönüşecek, üretime dönüşecek, istihdama dönüşecek. Diyorlar ki; 'Yatırım notumuz zarar görür.' Eğer işimiz Batı'daki derecelendirme kuruluşlarına, ekonomik analiz yapan çevrelere kalsa, bize yağmurlu havada bir bardak su vermezler. Ekonomik potansiyeli bizimle mukayese dahi edilemeyecek ülkeler allanıp pullanırken, Türkiye sürekli riskli gösterildi. Hatta son ekonomik kriz sonrası yerle yeksan olmuş tüm ülkeler hala bizim üzerimizde tutuluyor, bizden daha güçlü gösteriliyor. Hepsi yalan, bizim bunların hiçbirine eyvallahımız olmadı, olmayacak.''Biz bugüne kadar onlara rağmen yatırım çektik, onlara rağmen büyüdük, onlara rağmen güçlendik ama bunu kendi içimizdeki bir takım kurumlarımıza hala anlatamadık' ifadesini kullanan Erdoğan, 'Faiz oranı, enflasyon öngörüsünün neredeyse iki katı. Böyle bir çarpıklık olabilir mi? İnşallah bunların hepsi de düzelecek. Türkiye'de geçtiğimiz 12 yılda pek çok şey nasıl düzeldiyse, nasıl hale yola girdiyse bu mesele de inşallah makul bir çizgiye, milletin ve memleketin hayrına bir yere gelip oturacak' diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:'Aynı şekilde Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak çökertmek isteyen üst aklın da onun kuklalarının da hevesleri kursaklarında kalmaya devam edecek. Milletin iradesi yerine o veya bu vesayet sisteminin devamını arzu edenlerin, bu yönde gayret gösterenlerin çabaları bugüne kadar sonuç vermedi, bundan sonra da inşallah vermeyecek. Paralel yapı başta olmak üzere demokrasimize, ekonomimize, istikrarımıza kast eden herkese karşı mücadelemiz sonuna kadar sürecek. Milletimizin kendisine hizmet edene, vefası, şükranı ne kadar samimiyse, ihanet edene de tepkisi o kadar şiddetlidir.'Ülkeye ve millete hizmet eden, yatırım yapan, üreten, Türkiye'yi 2023 hedeflerine yaklaştıracak adım atan herkesin daima yanında ve destekçisi olduklarını vurgulayan Erdoğan, nerede bir yatırım varsa, nerede bir hizmet varsa orada bulunmanın kendisi için en büyük mutluluk olduğunu söyledi.'Benim kavgam bu ülkeye ve bu millete düşmanlık edenlerledir'Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:'Az önce Adnan Bey bir şey söyledi, 'Mayıs ayında Soma'da 250 megavatlık yine bir rüzgar santralinin açılışı var' dedi. Buyurun, burada şimdi 150, bunu açıyoruz. Soma'da daha büyüğünü açacağız. Bu, nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından önemli. Bütün yerlerde taş üstüne kim taş koyarsa bizim orada olmak sorumluluğumuzdur, görevimizdir ve tabii ki bizler de olacağız.Benim kavgam bu ülkeye ve bu millete düşmanlık edenlerledir. Benim öfkem sadece ve sadece ülkesine ve milletine düşmanlık edenlere karşıdır. Bu ülkeye, bu millete hizmet eden herkese gönlüm de kapım da sonuna kadar açıktır.'Polat Grubu'nu ve tüm ortaklarını bu yatırım için tebrik ettiğini belirten Erdoğan, Geycek Rüzgar Enerji Santrali'nin hayırlı olmasını diledi.NotlarKonuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat tarafından, rüzgar tribünü şeklinde bir plaket hediye edildi.Daha sonra Erdoğan, 'Yeni Türkiye'nin yeni enerjisi' diyerek, beraberindekilerle santralin açılış şalterini indirdi. Erdoğan, bu sırada Adnan Polat'ın babası İbrahim Polat'ın da sahneye gelmesini isteyerek, 'İbrahim Bey gelir misin? Evladın unutuyor, ben unutmuyorum' diyerek espri yaptı.Açılış törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Kırşehir Valisi Necati Şentürk, Kırşehir ve çevre illerin bazı milletvekilleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, iş adamları ve çok sayıda davetli katıldı.Muhabir: Kadir Karakuş, Esra AltınmakasAA
Soma'daki Facia Uluslararası Basında
Uluslararası basında faciaya ilişkin detaylara geniş yer verilirken, milli yas ilan edilmesine ve Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk ziyaretini iptal etmesine vurgu yapıldı.Soma’da meydana gelen maden faciası, uluslararası basında geniş yer bulurken, haberlerde arama kurtarma çalışmalarına ilişkin fotoğraf ve görüntülere geniş yer verildi. Haberlerde ülkede 3 günlük milli yas ilan edilmesine ve Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk ziyaretini iptal etmesine vurgu yapıldı. Dünyada en çok maden ve iş güvenliği kazasının yaşandığı ülkelerin başında gelen Çin'in ulusal basınında Soma'da yaşanan maden faciası önemli yer buldu. Çin resmi ajansı Şinhua'nın haberlerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın faciayla ilgili açıklamalarına yer verilirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretlerini iptal ederek bölgeye gideceği aktarıldı. Facia, ülkede Çince ve İngilizce yayın yapan birçok gazetede de ilk haber olarak verilirken, Soma'da devam eden arama kurtarma çalışmalarına ilişkin fotoğraflar gazetelerde geniş olarak kullanıldı. Haberlerde ayrıca, Türkiye'de geçmiş yıllarda yaşanan maden facialarına ilişkin bilgi verildi. Almanya Almanya'nın Bild gazetesi, 'Anneler ve eşler maden ocağının girişinde ağlıyor' başlıklı haberinde, Türkiye'deki maden ocağında meydana gelen felakette 200’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Facia için Süddeutsche Zeitung gazetesi 'Kurtarma ekipleri madende mahsur kalan işçileri kurtarmak için çalışıyor', Die Welt gazetesi ise 'Maden faciasında 200'den fazla insan hayatını kaybetti' başlıklarını kullandı. 