Görüş Bildir

memurlar Haberleri

memurlar ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. memurlar ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Anayasa Mahkemesi HSYK Kararını Açıkladı
Anayasa Mahkemesi, CHP'nin HSYK Kanunu'nun iptali ve yürütmesinin durdurulması için yaptığı başvuruyu inceledi, dosyada eksikler buldu. Bu eksiklerin tamamlanması için CHP'ye süre verdi. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin HSYK yasasını iptali için yaptığı başvuruyu olağanüstü genel kurul toplantısında görüştü. Yüksek mahkeme dosyada bulduğu eksiklerin giderilmesi için CHP'ye süre verdi. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar internet sitesinden 'Dava dilekçesinde tespit edilen noksanlıkların tamamlanmak üzere ilgililere tebliğine' cümlesiyle duyuruldu. CHP, eksikleri giderip yeniden başvuracak Yasada zamanla yarış HSYK yasası Çarşamba öğle saatlerinde Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. CHP, yasayı AYM’ye götürmek için Resmi Gazete'de yayımlanmasını bekledi. Ancak Perşembe günü, Cumhurbaşkanının aynı saatlerde onayladığı AFAD’la ilgili yasa Resmi Gazete'de yayımlanırken HSYK yasası yer almadı. Başbakanlık kaynakları onaylanan yasanın baskıya yetişmediğini söylemişlerdi. Bu tür dosyaları karara bağlayan Anayasa Mahkemesi Salı ve Perşembe günleri toplanıyor. Al Jazeera’nin Anayasa Mahkemesi kaynaklarından edindiği bilgiye göre AYM Genel Kurulu perşembe gün boyu yani 19.00’a kadar toplantı halindeydi. HSYK yasası, 20.00 sularında Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı ve yürürlüğe girdi. Adalet Bakanlığı bugün, yasayla işine son verilen memurlar için atamalar yapmaya başladı. Saat 17’de olağanüstü gündemle toplanan Anayasa Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma kararı alınsa bile, karar geriye doğru işlemeyecek. Adalet Bakanı’nın atadığı yeni bürokratlar görevlerine devam edecekler.aljazeera.com.tr
Ve Erdoğan Ses Kayıtlarını Doğruladı
Başbakan Erdoğan, Ankara'da yerel medya temsilcileriyle bir araya geldi. Erdoğan, iki gündür internette yayınlanan ses kayıtlarına değindi. Erdoğan, hem MİLGEM projesiyle hem de bazı davalarla ilgili sözlerinin 'olağan' olduğunu savundu. Erdoğan, toplantıda dün internete düşen MİLGEM ihalesiyle ilgili ses kaydı hakkında da konuştu. Sözkonusu videoda Başbakan'ın iş adamı Metin Kalkavan'la görüştüğü iddia ediliyor. Başbakan, bu konuda ''Bir çok ihaleler yapılıyor birisi saf dışı edilmiş olabilir, şahsıma müracaatı olabilir, ben de dava et diyorum. Bu neticede devletin yüzlerce milyon dolar kazancı oluyor. İşte bunlar bu görüşmeyi dinleyecek kadar karaktersiz'' yorumunda bulundu. Erdoğan, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile internete düşen ses kaydıyla ilgili de 'Benim Adalet Bakanıma 'Bunu yakından takip et dememden daha doğal ne olabilir. Kirli ilişkiler bunu gerektiriyor.' açıklamasını yaptı. Başbakan'ın açıklamalarından satır başları Kurtuluş savaşımızda mahalli basın faaliyetini sürdürebildiği yerlerde destanlar yazdı. Tek parti dönemlerindeki sansüre rağmen yerel basın buna hiçbir zaman boyun eğmedi. 2002’de günde 4 milyon gazete satılıyordu. Bugün internetin bu kadar yaygınlaşmasına rağmen 4,5 milyon gazete satılıyor. 'MEDYA ÜZERİNDEKİ VESAYETİ DE KALDIRDIK' Siyasetin üzerindeki vesayeti kaldırırken medya üzerindeki vesayeti de kaldırdık. Şu anda yaşı 25’in altında olan gençlerin özgürlüklerin nereden nereye geldiği konusunda kıyas yapmakta zorlandığını görüyoruz. İNGİLTERE ÖRNEĞİ İngiltere’de gazeteciler haber yapma adına bazı telefonları dinlediler. 50 gazeteci gözaltına alındı. Bazıları ceza aldı. Yayıncı kuruluş tarafından bu gazete kapatıldı. Ama hiç kimse gazeteciler gözaltına alındı, tutuklandı, İngiltere’de basın özgürlüğü yok demedi. 'BUNLAR YASAL DİNLEME DEĞİLDİR' Bizde ise medya her gün ses kayıtları ve tapeler yayınlıyor. Bazıları bunlar yasal dinleme diye kılıf uyduruyor. Bunlar yasal dinleme değildir. Türkiye’de dinleme yapmanın kuralları vardır. 'BİR BAŞBAKANI DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE DİNLEYEMEZSİNİZ' Bir Başbakanı, cumhurbaşkanını, bakanları dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz Savcı yasalara aykırı şekilde keyfi olarak devletin mahrem görüşmelerini dinlemiştir. Savcıların ya da memurların servis ettikleri bu görüşmeleri yayınlayanlar da anayasa ve yasaları ihlal etmişlerdir. Kriptolu telefonlar dinlenmiştir. İstenilenin elde edilemediği durumlarda da sesler üzerinde montaj, dublaj, kurgu yapılmıştır. Ortaya hayali piyesler çıkarılmıştır. 'TÜRKİYE, EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR HUKUK İHLALİ VE İHANETLE KARŞI KARŞIYA' Aslında çok vahim bir skandalla karşı karşıyayız. Türkiye tarihinde eşi görülemeyen bir hukuk ihlali ve ihanetle karşı karşıyayız. Dinlemeler gerekli izinler alınmadan yapılmıştır. Selam Örgütü gibi hayali örgüt oluşturulmuş 3 bin kişinin telefonu dinlenmiş. Diğer bir dosyada ise bürokratlar, Genelkurmaybaşkanı, Başbakan'ı, Cumhurbaşkan'ı, sanatçılar herkes dinlenmiş. 'MAHREM GÖRÜŞMELERİ DİNLİYORLAR' Burada Türkiye'de bir savcı keyfice dosya hazırlayıp son derece mahrem görüşmeyi dinleyebiliyor. Bir ülkenin enerji bakanı son derece mahrem görüşmeler yapar. Dün sayın Putin ile bir görüşme yaptım. Bunu sadece istihbarat örgütleri dinlemek ister. Oysa bir savcı bir dosya hazırlayıp keyfi şekilde dinleyebiliyor. MİLGEM İHALESİ Birçok ihaleler yapılıyor birisi saf dışı edilmiş olabilir, şahsıma müracaatı olabilir, ben de dava et diyorum. Bu neticede devletin yüzlerce milyon dolar kazancı oluyor. İşte bunlar bu görüşmeyi dinleyecek kadar karaktersiz. 'ÖZGÜRLÜK KİMSEYE BAŞKALARINI DİNLEME, KAYDETME, YAYINLAMA HAKKI VERMEZ' Paralel yapı içinde bu ülkenin menfaatini hiçe sayan tipleri gördük. Özgürlük kimseye anayasa ve yasaları çiğneme hakkı vermez. Özgürlük bir insanın özgürlük alanının bir başka insanın özgürlük alanına kadardır. Özgürlük kimseye başkalarını dinleme, kaydetme, yayınlama hakkı vermez. 'SADECE DİNLEME YOK, GÖRÜNTÜLEME DE VAR!' Yeryüzündeki hiçbir din, mezhep, kültür iki kişi arasındaki konuşmanın başkalarına aktarılmasına cavaz vermez. Sadece dinleme yok, görüntüleme de var. Bir ailenin mahremine girecek kadar olan aile dışında ilişkileri görütülenmek suretiyle sosyal medyada yayınlamak hakkını internet anlayışı veriyorsa ben bunu kabul etmiyorum. BU DİNLEMELER HUKUK ADINA YAPILMADI Gayrimeşru ilişki kurar, meşru ilişkisi de vardır. Ama bunun yayınlama hakkını kimse elde edemez. TÜBİTAK gibi kurum merkezinde bu dinlemeleri yapıyor siz burası güvenli hattır sanıyorsunuz. Güvenli hat diye söylenen kriptolu telefonlar bunu imal eden yer tarafından dinleniyor depolanıyor. Bunlar kopyalanıp çalışıp götürülüyor. Bu dinlemeler hukuk adına yapılmadı. Çok net şekilde görülüyor ki örgüt adına, örgüt çıkarları adına yapıldı. Bu örgütte güya dini yapı, hizmet yapılanması... 'İŞ ADAMLARINA GİDİP HARAÇ TOPLADILAR, YAPARSAN ŞÜKRAN, YAPMAZSAN KASET VAR' Ben imam hatip lisesinde okudum dinimi az da olsa bilirim. benim dinim gayrimeşru işe hoş bakmadı, bakmaz. Devlet içine sızacaksınız, insanlarını dinleyeceksiniz, iş adamlarına gidip haraç toplayacaksanız. Şurada okul yaparsan sana şükranlarımızı bildiririz ama yapmazsanız elimizde kaset var. Böyle tehditler var. Ben daha önce söyledim. Ellerinde ne varsa döksünler. Daha önce yaptıkları gibi bugün de istedikleri dublajı, kurguyu yapsınlar. Korkumuz yok. Şu ana kadar 14 vilayete gittim. Meydanlar her şeyi açık net söylüyor. 'SİYASETİ BIRAKMAYA HAZIRIM' Birileri meydanlardaki kalabalığın montaj olduğunu ifade ediyor. Onları buyursunlar bizim mitinglerimize davet ediyorum. O insanları miting meydanlarına taşığımız iddiaları var. Meydanda reel yapıyı görmek için teşkilatımıza yasak getiririm. Asla bir il diğer ile taşınmayacak. Anketler yoluyla oynanmak istenen oyun var. Çok iddialı ifade kullanıyorum. Partim bu seçimlerden birinci olarak çıkmazsa siyeti bırakmaya hazırım. Diğerleri hazır mı? CHP'nin MHP'nin başkanları bırakabilir mi? Çöreklenmişler koltuklara. Gerilim üretsinler, hakaret etsinler. Bir kere de gelsin desein ki birinci olmadığım takdirde bırakacağım. Onlar o koltuğu korumanın peşindeler. 'ADALET BAKANIMA BUNU TAKİP ET DEMEMDEN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR' Boğaz'a karşı viskisini yudumdayıp Trakya için ahkam kesenler hala gerçekleri görmüyorlar. Dün Adalet Bakanımla benim görüşmem yayınlanmış. Dönen dolapları biz biliyoruz. Adalet bakanıma bunu takip et dememden daha doğal ne olabilir. Paralel yapı ya da bunun dışındaki yapılar ister istemez burayı yakından takip et dememi gerektiriyor. SPK'nın bana verdiği bilgiler tehlikeli bilgiler. Bunu ülkem için istiyorum. Bunlar spor kıyafetleriyle evlerinde Başbakan ağırlamış tiplerdir, İstedikleri gibi hükümet kurmuş hükümet indirmişlerdir. Şimdi istedikleri gibi hükümet yok. Bunlar bu ülkede milleti aptal yerine koydular. Bundan sonra kaybedecekler. Eski Türkiye'yi geri getirmek için girişimler yapıldı. Seçim dönemlerinde partimize yönelik kirli senaryolar devreye sokuldu. Eski Türkiye'yi özleyenler 17 Aralık darbe girişimini yaparak yeni Türkiye'ye hücum ettiler. Eski Türkiye'yi özleyen kim varsa bu darbe girişiminde yer aldı. Tüm güçlerini topladılar. Ellerindeki imkanları koydular. 17 Aralık darbe girişimi aldığımız tedbirler neticesinde çuvallamıştır. 17 Aralık darbe girişimi püskürtülmüştür. ORTALIĞA ÇOK PİSLİK DÖKÜLECEK 30 Mart'ta milletimiz darbe girişimine gerekli cevabı verecek bizde hgukuk içinde hesap sormak için hazırlıklarımızı yaptık. Kimsenin yaptığı yanına kalmayacak. Ortalığa pislik dökülecek şimdiden söylüyorum. Kurban kesimden, haraç toplamaya, dershaneye kadar çok şaşırtıcı sonuçlar orataya çıkacak. Makbuzsuz toplanan paraların nerelerde olduğu ortaya çıkacak. Failleri de yargı önüne çıkacak. haberler.com
Polisler, Berkin'i Kimin Vurduğunu Hatırlamıyor