'Sendika, meydana gelen maden faciasını 'katliam' olarak nitelendiriyor' başlığını atan Spiegel Online ise yüzlerce kişinin yerin altında mahsur kaldığını belirtti. Frankfurter Rundschau gazetesi, 'Yüzlerce ölü ve kayıp' başlığıyla duyurduğu haberde, Soma'da yaşanan olayın Türkiye'deki en büyük iş kazalarından biri olduğunun altı çizildi. Tagesspiegel gazetesi ise 'İşçilere yapılan bir katliam' başlığını kullanarak, maden işçileri, sendikalar ve muhalefetin olayla ilgili hükümeti suçladığını belirtti. İngiltere İngiliz yayın kuruluşu BBC, faciaya ilişkin gelişmeleri canlı yayınlarla aktardı. Ölü sayısının artmasının beklendiğini bildiren BBC, gece boyunca ailelerin çaresizce yakınlarından haber beklediğini, kurtarma çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. İngiliz Sky haber kanalı da maden faciasını bültenlerinde ilk sırada verdi. Sky, ölü sayısının artmasının beklendiğini ve mahsur kalan yüzlerce madencinin ailelerinin umutlarının tükenmekte olduğunu bildirdi. Haber kanalı ayrıca, facianın ardından Başbakan Erdoğan'ın Arnavutluk ziyaretini ertelediğini ve Soma'ya gideceğini belirtti. Sky, kurtarma çalışmaları sırasında madene oksijen verildiğini aktardı. Facia, İngiliz gazetelerinde de geniş yer buldu. Guardian gazetesi, 'Türkiye'deki maden faciasında 200'den fazla kişi öldü' başlığını atarken, Daily Telegraph gazetesi 'Türkiye'deki maden ocağında meydana gelen patlamanın ardından yüzlerce madenci hayatını kaybetti', Independent gazetesi 'Maden faciasında en az 200 kişi öldü', Financial Times gazetesi de 'Madendeki patlamada en az 201 kişi öldü' başlıklarını kullandı. Hollanda 'Kömür madenindeki patlamada 201 kişi hayatını kaybetti' başlığıyla yangını haber yapan Hollanda yayın kurumu NOS televizyonu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız’ın açıklamalarına yer verdi. Kurtarma çalışmalarının devam ettiğine vurgu yapılan haberde, Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk’a yapmayı planladığı ziyaretini iptal ettiğine dikkat çekildi. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi De Telegraaf ise “Maden ocağı faciası” başlığıyla duyurduğu haberde, patlamada çok sayıda kişinin öldüğünü, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini bildirdi. Gazete, Türkiye’de şimdiye kadar en büyük maden faciasının 1992 yılında Zonguldak’ta yaşandığını ve o zaman 263 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Volkskrant gazetesi, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini ifade etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız’ın “Sayı endişe ettiğimiz noktaya doğru gidiyor” açıklaması kullanılan haberde, kurtarma çalışmalarının aralıksız sürdüğüne işaret edildi. İspanya Soma'daki maden faciasını haber ajanslarından aldıkları bilgilerle derleyip ilk sayfalara taşıyan İspanyol basını, bir patlama sonrası maden yatağının çökmesi sonucunda çok sayıda işçinin öldüğünü duyurdu. 'Türkiye'de maden trajedisi' başlığını atan El Mundo gazetesi, 1992 yılında Zonguldak'ta 270 maden işçisinin hayatını kaybettiği kazadan sonra ülkedeki en büyük maden kazasının meydana geldiğine dikkat çekti. Faciadan dolayı Başbakan Erdoğan'ın ve ana Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Soma'ya gitmek için programlarını iptal ettiklerini vurgulayan İspanyol gazetesi, Türkiye'deki sendikaların ise başta tecrübesiz işçi çalıştırılması olmak üzere, maden işçilerinin çalışma koşulları ve madenlerin denetimiyle ilgili tepkili olduklarını yazdı. El Pais gazetesi de haberinde, 200 metre derinlikteki maden yatağının çökmesi sırasında içeride 780'den fazla işçi olduğunu belirtti. El Pais, Türkiye'deki maden işçileri sendikalarının Avrupa'da en sık maden kazasının kendi ülkelerinde olduğunu söyleyip, güvenlik ve ekipman eksikliğinden yakındıklarını bildirdi. Ülkedeki diğer önemli gazetelerden ABC ve La Vanguardia da benzer ifadeleri sayfalarına taşırken, İspanyol televizyonları da haber bültenlerinde Soma'daki maden faciasına yer verdi. Fransa Fransız Le Figaro gazetesi, dün olayın yaşandığı saatlerde sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından flaş geçerken, gün boyu kazaya ilişkin gelişmeleri yakından takip etti. Olay yerinden fotoğraflar paylaşan gazete, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın açıklamasına yer verdi. Le Monde gazetesi ise madenciliğin Soma halkının geçim kaynağı olduğunu yazdı. Faciayla ilgili üç gün yas ilan edilmesi haberi ise birçok Fransız haber sitesinde flaş gelişme olarak yer aldı. Danimarka Soma'daki maden faciası, İskandinav basınında da geniş yer buldu. Danimarka'daki televizyon kanalları ve gazetelerin hemen hemen hepsinde faciayla ilgili olarak Türkiye'deki basın organlarının verdiği bilgiler kaynak gösterildi. DR televizyonu, yüzlerce işçinin hala mahsur olduğunu öne çıkarırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın ölü sayısını 205 olarak açıkladığını aktardı. Televizyon kanalı, Türkiye'deki muhabirlerinin Soma'ya doğru yolda olduğunu bildirdi. Ekstra Bladet gazetesi ise 'en az 200 ölü 400 kişi mahsur' başlığıyla