Gezi Parkı gösterileri sırasında polisin attığı gaz fişeği sonucu yaralanan ve hala yoğun bakımda olan Berkin Elvan soruşturmasında 7 polisin daha ifadesi alındı Gezi Parkı gösterilerinde başına gaz fişeği isabet ederek ağır şekilde yaralanan ve 268 gündür yoğun bakımda tutulan 15 yaşındaki Berkin Elvan 'ın yaralanmasına ilişkin soruşturmada yedi polisin daha ifadesi alındı. İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan haberine göre ifade veren polisler ya 'gaz tüfeği kullanmadıklarını' ya da 'kimin kullandığını hatırlamadıklarını' söyledi. Bir polis, “Nerede hangi tarihte görev aldığımı hatırlamıyorum” diye konuştu. Bir TİM şefi, “Bizim gruptan kime gaz tüfeği verildiğini, zimmetle verilip verilmediğini bilmiyorum” diye ifade verdi. Daha önce ifadesi alınan yedi polisten bir kısmı da, “Ben kullanmadım” demiş, bir kısmı ise Okmeydanı’nda olmadığını ileri sürmüştü. Halen Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören ve son yapılan açıklamaya göre 16 kiloya düşen Berkin Elvan’la ilgili soruşturmada, aradan geçen 268 güne rağmen Okmeydanı'nda hangi polisin görev yaptığı bile tespit edilemedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli yedi polis, geçen 6 Şubat’ta ifade verdi. 'Tim şefi' ama hatırlamıyor Şu an Samsun Çevik Kuvvet Şubesi’nde görevli İsmail Aydın, Gezi Parkı gösterileri boyunca gaz fişeği kullanmadığını iddia ederek, “Ben kimin gaz tüfeği kullandığını da bilmiyorum” dedi. Aydın ayrıca o tarihte çalışıp çalışmadığını hatırlamadığını savundu. İstanbul Çevik Kuvvet Şubesi’nde görevli Cengizhan Koçbaş, Uluhan Ulu ve Deniz Ulutaş, “Sertifikam olmadığı için gaz tüfeği kullanmadım. Zaten bana gaz tüfeği verilmedi. Olaylar uzun sürdüğü için nerede hangi tarihte görev aldığımı hatırlamıyorum” diye konuştu. Davut Arslan da gaz tüfeği kullanma sertifikasının olduğunu ve gaz tüfeği kullandığını kabul etti. Ne var ki Berkin Elvan’ın vurulduğu gün raporlu olduğunu, olayı internetten öğrendiğini söyledi. Ali Keleş sertifika sahibi olsa da o gün gaz tüfeği kullanmadığını anlatarak, “Çünkü benden başta sertifikası olan memurlar da vardı. Zaman zaman grupta çok sayıda gaz tüfeği sertifikası olan polis olursa dönüşümlü olarak tüfeği kullanırız. Ancak olay tarihinde kimin kullandığını hatırlamıyorum. Ben kullanmadım. Çevik Kuvvet’in kayıtları araştırılırsa o gün gaz tüfeğinin kime teslim edildiği ve kim tarafından kullanıldığı tespit edilebilir” dedi. Tim Şefi Sefa Doyranlı ise o gün Mecidiyeköy-Okmeydanı arasında görev yaptığını fakat gaz tüfeği kullanmadığını söyledi. Doyranlı, gaz tüfeğini kimin kullandığını hatırlamadığını belirtirken, “Bizim gruptan kime gaz tüfeği verildiğini, zimmetle verilip verilmediğini bilmiyorum” dedi. Doyranlı, sadece Gezi Parkı gösterileri başladığında el bombası tipindeki biber gazından kullandığını anlattı. Daha önce 30 Ocak’ta dinlenen yedi polis de ya gaz tüfeği kullanmadığını ya olayları hatırlamadığını ya da o gün Okmeydanı’nda hiç bulunmadığını iddia etmişti. T24
31 Mart Kimlere Tatil?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 30 Mart yerel seçiminde oy sayımının geç saatlere kadar süreceği için okulların 31 Mart tarihinde tatil olacağını açıkladı. Seçim sonrası sınıfların yeniden eski haline getirilmesi için bir günlük süre gerektiğini kaydeden Avcı, okulların bir gün tatil edilmesi kararı aldıklarını kaydetti.Ancak, memurlar için herhangi bir tatil söz konusu değil. Kamu görevlilleri ve diğer çalışanlar pazartesi günü normal mesailerine devam edecekler.Kaynak: BirGün
Türk Polis Teşkilatı'nın Kuruluşunun 169. Yılı
Emniyet Genel Müdürlüğü , rütbeleri polis memurluğundan başlayıp emniyet genel müdürlüğüne kadar uzanan, tüm il ve ilçelerde örgütlenmiş, kırsalda görevini askeri polis olan jandarmaya bırakmış, kentte ise görevi kendisi yöneten iç güvenlikten sorumlu devlet teşkilatıdır. 1845 tarihinde temeli atılmıştır.Merkez teşkilatı bünyesinde Ana Komuta Kontrol, Strateji Geliştirme, Arşiv, Asayiş, Bilgi İşlem, Dış İlişkiler, Eğitim, Güvenlik, Haberleşme, Havacılık, İdari ve Mali işler, İkmal-Bakım, İnşaat-Emlak, İnterpol, İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize suçlarla mücadele, Koruma, Kriminal, Özel Harekat, Personel, Sağlık İşleri, Sivil Savunma, Sosyal Hizmetler, Teftiş Kurulu, Terörle Mücadele Harekat, Trafik Eğitim ve Araştırma, Trafik ve Denetleme, Yabancılar Hudut İltica Daireleri vardır. Taşra teşkilatını ise, il emniyet müdürlükleri ve ilçe emniyet amirlikleri oluşturur. Genel müdürlük, üst kurum ve yönetim bakımından İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Kurumun yapılanması iki şekilde olmuştur. Birincisi Merkez Teşkilatı ve ikincisi ise Taşra Teşkilatı'dır.Merkez Teşkilatı,Daire Başkanlıkları şeklinde yapılanmıştır.Taşra Teşkilatı ise 81 ilde İl Emniyet Müdürlükleri olarak faaliyet yürütmektedir. Merkez Teşkilatı'ndaki daire başkanlıklarının bazıları direkt olarak emniyet genel müdürüne bağlı olmak ile birlikte diğerleri ise 5 adet emniyet genel müdür yardımcısına bağlı olarak hizmet vermektedir. Taşra teşkilatında