verdiği olayla ilgili olarak mahsur kalan işçiler için zamanla yarıştığını aktardı. Gazetenin internet sitesi, olay yerinden canlı internet yayınına geçti. BT gazetesi ise 201 kişinin hayatını kaybettiğini ve yüzlerce insanın yaşam mücadelesi verdiğini yazdı. Türk medyasındaki haberleri kaynak gösteren gazete, ölü sayısının net olmadığını bildirdi. Politiken gazetesi, olayın gelişimine geniş yer vererek yaşanan acı nedeniyle üç günlük yas ilan edildiğini aktarırken, Jyllands Posten, ailesini kaybeden genç bir kızın fotoğrafıyla verdiği haberde genç kızın 'Biz bir aileydik ama bugün ailemiz yok oldu' ifadelerine yer verdi. İsveç İsveç basını da haberlerinde olaya geniş yer verdi. Gazetelerden Svenska Dagbladet, Soma'daki madende patlama nedeniyle yangın çıktıktan sonra yüzlerce işçinin mahsur kaldığını, ölümlerin karbonmonoksitten kaynaklandığını belirtti. Son olarak ölü sayısının 205 olarak açıklandığını yazan gazete, ocağa oksijen pompalandığını ancak ölü sayısının artmasından korkulduğunu belirterek Türkiye'de üç günlük yas ilan edildiğini kaydetti. Norveç Norveç gazetesi Verdens Gang, maden kazasında ölü sayısının artmaya devam ettiğini ve kazanın 1992'den bu yana ülkede meydana gelen en büyük maden kazası olduğunu bildirdi. Gazete, yüzlerce işçinin hala mahsur olduğunu olay nedeniyle Türkiye'de üç günlük yas ilan edildiğini duyurdu. NRK televizyonunun internet sitesinde ise DİSK Başkanı Kani Beko'nun 'Patlama sonrasında yaşananlar bir işçi katliamıdır. Orada paravan şirketlerden işçi çalıştırılıyor. Bu da işçilerin haklarının belirsizliğine yol açıyor' dediği aktarılırken, Metal-İş sendikasının açıklamasına yer verildi. Dagbladet gazetesi ise itfaiyecilerin içeride mahsur kalan işçilere temiz hava ulaştırmak için molozların içine oksijen sıktığını belirtti. TV2 televizyonu, Türkiye'de 1941 yılından bu yana 3000 kişinin maden kazalarında hayatını kaybettiğini ve Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa lideri olduğunu ileri sürdü. Yunanistan Yunan basını ise maden ocağı önünde bekleyen işçi yakınlarının fotoğraflarına yer vererek, olayı ''Gergin Bekleyiş' şeklinde duyurdu. Kathimerini gazetesi, fotoğraflı verdiği haberinde, facianın ardından üç günlük yas ilan edildiğini yazdı. ''Türkiye'nin yüreği yandı'' ifadesini kullanan gazete, facia nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arnavutluk ziyaretini iptal ettiğini duyurdu. İmerisia gazetesi, 'Ulusal trajedi' başlığıyla duyurduğu haberinde, yetkililerin ölü sayısının artmasından endişe duyduklarını ifade etti ve Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın olay yerinde yaptığı açıklamalara yer verdi. Gazete, arama çalışmaların aralıksız devam ettiğini bildirdi.AA
'Asıl Sizin Vicdanınıza Beton Dökülmüş Be...'
Parti grubunda konuşan Erdoğan, maden faciasındaki çalışmalarından ötürü birçok isme teşekkür ederken Bakan Faruk Çelik'in adını anmadı. AK Parti grubu Soma şehitleri için saygı duruşuyla başladı. Soma'da yaşanan faciaya değinerek konuşmasına başlayan Başbakan Erdoğan, ölen madencilerin sivil şehit sayılması için gerekli talimatı verdiğini belirtti. GÖZLERİ DOLU DOLU KONUŞTU Başbakan Erdoğan'ın Soma şehitleriyle ilgili açıklama yaptığı sırada gözlerinin dolduğu gözlendi. Konuşmasıyla salondakileri de duygulandıran Erdoğan 'Zamansız her ölüm için gözyaşlarımızı içimiz akıttık. Yavrularını ciğerparelerini canlarından birer parçayı ebediyete uğurlayan anne babaları gördüğümüzde gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de Van'da çatıları çöken insanlar gözümüzün önüne gelince gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de ölen bacımızı, Siirtte kurşunlanan kızlarımızı hatırladıkça gözyaşlarımızı içine akıttık. Burakcan'ımızın öldürüldüğü anı da unutamadık. Zamansız giden kim varsa yutkunduk hüzünlendik yasımızı içimize akıttık. Biz yaşatmanın mücadelesini verenlerden olduk. Bu ülkede en ucuz şey can iken canları kutsal emanetleri muhafaza etmenin mücadelesi içinde olduk' dedi. SESİNİN EN ÇOK YÜKSELDİĞİ AN Erdoğan, madende Suriyeli olduğu iddialarını da kesin bir dille yalanlayarak 'Neymiş ocakta Suriyeliler varmış. İçerde tespit edelim diyor. Adama bak ya. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji bakanı burada Suriyeli falan yok diyor kendi bakanının söylediğine inanmıyor. Kendi girip bulacakmış. Ya sen orada ölüverirsen senin halin ne olacak? Bir de afedersin senin sorumluluğunu mu üstleneceğiz. Tabi bakanım da hayır sokmuyorum sizi hadi güle güle diyor.' şeklinde konuştu. FARUK ÇELİK'E TEŞEKKÜR ETMEDİ Erdoğan, Türkiye'yi yasa boğan felakette çalışmalarından ötürü Enerji Bakanı Taner Yıldız olamk üzere AFAD Başkanı'na, sağlık personelinden sivil toplum örgütlerine kadar isim ve unvan vererek tek tek teşekkür etti. Bu isimler arasında afet bölgesine geç gittiği için eleştirilen Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in olmaması dikkat çekti. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları; Soma’da saat 15.10’da bir kaza meydana geldi. Haberin öğrenilmesinin ardından Enerji Bakanımızla beraberdik. Kendisine ‘Soma’ya hareket etmesi’ talimatını verdik. Ekibini topladı ve hemen Soma’ya hareket ettiler. Taner Yıldız’a ilk andan itibaren koordine etmesi, orada yatıp kalkması, ve gayreti yüzünden kendisine teşekkür ediyor, Allah kendisinden razı olsun diyorum. Aynı şekilde Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah beye, Çalışma ve Güvenlik Bakanı Yardımcısı Halil Bey’e de çok teşekkür ediyorum. 'HEPSİ BİR DİSİPLİN İÇİNDE YÜRÜTÜLDÜ' Kızılay bölge halkına hizmet için 100 personel ve 12 araçla bölgede çalışma başlattı. Olaydan 2-3 saat sonra Kızılay da oraya yerleşti. Çorbaydı yemekti aş pişmeye başladı. Çünkü ocakta çalışanların yakınlarına da bu tür hizmet verildi. Hepsi bir disiplin içinde yürütüldü. Kargaşaya fırsat verilmedi. Aile bakanlığımız Milli Eğitim bakanlığımız, belediyelerimiz, personel ve araçlarıyla Soma'ya koştular. Bu vesileyle Aile bakanlığımızı ve Milli Eğitim Bakanlığımıza da teşekkür ediyorum. '24 SAAT GEÇMEDEN OLAY YERİNE İNTİKAL ETTİK' Aynı şekilde STK'lar da Soma'ya intikal ettiler. Şahsım ve iki Başbakan yardımcım da Sağlık bakanımla birlikte olayın üzerinden 24 saat geçmeden olay yerine intikal ettik. Olay yerinde çeşitli incelemeleri gerçekleştirdik. Toplamda 2743 personel 258 kara ve 9 hava aracı hem arama kurtarma hem tedavi hem de defin çalışmalarına, yakınların rehabilitasyonu ve ihtiyaçların karşılanmasına hizmet etti. Olay mahallinde ve cenazelerin taşındığı Kırkağaç'ta birer sahra hastanesi kuruldu. 280 personel bu iki hastanede görev yaptı. Burada aileler ile iritbat sağlandı. 'BAŞTA HERHANGİ BİR SIKINTILARI YOKTU' Ocaktan çıkardığımız vatandaşlarımızın kardeşlerimizin başta herhangi bir sıkıntısı yoktu. Son çıkan 15-20 vatandaşta sıkıntılar vardı. Bu yanmadan kaynaklanan şeyler. DNA testleri ile eşleştirmeler yapıldı. Şehitlerimizin ailelelerine de onlar teslim edildi. 4 ilde 236 psikososyal meslek personeli ile 272 aileye ulaşıldı. Bu noktada ilgili bakanlığımız ciddi gayret ortaya koydu teşekkür ediyorum. Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı cenaze için nakdi yardımda bulundu. MEB, okul odaklı kriz müdahalesinde bulundu. Okullar ziyaret edildi. Destek programları başlatıldı. '486 İŞÇİ SAĞ ÇIKARILDI' Arama kurtarma çalışmaları 4 gün sürdü. Toplamda 486 işçi sağ olarak çıkarıldı. Ne yazık ki 301 işçimiz de bu elim kazada hayatını kaybetti. Şehitlerimizin tamamının naaşı çıkarıldı ailelelerine teslim edildi. 'ŞEHİT SAYILMALARI İÇİN YASAL ÇALIŞMALAR BAŞLATTIK' Ailelere manevi desteğin yanısıra maddi destek de başlattık. Yasal olarak şehit sayılmaları için yasal çalışmaları başlattık. Bu çalışma yapılacak ve bakanlar kurulumuzda da bu konuyu yarın değerlendirmek suretiyle alt yapısını hazırlayarak adımlarımızı atacağız. İhtiyaçları tespit noktasında bir çalışmayı yine Çalışma, Enerji bakanlıklarımız, Aile bakanlığımız hatta Sağlık bakanlığımız dörtlü bir ekiple gerekirse tüm ailelerle görüşmek suretiyle taleplerini dinlemek suretiyle böyle bir adım atalım diye de düşünüyoruz. Gereken düzenlemeler buna göre yapılacak. 'NE GEREKİYORSA YAPIYORUZ' Şehit yakınlarımızın yararlandıkları imkanlardan yararlanmaları için ne gerekirse yapıyoruz yapacağız. Başbakanlıkça Soma için bazı suistimallerin önünü kesmek için bunları engellemek için AFAD'ın açmış olduğu yardım kampanyasını başlattık. Bir çok dernekler hemen devreye girdiler. Biz burada bu işi dernekler vesaire belediyeler olmasın istiyoruz. Hepsi AFAD, ki bu iş için kuruldu, bununla tamamıyla yürütelim istedik, ve sadece Soma'ya ait olmak üzere AFAD bu işi yürütecektir. Başbakan yardımcımız Beşir Atalay bey de AFAD'ı bu noktada koordine edecektir. Hesap açılmıştır. Bütün yardımlar tek elde toplanacak. İhtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. '77 MİLYON BİR OLDU' Facia sonrasında milletimiz birbirine farklı kenetlendi. Acıyı yüreğinde hissetti. Soma için seferber oldu. Bazı çok istisnai hadiseler dışında 77 milyon bir olduğunu kardeş olduğunu bu acı olayda tekrar tüm dünyaya gösterdi. Başbakanlık olarak bu büyük facia karşısında 3 gün milli yas ilan ettik. Ayyıldızlı bayraklarımızı yarıya indirdik. Buradan öncelikle Soma faciasının acısını hisseden Soma'daki kardeşlerimize destek sağlayan özellikle de dualarıyla fatihalarıyla yasinleriyle her an Soma'daki kardeşlerimizin yanında olan aziz milletimize teşekkür ediyorum. 'SİYASİ PARTİLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM' Soma'yı ziyaret eden devlet erkanına teşekkür ediyorum. Meselenin duyulmasından itibaren bu elim faciayla siyasi bakmayı sağduyulu şekilde milletin acısını paylaşan siyasi partilerimize ve temsilcilerine çok çok teşekkür ediyorum. Sorumlu yayıncılık yapan Soma'daki acıyı bir haber nesnesinden çok milletin ortak acısı olarak gören medya kuruluşlarına gazeteci arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Milli takımımıza spor kulüplerimize, derneklere, vakıflara şükranlarımızı sunuyorum. Yurt dışından çok sayıda siyasetçi taziyelerini ilettiler. Bir kısmı telefon etmek suretiyle, bu üzüntümüzü paylaşma durumunda oldular. Bir kısmı sayın Cumhurbaşkanımızı aradılar. Meclis Başkanımızı arayanlar da oldu. Hepsi bu hüznü bizimle paylaştı. 'PUTİN BENİ ARADI' Bizzat bir şeyi vurgulamak istiyorum. Beni arayan dost ve kardeş ülke liderlerine özellikle teşekkür ediyorum. Pakistan bizzat bir gün milli yas ilan etti. Pakistan başbakanı sayın Navaz Şerif, Pencap eyaleti başkanı Şahbaz Şerif bizzat aradı. Katar emiri bizzat aradı. Tekrar tekrar bize manen düşeni yapıyoruz ama madden ne düşüyorsa hazırız diye ısrarla söylediler. Biz teşekkür ettik. Dedik ki şu anda bütün ihtiyaçları giderecek noktadayız. Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin aradı acımızı paylaştı. Her türlü desteğe hazır olduklarını, teknoloji noktasında müşterek neler yapılabilir enerji bakanıma talimat verdim müşterek çalışma içine girebiliriz dediler. Aynı şekilde Bosna Hersek Cumhurbaşkanı da aradılar. Onlar da bildiğiniz gibi sel afetiyle karşı karşıyalar. Orada da ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Sırbistan'da da bir felaket oldu. Sırbistan Başbakanı'na da geçmiş olsun dileklerimi ilettim. NORVEÇ VE İSRAİL'E TEŞEKKÜR Ankara'daki milli gün resepsiyonlarını iptal eden Norveç ve İsrail'e teşekkür ediyorum. Kendi ülkelerinde de bu yası bizimle paylaşan yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de milli yas ilan etti. Orada da bayraklar yarıya indi. KKTC Başbakanı ve Meclis başkanına, Cumhurbaşkanına teşekkür ediyorum. Dünyanın bir çok ülkesi mesajlar göndererek acımızı paylaştılar. Hepsine teşekkür ediyorum. Hatimler tertip eden cenaze namazları kılan dua eden kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. AKP'nin gençlik kollarını dua programları nedeniyle tebrik ediyor teşekkür ediyorum. 'ŞİMDİ BAZI ŞEYLERİ KONUŞMAYA BAŞLADIK' Tarifi mümkün olmayan bir acı yaşıyoruz. Eşine nadir rastlanan bir facianın yaralarını sarıyoruz. Kaza duyulduğu andan itibaren gayretimizi sağ olarak çıkmalarına sarfettik. Umutlar tükenince cenazeleri çıkarmanın mücadelesi içinde olduk. Biz de sağolsun bazı siyasetçiler de acılar tazeyken, hep birlikte suçlu aramak sorumlu aramak yerine bütünüyle şehit ve yaralı kardeşlerimize yoğunlaştık. Şu anda madende hiç işçimiz kalmadı. Şehitleri ailelerine teslim ettik. Definleri yapıldı. Şimdi bazı şeyleri konuşmaya başladık. 'BUNUN ÜZERİNİ KİMSE ÖRTEMEZ' Soma'ya kazanın ertesi günü yaptığımız ziyarette de söyledik. Bunun üzerini kimse örtemez. Sorumluluğu olan kimse saklanamaz. Burada idari ve adli bütün soruşturmalar yapılacaktır. Bunun takipçisi olacağız. En ince detayına kadar takipçisi olacağız dedik. Sorumlular kimse bizim yetkimiz dahilindeyse biz yargının alanındaysa yargıya teslim suretiyle hesabını soracağız. Herkes gerekli dersleri çıkaracak ve bu can alıcı sorunun üzerine kararlı şekilde gidilecektir. Biz denetimleri sıklaştırmak mevzuaatta eksiklikleri gidermek konusunda kararlı olacağız. Özel sektör ve sendikaların da hassasiyetlerini arttıracaklarına inanıyorum. 'HİÇBİR TESELLİ KANAYAN YÜREKLERE SU SERPMEZ' Ne yaparsak yapalım 301 can geri gelmeyecek. Eşini evladını babasını kardeşini yitiren yüreklerin feryadı dinmeyecek. Hiçbir söz ve temenni kanayan yüreklere su serpemeyecek. Teselli edemeyecek. Ateş tabii ki en başta düştüğü yeri yakar. Milletimizin kahir ekseriyeti tamamı demiyorum evet bu ateşi yüreğinde hissetti. Yaşamadan tecrübe etmeden hiç kimse o sofralarda o yüreklerde oluşan boşluğu anlayamaz. Cenaze defnedilip herkes evine dağıldığında bir vakıa ile karşı karşıyayız. O da ruhlarda esen fırtınayı kimse tahayyül edemez. Rabbime sonsuz kere hamdolsun ki biz bu topraklarda yaşıyoruz. Bu milletim mensubu olarak bin yıllardan süzülüp gelen metanet duygusunu Müslüman olarak biz içimizde hissediyoruz. 'EVLERİMİZDE YAPTIĞIMIZ YEMEKLERİ YAS EVİNE TAŞIYORUZ' Bunu yaşamayanlar da olabilir. O bizim de o kadar derdimiz değil. Biz inancımızdan gelen metanet duygusuyla bunu yaşıyoruz. Büyük acılar yaşamış bir millet olarak belki de her milletten çok dayanışmayı paylaşmayı acıları ortaklaştırmayı biliyoruz. Cenaze evinde ocağın tütmeyeceğini düşünüyor. Evlerimizde yaptığımız yemekleri yas evlerine taşıyoruz. Bizim kültürümüzde bu var. Komşuyla aynı yası tutuyoruz. Komşunun ihtiyaçlarını karşılamak için seferber oluyoruz. Yetimleri kendi evlatlarımızdan ayırmıyoruz. İşte bizi millet yapan da budur. Acıları ortak olanlar millettir. Aynı anda yas tutabilenler millettir. Kardeşinin hüznünü kendi hüznü gibi hissedenler millettir. Aynı acılar için ortak yas tuttuğumuz için milletiz. 'DİCLE'NİN KENARINDA KURDUN KAPTIĞI KOYUN BİLE...' Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetim altındadır. Bu ülkenin bakanları vekilleri olarak aynı mesuliyet sizin de üzerindedir. 