ise illerin başında il emniyet müdürü bulunmakta ve ildeki bütün birimler il emniyet müdürüne bağlı olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, belediye teşkilatlanması tamamlanmış olan il, ilçe ve beldelerde güvenlik, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmakta; daha küçük birimlerin ve yapılaşmaya açılmamış alanların güvenliği ise Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve 81 ilde teşkilatlanmış olup konularına göre uzmanlaşmış alt birimlere ayrılmıştır. Suç türlerinin değişken olması neticesi polis teşkilatında da bu değişen suç ile mücadele edebilmek için her geçen gün yeni uzmanlık birimleri oluşturulmaktadır. Türk Polisinin Hizmetiçi Eğitimleri Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından, Hizmetöncesi eğitimi ise Polis Koleji, Polis Akademisi, Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM) ve Polis Meslek Yüksek Okulları tarafından verilmektedir. Polis Akademisinde eğitim lisans seviyesinde olup mezunlar komiser yardımcısı rütbesi ile göreve başlar. Polis Koleji ise lise seviyesinde bir eğitim kurumu olup, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'ne öğrenci yetiştirmekten mesuldür. Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde çeşitli alanlarda lisans eğitimi almış olanlar 6 aylık mesleki eğitim ile polis memuru olarak göreve başlarlar. Polis Meslek Yüksek Okullarında ise eğitim 2 yıllık önlisans seviyesinde olup mezunlar polis memuru rütbesiyle göreve başlamaktadırlar. İnsanların hak ve özgürlüklerinin güven altında bulundurulması gereklidir. Günümüzde devletler, toplumda huzuru ve düzeni sağlama, insanların can ve mal güvenliğini koruma, yasa hakimiyetini sağlamak istemektedirler. Bunun için yasalara ve yasaları uygulayacak bir kuvvete gerek vardır. Türkiye sınırları içerisinde bu görevi yürüten teşkilatlardan biri, Polis Teşkilatıdır. Kulluk Neferi Karakol Bekleyen Yeniçeri Keçeli Yeniçeri Neferi Odabaşı Yeniçeri Kışlası Amiri Kulluk Bayrakdarı Emniyet Amiri Baş Falakacı Sadaret Ceza Amiri Vezir Baş Tebdili Sarıazamın Hususi Ziyaretlerinde Maiyet Amiri Kuloğlu Baş Cuhadarı Belediye Tahsildarları Amiri Baş Kılavuz Alaylarda Yol Açan Çavuşların Amiri Cellât İdam Hükümlerini İnfaza Memur Cellât başı Cellâtların Amiri Subaşı Şehrin İnzibat Amiri Asesbaşı Yeniçeri Ocağı İnzibat Amiri Böcek Başı Gizli Polis Amiri Polis tarihi Türk tarihi ile başlamıştır. Tarih boyunca çeşitli devlet kurmuş olan Türkler kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma ile birlikte yürütmüşlerdir. Eski Türkler'de kamu düzen ve güvenliği işleri Subaşı'lar tarafından belli yasalara uygun olarak yürütülmüştür. Oğuz Han'ın Oğuz Türesi, Cengiz Han'ın Uluğ Yasası, Timur'un Tüzükkatı o devirlerin belli başlı hukuk kuralları örnek olarak gösterilebilir. Bu yasalarda, suçların önlenmesi kadar işlenen suçlarda suçluların yakalanmasına da önem verilmiştir. Eski Türklerde Polis Teşkilatı bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere askeri teşkilat içinde yer almış ve Askeri özellikler göstermiştir. Osman Bey Karahisarı ele geçirdiği zaman, kentin yönetimini oğlu Orhan Bey'e vermiş ve onun yanına arkadaşı olan Gündüz Alp'i de Subaşı olarak tayin etmiştir. Bu kişi bugünkü anlamda ilk Polis Amiridir. Subaşılar barış döneminde savaş için gerekli olan askerleri disipline etmek ve eğitmekle birlikte, kentin dirlik ve düzenini de sağlamışlardır. Savaş zamanında ise yetiştirdikleri kıtalara komuta etmişlerdir. Osmanlı'da Polis Teşkilatı, Askeri Teşkilat kadrosu içinde yer almış, askeri amirler aynı zamanda Polis Amiri olarak da görev yapmışlardır. Devlet ve ordu teşkilatı zamanla büyümüş Padişahlar bütün yönetsel, askeri ve bunlarla birlikte ülkede kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması işlerini, devlet ricali ve halk karşısında kendilerini temsil eden sadrazamlar vasıtasıyla yürütmüşlerdir. Bu nedenle sadrazamlar, bu görevler için özel memurlar, tebdil çuhadarlar kullanmışlardır. Emniyet makamları; Sadrazam, Yeniçeri ağası, Falakacı, Cebecibaşı ve Cebeciler, Kaptanpaşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşılar, Kadı ve Böcekcibaşından oluşmuştur. En büyük sorumlu olan Yeniçeri Ağası, suç işleyenleri Falakacılara dövdürmüş ve hapsettirmiştir. Falakacılar, Yeniçeri Ağasının emri altında, falaka taşıyan acemi oğlanlardan oluşmuştur. Cebecibaşı ve Cebeciler; Ayasofya, Kocapaşa ve Ahırkapı taraflarının, Kaptanpaşa; ve Galata semtinin, Topçubaşı ve Topçular; Tophane semti ile Beyoğlu'nun, Bostancıbaşı ve Bostancılar; Üsküdür, Eyüp, Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Ayastebanos'un, kamu düzen ve güvenliğini sağlamışlardır. Böcekçibaşılar ise, suçluları izleme ve yakalama işleriyle uğraşmışlardır. Ayrıca Başkent'de sadrazamın, illerde de valilerin emrinde 'Baştebdil' adı verilen İstihbarat Şefi çalışmıştır. Bu dönemde 'Kadı'lar da polis görevi yapmaya devam etmiş, Sadrazam ve Yeniçeri Ağası'ndan sonra, Adli, İdari ve Yerel Yönetim işleri yanında, İstanbul, Galata, Üsküdar ve Eyüp Kadılıkları, polisiyle işleri, özellikle ahlak zabıtasına ait işlerin yürütülmesinde polis amiri olarak görev yapmışlardır. Taşrada ise, Kapıkulu ve Eyalet Askerleri iç düzen ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu tutulmuş, şehir ve kasabalarda Kollukçular, Yasakçılar, Bekçiler, Edirne Şehri ve çevresinde Bostancı Ocağı, Halep ve çevresinde Çöl Beyleri polis hizmeti görmüşlerdir. İkinci Meşrutiyet ilanı ile 1908 yılında Fransız ve Alman Polis Teşkilatları esas alınarak Polis Teşkilatının yeniden organize edilmesi kararlaştırılmış ve 1909 yılında çıkarılan 'İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun' ile sonra artık yaşaması imkânsız olan Zaptiye Nezareti kaldırılarak, yerine Dahiliye Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli 'Emniyet Umumiye Müdürlüğü' ve İstanbul Vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti kurulmuştur. General Ali Galip Pasiner, Emniyet Umumiye Müdürlüğü'ne 12 Ağustos 1909 tarihinde tayin edilmiştir. Aynı yıl içinde Avrupa memleketlerinin polis işlerine dair bir inceleme seyahati yapmış ve polisin teşkilatının bu günkü esasını oluşturmuştur 1913 tarihli Polis Nizamnamesi, İkinci Meşrutiyet devrinin koşullarına ve zamanın ihtiyaçlarına göre hazırlanmış ve bu Nizamname ile polisin örgütlenmesi, görev ve yetkileri, personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer tüm özlük işleri, soruşturma, yargılama, istifa, tayin, izin cezalandırma işleri, levazım işleri, polis karakolları ve görevleri, polisin kıyafeti ve davranış biçimleri yeniden düzenlenmiştir. Mondros Mütarekesi'nin yapıldığı 1918 tarihinden, Mili Polis Teşkilatının kurulduğu 1920 tarihine kadar, bütün yurtta Osmanlı Devletinin Polisi olarak hizmet etmiştir. 24 Haziran 1920 tarihinden, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi'nin kaldırıldığı 24 şubat 1923 tarihine kadar geçen sürede ise polis teşkilatı ikilemiş, birisi merkezi İstanbul'da ve Osmanlı Devletine tabi olarak Kurtuluş Savaşı boyunca ve gittikçe daralmışolan bir bölgede ve yalnızca İstanbul'da, diğeri ise, merkezi Ankara'da hızla genişlemiş olan bir bölgede, İstanbul hariç Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar içinde faaliyet göstermiştir. 24 Haziran 1920 de Milli Hükümetin Emniyeti Umumiye Müdürlüğü kurulmuş, 1 genel müdür, 1 genel müdür yardımcısı ile emniyet, seyrisefer, memurin şubelerinden ve 6 kişilik Teftiş Kurulundan oluşan küçük bir kadro ile çalışmaya başlamıştır. Ankara'da Milli Hükümetin Emniye-i Umumiyesi Erzurum Milletvekili Durak Bey tarafından 1920 de teşkilatlandırılmaya başlanmış, aynı yıl içinde A. Naci Bey, 1923 yılında Halit Bey Emniyet Genel Müdürü olarak görev almışlardır. AKKM Dairesi Başkanlığı Arşiv Dairesi Başkanlığı Asayiş Dairesi Başkanlığı Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Güvenlik Dairesi Başkanlığı Haberleşme Dairesi Başkanlığı Havacılık Dairesi Başkanlığı Hukuk Müşavirliği İdari Mali İşler Dairesi Başkanlığı İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı İnterpol Dairesi Başkanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Kriminal Polis Labaratuvarları Dairesi Başkanlığı Özel Harekat Dairesi Başkanlığı Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığı Saglık İşleri Dairesi Başkanlığı Sivil Savunma Uzmanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Tanık Koruma Dairesi Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Terörle Mücadele Harekat Dairesi Başkanlığı Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Koruma Dairesi Başkanlığı Genel emniyet ve asayişin sağlanmasına yönelik hizmetlerin ilgili mevzuata uygun olarak yürütülmesini sağlamak, Asayiş suçundan toplumun nasıl korunacağı hakkında halkın bilgilendirilmesi, çocukların ve gençlerin suça yönelmelerini ve suçta kullanılmalarını önleyici tedbirlerin alınması hizmetlerini yürütmek, Asayiş suçları hakkındaki bilgi ve istatistikleri değerlendirmek, suç analizi yapmak veya yaptırmak ve bunları değerlendirerek asayiş suçlarının önlenmesi için suçla mücadele yöntemlerini belirlemek, taşra teşkilatının çalışmalarına yön vermek ve toplumun her zaman için Türk polisine güvenmesini sağlamaktır. Bu görevlerin uygulama sahası, ilgili yönetmelik uyarınca il ve ilçe belediye sınırlarının içidir.Deniz Polisi Liman sahalarında, körfezlerde ve iç sularda görevli polis gücüdür. Denizlerdeki adli ve idari işlerden emniyet adına sorumlu birimdir. Aynı zamanda Polis Kurbağa Adamlarda bu birime bağlıdır. Polis Kurbağa Adamlar denizlerde, göllerde nehirlerdeki arama kurtarma faaliyetlerini yürütür. İki çeşittir: Yunuslar ve Şahinler. Yunuslar daha çok asayişle ilgili konulara müdahil olmakla birlikte, genelde toplu gezerler ve bir motosiklete iki kişi binerler. Öndeki öncü, arkada oturan artçı diye adlandırılır. Artçı elinde silah taşır. Kıyafetleri kırmızı siyah ve beyaz renklerden oluşmaktadır. Armalarında başında kep bulunan bir yunus balığı figürü yer