77 milyon içinde nasıl ki sevinenlerin sevinci benim sevincim ise üzülenlerin üzüntüsü de benim üzüntümdür. İnsan bazen gözyaşlarını içine akıtır. İnsan bazen yutkunur. Kendisini sıkar hüznünü içine atar. Genç yaşta ahirete irtihal eden her şehit için gözyaşlarımızı içimize akıttık. Zamansız her ölüm için gözyaşlarımızı içimiz akıttık. Yavrularını ciğerparelerini canlarından birer parçayı ebediyete uğurlayan anne babaları gördüğümüzde gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de Van'da çatıları çöken insanlar gözümüzün önüne gelince gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de ölen bacımızı, Siirtte kurşunlanan kızlarımızı hatırladıkça gözyaşlarımızı içine akıttık. Burakcan'ımızın öldürüldüğü anı da unutamadık. Zamansız giden kim varsa yutkunduk hüzünlendik yasımızı içimize akıttık. Biz yaşatmanın mücadelesini verenlerden olduk. Bu ülkede en ucuz şey can iken canları kutsal emanetleri muhafaza etmenin mücadelesi içinde olduk. '12 YIL BOYUNCA GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK' Canları yaşatmanın mücadelesini verdik. Hem de iyi yaşatmanın mücadelesi içinde olduk. Yollar yaparak konutlar inşa ederek mücadele verdik. Yakın tarihimizde görülmemiş şekilde sağlıkta yatırımlar yaparak, başarı grafiğinde sağlığı birinci sıraya yükselttik devasa yatırımlar yaptık. 30 yıldır canımızdan can koparan gencecik fidanları söküp alan teröre karşı çözüm dedik barış dedik kardeşlik dedik canları yaşatmanın mücadelesi içinde olduk. Sadece yaşatma mücadelesi vermedik, 77 milyon iyi yaşasın huzurlu olsun diye 12 yıl boyunca gece gündüz çalıştık. Her afet faciadan dersler çıkardık ibret aldık. 'EMANETLERİ BİZİM KUTSAL EMANETLERİMİZDİR' Soma'da yaşanan kaza ile hayatlarını yitiren her bir şehit benim öz be öz kardeşimdir. Biz aynı davanın neferleriyiz. Aynı hissiyatın aynı iklimin kardeşleriyiz. Biz onların kömür karalarını onur bildiğimiz için kardeş olduk. Alın terinden tiksinmediğimiz emekçi olmanın ne olduğunu bildiğimiz için anladık. Bize nasıl makarnacı, bidon kafalı dedilerse bizimle birlikte onlara da ne yazık ki aynısını söylediler. Bize nasıl iyi beslenmemiş okumayan cahil kitle dedilerse onlara da bunu söylediler. Biz aynı damarın aynı mahzun anne babaların evlatlarıyız. Her bir kardeşimin yüzündeki kömür karası benim de milletimin de iftihar kaynağıdır. O şehitler nasıl ki annelerinin babalarının evlatlarıysa şimdi artık benim evlatlarımdır sizin evlatlarınızdır 77 milyonun evlatlarıdır. Emanetleri bizim kutsal emanetlerimizdir. Şehit annelerimize babalarına sesleniyorum, siz evlatlarınızı yitirdiniz biliniz ki biz de yitirdik. Sizlerin nasıl yüreği yandıysa aynı derecede bizim de yandı ve yanıyor. 'BU YASI BİRLİKTE TUTACAĞIZ' Sizin nasıl ocağınıza ateş düştüyse ocağımıza kor düştü. Yüreğimiz kavruluyor. Bu acıyı birlikte taşıyacağız bu yası birlikte tutacağız. Bu ateş belki sönmeyecek ama sıkıntıları çözmek için ne yapılması gerekiyorsa birlikte yapacağız. Sizin yürek yaranızı sarmak için birlik olacak. Acıyı haffiletmek için birlik olacağız. Biz onlara şehit dedik. Şehit mertebesine yakıştırdık. Ülkesi vatanı için toprağı için ekmeği için rızkı için alınteri döken o kardeşlerimizi biz şehitlik makamında görüyoruz. Biliyoruz ki bizim acizane arzularımızın kıymeti yoktur Rabbime dua ediyorum Ya Rabbi o kardeşlerimizi sen de şehitlerin olarak kabul et diye yalvarıyoruz. Ya Rabbi rahmetinle kuşat cennetinle mükafatlandır diye dua ediyoruz. 301 şehidimizin mekanı cennet olsun inşallah. Yakınlarına bir kez daha sabır ve başsağlığı temenni ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifa temenni ediyorum. 'BİRİLERİ ÇIKIP KİN KUSMAYA BAŞLADI' Başkasının ölümünü kardeşinin ölümünü sinsice pusuda peklemek esfeli safilin diye tarif edilen yani aşağıların en aşağısı bir mertebe olsa gerek. Evet ne acıdır ki biz bu süreçte bunu da yaşadık. Bunu da yaşıyoruz. Daha cenazelerimizi madenden çıkarmadan daha cenazelerimizi toprağa veremeden işte sinsice pusuda bekleyenler esfeli safilin aşağıların en aşağısında olanlar pusularından çıktılar ve kendilerine yakışanı yapmaya başladılar. Millet birbirine kenetlenmişken ortak acıyı sessizce yaşamaya çalışırken içinden yasını tutarken daha ilk anda birileri çıkıp kin kusmaya başladı. Anadolu'da Trakya'da bir acı karşısında bir elem vefat karşısında benim aziz milletim susar. Dişini sıkar. Kinini öfkesini nefretini bir kenara bırakır. Can düşmanı da olsa vefat edene hakkını helal eder duasını okur. Fatihasını Yasinini okur. Boynunu eğip vakarını muhafaza eder. 'SİZİN VİCDANINIZA BETON DÖKÜLMÜŞ BE!' Biz Soma'da tahammül edilemez acısını bastıramayıp feryat edenleri anlıyoruz. Somalı olmayan gönül bağı bulunmayan hatta ve hatta hayatında kömür görmemiş madencinin elini tutmamış hissiyatıyla ortak olmamış o sinsilerin fırsatçılığnı anlamadık ve anlayamayacağız. İlla bu ülkenin bir ferdi olmaya gerek yok. İlla o acıyı hissetmeye de gerek yok. İnsanım diyen böyel bir istismarın sinsiliğin içine girmez. Daha ilk andan itibaren medyada, sosyal medyada akla hayale gelmeyecek yalanlar yayıldı. Neymiş içerde o kadar değil şu kadar işçi varmış. Kazanın sebebi işte şuymuş. Madenin sahbi buymuş. Yardım ekipleri sokulmamış. AK Partililer avukatlara saldırmış. Yok efendim 15 yaşında çocuk suriyelliler çalıştırılıyormuş. İçerde 120 suriyeli işçi öldü üzerlerine beton döküldü diyenler bile çıktı. Yahu asıl sizin vicdanınıza beton dökülmüş be. 'HER TÜRLÜ YALAN VE İFTİRA VAR' Bu kadar ucuzluk haysiyetsizlik olur mu? Neyin peşindesiniz? Neyin fırsatçılığı içindesiniz. 