alır. Şahinler ise Yunusların aksine motosiklete genelde tek binerler ve tek motor halinde devriye gezerler. Bölgelerindeki trafik aksamalarına ve yoğunluklarına ayrıca trafik kazalarına bakarlar. Bu görevlerinin yanı sıra normal polislik görevlerini de (asayiş) sağlamakla yükümlüdürler. Şahinler genelde eskort ve yol açma hizmetlerinde kullanılmakla birlikte olaylara hızlı müdahaleleri ve sempatik polis tavırlarıyla insanlara daha yakın görünmektedirler. Şahinlerin kıyafeti fosforlu sarıdan yeşile dönmüş ayrıca lacivert ve beyaz da bulunmaktadır. Armalarında bir pençesinde şimşek gagasında da zeytin dalı bulunan şahin figürü yer almaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığı 19 Ekim 1981 tarihinde, Fransız yapımı 18 adet SA-318C Alouette marka, keşif ve gözetleme helikopterleriyle kurulmuştur. Havacılık Daire Başkanlığının görevleri asayiş ve kaçakçılıkla mücadele hizmetlerinde yardımcı olmanın dışında, terör örgütlerinin ve bölücü eşkıyanın yakalanması için özel harekat timlerinin ve malzemelerinin havadan nakli ve bu amaçla da özel hareket timleriyle müşterek eğitim yapılması, ayrıca karayolları üzerinde trafik kontrolü, V.I.P.'nin havadan taşınması, hasta ve yaralıların havadan nakli, belli noktalar arası kurye hizmeti gibi hizmetleri yapmakla birlikte, personelinin uçuş ve bakım konularında eğitimi ve tabii afetlerde de halkımıza havadan yardım malzemesi taşınmasıdır. Havacılık Dairesi Başkanlığı kuruluşundan bu yana geçen zaman içinde birçok konuda önemli mesafe kaydetmiştir. Kuruluş yıllarında bünyesinde emniyet hizmetleri sınıfı uçucu pilot yok iken, günümüzde emniyet hizmetleri sınıfı pilot sayısı 43, Emniyet hizmetleri sınıfı bakım yöneticisi ve uçuş ekibi sayısı 49'a ulaşmıştır. 18 adet SA-318C Alouette marka helikopteri ile kurulan Havacılık Dairesi Başkanlığı, 1989 yılında Fransa'dan satın alınan 4 adet 1981 model Puma ve 1991 yılında ABD'den satın alınan biri V.I.P. dizaynlı 5 adet UH-60 Blackhawk helikopterleri ile mevcut helikopter filosunu güçlendirerek, Başbakanlık V.I.P. ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde teşkilatımızın hizmetlerinin daha aktif olmasını sağlamıştır. Polisin çocuklara yönelik olarak yürüteceği hizmetler konusunda ve ayrıca 0-18 yaş grubu çocukların gelişim özellikleri, davranış bilimleri, mülakat teknikleri, iletişim becerisi ve en önemlisi topluma kazandırma gibi konularda özel eğitim almış bir polis birimidir. 1924 yılında Emniyet Umumiye Müdür Muavinliğine bağlı olarak devletin genel güvenliğine yönelen her türlü tehdit ve yıkıcı faaliyetlerle mücadeleyi yürütmek üzere kurulmuş olan 1.Şube ile başlamıştır. Birinci Şube, 04.06.1937 tarihinde yürürlüğe giren 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 9’uncu maddesiyle Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde Yıkıcı Faaliyetler Şubesine dönüştürülmüştür. Ülke güvenliğini tehdit eden yıkıcı faaliyetlerin 1971’li yıllardan itibaren silahlı eylemlere dönüşmesi ve terörün yoğunlaşması üzerine, terörle mücadelenin etkili şekilde sürdürülebilmesi ve koordine edilmesi amacıyla, Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde bulunan Yıkıcı Faaliyetler Şubesi, 1986 yılında “Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi Başkanlığı” adıyla yeni bir yapıya kavuşturulur. Küreselleşen sorunlar sadece bir ulus-devletin sınırları içinde güvenlik sağlamayı imkânsız hale getirmiştir. Suçlular sınır aşan suçlar işlemekte, bir ülkede suç işleyip, diğer ülkelere kaçmaktadırlar. Bazen de suçun kaynağı başka bir ülke olabilmektedir. Suçun uluslararasılaşması polisliğin de uluslararasılaşmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. İstenilen düzeyde olmasa da İnterpol ve Europol uluslararası polislikte işbirliğine iyi birer örnektir. Dünya polisliği ile karıştırılmamalıdır. Dünya polisliği ulusları aşan bir yapılanma idealini ifade eder. Çevik Kuvvet , kanunlar çerçevesinde yapılan toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde düzeni sağlaması, katılımcıları koruması ve gerektiğinde toplumsal olaylara müdahale etmesi amacıyla Emniyet Teşkilatı bünyesinde oluşturulan polis birimidir. 1965'te Toplum Polisi olarak Adana, İstanbul, Ankara, Zonguldak ve İzmir'de teşkil edilmiş ve halk arasında (giydikleri yeşil kıyafet ve beyaz miğferden ötürü) 'Fruko' olarak tanınmıştır.1982'de Toplum Polisi yerine Çevik Kuvvet kuruldu ve giydikleri korunma giysileri sebebiyle kamuoyunda daha çok robokop ( ingilizce: robocop ) adıyla tanınırlar. Özel Harekat , terorizm ve kaçakçılık gibi yasadışı olayların yerleşkelerine yapılan ani baskın görevlerinde yer alır.Olağanüstü durumlara hazırlıklıdırlar.Üstün eğitim ve tehçizata sahiptirler.. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bulunan rütbe dereceleri ve işaretleri Askeri statüyle görevli kolluk kuvvetleri Kolluk Yetkisini Kullanan Kamu Görevlileri Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürleri
Eşi Doğum Yapan Memurlar Ne Kadar İzin Kullanabilir?