301 kardeşimiz vefat etmiş biz onları içerden çıkarmaya çalışırken biz yas tutarken bunlar buradan siyasi rant devşirmenin gayreti içine giriyor. Her türlü yalan ve iftira var. Alçakça haince davranış var. Yok madenin sahibi AK Partiliymiş. Benim bir yakınımmış. AK Partili diye o madeni ona vermişiz. O malum medya kuruluşları siyasetçiler odaklar 301 şehit üzerinden fırsat devşirmek için avuçlarını ovuşturuyorlar. Gezi olaylarında bir kaç ölüm olsa çok güzel olur diyenler vardı ya, madenden daha fazla şehit çıkması için temennide bulundular. Soma'nın yerini gösterin deseniz gösteremez. Hayatında kömür ocağına inmiş mi? Bunlar kumsallarda dolaşıyor. Ne işi var kömür ocağında. Maden nedir kömür nedir deseniz cevap veremezler. Bunlar evlerine değil kapılarına semtlerine dahi o işçileri yaklaştırmazlar. Ama orada kendileri için rant görüyorlar. Orada istismar edilecek cenazeler cansız bedenler üzerinden sömürülecek fırsat görüyorlar. YILMAZ ÖZDİL'E ÇOK AĞIR BENZETME Çıkmış bir insan müsveddesi Soma'daki madencilerin bizim Manisa mitinglerinde baretleriyle oraya katılışlarını gerekçe göstererek diyor ki, 'Bunlar buna müstahaktır' diyor. Neymiş, sadece zeybek oynarken kendisi diz çökermiş. Ben diyorum ki önce sen patronunun önünde diz çöktüğünü söyle. Paranın önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Şöhret seviyesizlik basitliğin önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Diz çökmezmiş... Sürüngen sürüngendir ayağa kalkamaz ki diz çökebilsin. 'ZAVALLI, KÜÇÜK BEYİNLİ' Birr başkası çıkmışı aynı patronun dalkavuklarından biri. O da diyor ki, ne şehit ne gazi bunlar niyazi... Bu da bu kadar alçak. Bir başka edepsiz bir başka ahlaksız çıkmış bunun bir musibet olduğunu o madencilerin ve bu milletin bunu hak ettiğini söyleyecek kadar şerefini ve insanlığını ayaklar altına alıyor. Niye çünkü Pensilvanya'daki örgüt liderini elebaşı gibi değil haşa mehdi ve mesih gibi görüyor. Ocaklarına ateş düşsün dedi ya, zavallı küçük beyinli, liderinin o bedduasının tuttuğunu ve Somalı madencileri bulduğuna inanıyor. Yazıklar olsun. Bırakın bu toprakları bu dine yaptığınız ahlaksız toplantıdan dolayı yazıklar olsun. İki tane figürana madenci yakını gibi rol yaptırıp dünyaya servis ediyorlar. Bir başka zavallı AKP'ya oy verenler evlat acısı yaşasın diyor. Uluslararası basına da yalan servis ediyorlar. 'BU FIRSATÇILIĞA PABUÇ BIRAKMAYIZ' Beyler bayanlar, biz bu fırsatçılığa pabuç bırakmayız. Biz bu ahlaksızlığa eyvallah demeyiz. Bizim kültürümüzde buna nebbaşlık, mezar soygunculuğu denir. Bunların şehtilerimizin aziz hatırasına dokunmasına müsade etmeyiz. 'YA SEN ORADA ÖLÜVERİRSEN' Bir grup geldi Taner bakanımla görüşmeye. Şu anda bunlar bu parlamentoda. Neymiş ocakta Suriyeliler varmış. İçerde tespit edelim diyor. Adama bak ya. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji bakanı burada Suriyeli falan yok diyor kendi bakanının söylediğine inanmıyor. Kendi girip bulacakmış. Ya sen orada ölüverirsen senin halin ne olacak? Bir de afedersin senin sorumluluğunu mu üstleneceğiz. Tabi bakanım da hayır sokmuyorum sizi hadi güle güle diyor. Bu nasıl bir anlayış. Bunlar bu kadar siyaseti basite indirgediler. haberler.com
Erdoğan Arnavutluk Gezisini İptal Etti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasına ilişkin 'Ocaktaki kardeşlerimizi çıkarma çalışmaları devam ediyor. Temmenimiz odur ki değerli kardeşlerimizin kurtarılabilme imkanını yakalarız. Tabi tüm işçi kardeşlerimizin ailelerine sabırlar diliyorum. Yaralıların ailelerine aynı şekilde sabırlar temenni ediyorum. Haberi alır almaz bölgedeki tüm birimlerimizde kurtarma çalışmalarımız başlatılmış durumda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız çalışmaları yerinde koordine etmek için ekibiyle Balıkesir ve Manisa millevekillerim aynı şekilde şu anda onlar da yoldalar, bölgeye intikal ediyorlar. Mahsur kalan işçilerimizin kurtarılması için de AFAD başta olmak üzere aynı şekilde Kömür İşletmelerinin kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. İnşallah önümüzdeki saatlerde daha net bilgiler ve gönlümüzü ferahlatacak haberler almayı ümit ediyoruz' dedi. Başbakan Erdoğan, yarın yapacağı Arnavutluk gezisini iptal etti. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bölgeye göre, Erdoğan, Ankara'da Resmi Konut'ta bilgi aldığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ı Soma'ya göndermesinin ardından, gelişmeler ve yürütülen çalışmalar hakkında Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, AFAD Başkanı Fuat Oktay başka olmak üzere yetkililerden bilgi aldı. KILIÇDAROĞLU'NDAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Soma'daki bir madende, elektrik panosunda çıkan yangın nedeniyle hayatını kaybeden işçilere Allah'tan rahmet diledi. CHP'den yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Soma'da meydana gelen kaza nedeniyle yaşamını yitiren işçilere rahmet, yakınlarına ve iş dünyasına başsağlığı dilediği belirtildi. Öte yandan Kılıçdaroğlu'nun yarın sabah 09.30'da, 'Cumhurbaşkanlığı seçimi' ile 'Türkiye'nin temel sorunları' konusunda görüş alışverişinde bulunmak amacıyla Türk-İş'e yapacağı ziyaretin, sendika yöneticilerinin Soma'ya gitmesi nedeniyle ertelendiği bildirildi. CHP HEYET GÖNDERDİ CHP, özel sektöre ait bir kömür ocağında trafo patlaması sonucu bir işçinin yaşamını yitirmesi, çok sayıda işçinin de ocakta mahsur kalması üzerine Soma'ya bir heyet gönderdi. Manisa Milletvekilleri Hasan Ören, Sakine Öz, Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, İzmir Milletvekilleri Musa Çam, Mustafa Moroğlu ve Alaatin Yüksel'den oluşan heyet, patlamanın meydana geldiği ocakta incelemeler yapacak. BBP HEYETİ SOMA'YA GİDİYOR Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, devletin tüm imkanlarını Soma'ya sevk etmesi gerektiğini söyledi. Manisa'nın Soma ilçesinde maden ocağındaki trafo patlaması sonucu meydana gelen yangın sonrası ölenlerin ve yaralıların olduğu bilgisini aldıklarını belirten Destici, Genel Başkan yardımcıları Ahmet Gürhan başkanlığında, Merkez Karar üyeleri ve partililerden oluşan bir heyetin Soma ilçesine hareket ettiklerini ve patlamanın meydana geldiği yerde incelemeler yapacaklarını ifade etti. Destici, Devlet tüm imkânlarını ve kurtarma ekiplerini Soma'ya sevk etmeli, yarın şu da yapılmalıydı, ya da bu da yapılmadı denmemelidir.' dedi.Mustafa Destici açıklamasında şunları söyledi: 'Soma'da maden ocağında ki yangında mahsur kalan işçilerimiz inşallah bir an önce kurtarılır. Rabbim yardımcıları olsun. Dualarımız onlarla. Soma'da ki, Maden Ocağı'nda meydana gelen yangında hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet, milletimize, ailelerine ve Soma halkına başsağlığı diliyorum. Yaralı olan işçi kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.' AA
'Söylediklerim Yalansa Gidin CHP’ye Oy Verin'
İstanbul Kartal'da konuşan Erdoğan'ın sesini düzeldiği görüldü. Erdoğan'a eşi ve kızı Esra Albayrak eşlik ederken Sümmeye Erdoğan ve Bilal Erdoğan'ın yanında olmaması dikkatlerden kaçmadı. Erdoğan mitngde, ''Sakın ha sandıklarda çizikli mizikli oy kullanmıyorsunuz'' dedi. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle: 5 yıldır buradalar. 5 yıldır ne yaptılar. Bunlarda hizmet yok. Hakaret ederler. Yalan söylerler, iftira atarlar. Bunların başka derdi yok. Yapılanlar ortada…. Ben Kartal’ın geçmişini hatırlıyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman Kartal’ın sokaklarında çukurdan, çamurdan gezemezdik. O Kartal’ı aldık gezebilir hale getirdik. CHP’ye oy verdiniz de bizim yaptıklarımızı üzerine onlar ne yaptı. Şu sahile bakın biz ne yaptıysak orada kaldı. Meydanlara bakın biz ne yaptıysak orada kaldı. Bunların yaptıkları bir şey yok. Duydum ki size tapu vaadinde bulunuyormuş bu belediye başkanı. Sen kimsin ya. Senin tapu dağıtma yetkin var mı. Tapuyu dağıtacak bizizbiz. Senin yetkin yok. Söz veriyorum diyor, tapuları dağıtacağım. Ya bunlar ne hak he hukuk tanırlar. Olmayan hakları kendindeymiş gibi başkasına verirler. DAVUTOĞLU KARDEŞİM 200 BİN KİŞİYE SESLENDİ Bu yalancı, talancı, takiyeci, bu müfterilere gelin yarın sandıkta ders verin. Biz size hizmetle güç buluyoruz. Yarın bu sandıklardan Ak Parti çok güçlü çıkacak. Dün sesimdeki sıkıntı nedeniyle Konya’ya gidemedim. Buna rağmen Davutoğlu kardeşim 200 bin kişiye hitap etti. Kayseri’ye gidemedim buna rağmen Taner Yıldız kardeşim 150 bin kişiye hitap etti. Konya, Kayseri birbiriyle yarışıyor. Kartal kiminle yarışıyor. Kartal bizi mahcup etme. MELİH GÖKÇEK GİBİ İSYAN ETTİ Bunlar yıllarca bu ülkede dine, Diyanet'e, Kuran’a, kitaba her şeye saldıran CHP’ye oy istiyorlar. Bu ne çelişkidir ya. Bakıyorsunuz kendisine okyanus ötesi diye hakaret eden Bahçeli’ye oy istiyorlar. SMS’ler geçiyorlar. Hangi ilde hangi partiyi destekleyeceğiz. Hani siyasete karışmıyordunuz. BDP’ye bile oy verecek hale geldiler. Bu kardeşiniz sizin hizmetkarınız oldu. Belediye başkanı olduğumda biz CHP’den aldık İstanbul’u. Kartal’ı da onLardan aldık değil mi? Kartal’da su var mıydı? Kartal’da çöpler dağ gibi miydi? Kartal’ı çöpten, susuzluktan hava kirliliğinden kim kurtardı. İşte CHP kirliliktir. CHP çöptür, susuzluktur, yolsuzluktur. Hala unutuyor musunuz İSKİ yolsuzluğunu. İNANMIYORSANIZ GİDİN CHP'YE OY VERİN Kartal’da, Pendik’te, Tuzla’da tankerler geliyordu, su tankerleri. Anneler hatırlayın o günleri hatırlayın. Gençler hatırlamaz siz onlara hatırlatın, 2,5 milyon genç bu seçimde ilk defa oy kullanacak. Yavrum biz susuzduk AK Parti geldi bizi susuzluktan kurtardı. Bu söylediklerim yalansa bize oy vermeyin gidin CHP’ye oy verin. Ama bu anlattıklarım doğruysa gelin kaldığımız yerden daha çok yapacak işimiz var diyerek yolumuza devam edelim. SAKIN HA ÇİZİKLİ MİZİKLİ OY KULLANMIYORSUNUZ Şurada fazla zaman yok. Bu akşam 18.00’de bizim yasaklarımız başlıyor. Ama siz ev ev dolaşmalısınız. Yarın Kartal’ı yeniden AK Parti’ye kazandırmaya var mıyız? O size hizmetkar olacak o size efendi olmayacak. İnşallah Kartal’ımızı çok daha iyi bir yola taşıyacağız Sakın ha sandıklarda çizikli mizikli oy kullanmıyorsunuz. Sandıklara sahip çıkıyorsunuz. Bu haşhaşilere sandıklarda yolsuzluk yapmalarına fırsat vermiyorsunuz. Haberartıbir
Twitter'da 'Trafoya Kedi Girdi' Geyikleri
Enerji Bakanı Taner Yıldız, yerel seçimlerin yapıldığı 30 Mart'ta yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili açıklama yaptı. Bakan Yıldız, 'Espri yapmıyorum trafoya kedi girdi. Bu ilk kez yaşanmadı. Bunu seçime bağlamak yanlış' demesi üzerine sosyal medyada kedilobisi trend oldu. Türkiye'de yasaklı olan Twitter'da espri yağdı. CNN Türk