Eşi doğum yapan kamu görevlilerinin, arzuları üzerine kullanabilecekleri çeşitli izin hakları bulunmaktadır. Memurlara, eşlerinin doğum yapması dolayısı ile; mazeret izni ve aylıksız izin verilebilmekle beraber, mazeret izni kullanılacak süreler için memurların aylık ve özlük haklarına dokunulmazken, aylıksız izin hakkını kullanan devlet memurları izin süresince bu haklardan yararlanamaz. Eşi doğum yapan memurlara, talepleri üzerine verilebilecek izinlerden bazıları şöyle: Eşi doğum yapan memura 10 gün süre ile mazeret izni verilir. Analık izin süresi bitmeden, doğum yapan kadının ölmesi halinde, kamu personeli olan babaya anne için belirlenen sürenin bitişine kadar mazeret izni verilir. Eşi doğum yapan memura, doğum tarihinden itibaren iki seneye kadar aylıksız izin verilir. haber kaynağı: 724saglik.org/sağlık-haberleri
MİT Müsteşarının Yargı Yeri Yüce Divan Olacak
MİT Müsteşarı hakkında soruşturmalarda da Yüce Divan'da yargılanacak Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili soruşturma usullerinden bazıları uygulanacak.TBMMAK Parti, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen MİT Yasa Teklifi'nin 'soruşturma izni ve yargılamaya' ilişkin 7. maddesine yönelik değişiklik önergesi verdi.Kabul edilen önergeye göre, Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı'na bildirecek. MİT Müsteşarlığı'nın, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirlemesi veya belgelendirmesi halinde adli yönden başka bir işlem yapılmayacak ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmayacak. Ancak ilgili fıkra hükümlerine göre işlem yapılabilecek.MİT Müsteşarı hakkında soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunun 'Yüce Divan'da yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulü' maddesinin bazı hükümleri uygulanacak.Buna göre, soruşturma izni verilmiş bulunanlar, izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturmanın emniyeti ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla geçici süre ile görevden uzaklaştırılabilecek. Anılan kararlara karşı ilgililer, 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığına itiraz edebilecek. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak.Araştırma veya ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği denetim elemanlarıyla da yaptırılabilinecek. Bu şekilde görevlendirilen kişiler, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunda ön inceleme ile görevlendirilen kişilere tanınan yetkilere sahip olacak.Soruşturma izni verilmemesi kararı hakkında ilgililer tarafından yapılan itirazın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi veya soruşturma izni verilmesi kararına karşı süresi içinde itiraz edilmemesi ya da bu itirazın Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmesi üzerine, izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturmayı yapmak üzere denetim elemanlarından üç kişilik bir soruşturma kurulu oluşturulacak. Kurul, soruşturma sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahip olacak ve soruşturma sırasında hakim kararı alınması gereken hususlarda yetkili mahkemelere başvuracak.Kurul, yaptığı soruşturma sonucunu bir rapor ile tespit ederek izin vermeye yetkili merciye sunacak. İzin vermeye yetkili merci kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verecek. Bu karar kesin olacak.MİT Müsteşarı, Yargıtay ilgili dairesince yargılanacak. Aynı konuya ilişkin yeni ve somut delil ortaya çıkmadan, yeniden soruşturma yapılamayacak.
MİT Yasa Teklifi'nin Birinci Bölümü Kabul Edildi
'Temel kanun' olarak iki bölüm halinde görüşülen Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda değişiklik yapan teklif üzerinde, önergelerle değişikliğe gidildi.Kabul edilen birinci bölüme göre, MİT'in görevleri yeniden belirleniyor. MİT'in görevleri arasında; 'Dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulu'nca verilen görevleri yerine getirmek', 'Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak' ve 'İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, çağdaş istihbarat teşkilat usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek' de yer alacak. MİT'e kanunla sayılan görevler dışında görev verilemeyecek. MİT, yerli, yabancı her türlü kurum, kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek. Talebin yerine getirilmesinden kaçınamayacak MİT, kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilecek, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilecek, bunlarla irtibat kurabilecek. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamayacak. TCK'nın 'Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar', 'Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar', 'Milli Savunmaya Karşı Suçlar', 'Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk' başlıklı maddelerinde yer alan suçlara ( (Halkı Askerlikten Soğutma, Askeri İtaatsizliğe Teşvik, Seferberlikle İlgili Görevin İhmali, Düşmandan Ünvan ve Benzeri Payeler Kabulü, Askeri Yasak Bölgelere Girme başlıklı 318, 319, 324, 325 ve 332. maddeleri hariç olmak üzere) ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek, bunlardan örnek alabilecek. MİT, görevlerini yerine getirirken gizli çalışma usul, prensip ve tekniklerini kullanabilecek. Kimliklerini değiştirebilecek MİT, istihbari faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilecek, kimliğin gizlenmesi için her türlü önlemi alabilecek, tüzel kişilikler kurabilecek. Kimliğin oluşturulması veya tüzel kişiliğin kurulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belge, kayıt ve dokümanlar ile araç ve gereçler hazırlayabilecek, değiştirilebilecek, kullanılabilecek. Yabancıların ülkeye giriş, çıkışları, vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilecek. Yabancı unsurların ülkenin ve vatandaşların iletişim güvenliğini tehdit eden faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çalışmalar yapabilecek, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. Yalan Makinesi MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil, test teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilecek, görüşmeler yaptırabilecek, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilecek. Ankesörlü telefonlar dinlenebilecek Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla, MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev almış olanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilecek, dinlenebilecek, sinyal bilgileri değerlendirilebilecek ve kayda alınabilecek. Madalya verilebilecek Yurt içinde veya yurt dışında olağanüstü gayret ve fedakarlıkla yaptığı çalışmalar sonucunda; ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasında, devletin yücelmesinde, milli menfaatlere katkıda bulunan ve hizmette üstün başarı ve yararlılık gösteren MİT personeline madalya verilebilecek. MİT mensupları ve emeklileri, demirbaş ve zati silahlarını MİT Müsteşarlığı kayıtlarına geçirilmek, müsteşarlıkça verilen belgelere işlenmek kaydıyla, meskun mahaller dahil her yerde taşıyabilecek. MİT Müsteşarının yargılanması Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı'na bildirecek. MİT Müsteşarlığı'nın, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirlemesi veya belgelendirmesi halinde adli yönden başka bir işlem yapılmayacak ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmayacak. Ancak ilgili fıkra hükümlerine göre işlem yapılabilecek. MİT Müsteşarı hakkında soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunun 'Yüce Divan'da yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulü' maddesinin bazı hükümleri uygulanacak. Buna göre, anılan kararlara karşı ilgililer, 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığına itiraz edebilecek. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak. Araştırma veya ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği denetim elemanlarıyla da yaptırılabilinecek. Bu şekilde görevlendirilen kişiler, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunda ön inceleme ile görevlendirilen kişilere tanınan yetkilere sahip olacak. Soruşturma izni verilmemesi kararı hakkında ilgililer tarafından yapılan itirazın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi veya soruşturma izni verilmesi kararına karşı süresi içinde itiraz edilmemesi ya da bu itirazın Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmesi üzerine, izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturmayı yapmak üzere denetim elemanlarından üç kişilik bir soruşturma kurulu oluşturulacak. Kurul, soruşturma sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahip olacak ve soruşturma sırasında hakim kararı alınması gereken hususlarda yetkili mahkemelere başvuracak. Kurul, yaptığı soruşturma sonucunu bir rapor ile tespit ederek izin vermeye yetkili merciye sunacak. İzin vermeye yetkili merci kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verecek. Bu karar kesin olacak. MİT Müsteşarı, Yargıtay ilgili dairesince yargılanacak. Aynı konuya ilişkin yeni ve somut delil ortaya çıkmadan, yeniden soruşturma yapılamayacak. İsimsiz, imzasız, adressiz, takma adla yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikayetler, Cumhuriyet savcılarınca işleme konulmayacak. MİT mensupları ile istihbarat hizmetlerine yardımları teşvik edilenler ve bunların eş, çocuk, ana, baba ve kardeşleri MİT Müsteşarının onayıyla Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan koruma tedbirlerinden yararlandırılacak. MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliği gereği veya görevin ifası nedeniyle diğer kişilere verdiği zararlar, idare tarafından tazmin edilecek. Tazmin, zararın göreve ilişkin bir husustan doğması ve ilgili personelin kasıt veya ağır kusurunun bulunmaması halinde, rücu işlemine konu edilmeyecek. Türk vatandaşları hariç olmak üzere, tutuklu veya hükümlü bulunanlar, milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanının talebi üzerine, Adalet Bakanının teklifi ve Başbakanın onayı ile başka bir ülkeye iade edilebilecek veya başka bir ülkede tutuklu ve hükümlü bulunanlar ile takas edilebilecek. MİT belgesi çalana 10 yıla kadar hapis MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bunları yok eden kişiye 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlar, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Bu bilgi ve belgelerin radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde, Basın Kanunu ile İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu kapsamında, sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayınlayanlara 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. Kanun kapsamındaki, görev ve yetkilerin kullanılmasını engelleyenlere 3 yıldan 5 yıla kadar, ihmal ve suistimal suretiyle önleyenlerle, yükümlülükleri yerine getirmeyenlere 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu fiilleri MİT mensupları işlerse, ceza üçte biri oranına kadar artırılacak. Muhabir: Meltem Öztürk AA
Yeni MİT Yasası Neler Getiriyor? İşte MİT Yasası Hakkında Her Şey!
Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla, MİT'in görevleri yeniden belirleniyor. MİT'in görevleri arasında; 'Dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulu'nca verilen görevleri yerine getirmek', 'Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak' ve 'İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, çağdaş istihbarat teşkilat usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek' de yer alacak. MİT'e kanunla sayılan görevler dışında görev verilemeyecek. MİT, yerli, yabancı her türlü kurum, kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek. TALEBİN YERİNE GETİRİLMESİNDEN KAÇINAMAYACAK MİT, kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilecek, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilecek, bunlarla irtibat kurabilecek. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamayacak. TCK'nın 'Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar', 'Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar', 'Milli Savunmaya Karşı Suçlar', 'Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk' başlıklı maddelerinde yer alan suçlara ( (Halkı Askerlikten Soğutma, Askeri İtaatsizliğe Teşvik, Seferberlikle İlgili Görevin İhmali, Düşmandan Ünvan ve Benzeri Payeler Kabulü, Askeri Yasak Bölgelere Girme başlıklı 318, 319, 324, 325 ve 332. maddeleri hariç olmak üzere) ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek, bunlardan örnek alabilecek. MİT, görevlerini yerine getirirken gizli çalışma usul, prensip ve tekniklerini kullanabilecek. KİMLİKLERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEK MİT, istihbari faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilecek, kimliğin gizlenmesi için her türlü önlemi alabilecek, tüzel kişilikler kurabilecek. Kimliğin oluşturulması veya tüzel kişiliğin kurulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belge, kayıt ve dokümanlar ile araç ve gereçler hazırlayabilecek, değiştirilebilecek, kullanılabilecek. Yabancıların ülkeye giriş, çıkışları, vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilecek. Yabancı unsurların ülkenin ve vatandaşların iletişim güvenliğini tehdit eden faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çalışmalar yapabilecek, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. YALAN MAKİNESİ MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil, test teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilecek, görüşmeler yaptırabilecek, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilecek. ANKESÖRLÜ TELEFONLAR DİNLENEBİLECEK Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla, MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev almış olanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilecek, dinlenebilecek, sinyal bilgileri değerlendirilebilecek ve kayda alınabilecek. MADALYA VERİLEBİLECEK Yurt içinde veya yurt dışında olağanüstü gayret ve fedakarlıkla yaptığı çalışmalar sonucunda; ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasında, devletin yücelmesinde, milli menfaatlere katkıda bulunan ve hizmette üstün başarı ve yararlılık gösteren MİT personeline madalya verilebilecek. MİT mensupları ve emeklileri, demirbaş ve zati silahlarını MİT Müsteşarlığı kayıtlarına geçirilmek, müsteşarlıkça verilen belgelere işlenmek kaydıyla, meskun mahaller dahil her yerde taşıyabilecek. MİT MÜSTEŞARININ YARGILANMASI Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı'na bildirecek. MİT Müsteşarlığı'nın, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirlemesi veya belgelendirmesi halinde adli yönden başka bir işlem yapılmayacak ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmayacak. Ancak ilgili fıkra hükümlerine göre işlem yapılabilecek. MİT Müsteşarı hakkında soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunun 'Yüce Divan'da yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulü' maddesinin bazı hükümleri uygulanacak. Buna göre, anılan kararlara karşı ilgililer, 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığına itiraz edebilecek. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak. Araştırma veya ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği denetim elemanlarıyla da yaptırılabilinecek. Bu şekilde görevlendirilen kişiler, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunda ön inceleme ile görevlendirilen kişilere tanınan yetkilere sahip olacak. Soruşturma izni verilmemesi kararı hakkında ilgililer tarafından yapılan itirazın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi veya soruşturma izni verilmesi kararına karşı süresi içinde itiraz edilmemesi ya da bu itirazın Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmesi üzerine, izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturmayı yapmak üzere denetim elemanlarından üç kişilik bir soruşturma kurulu oluşturulacak. Kurul, soruşturma sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahip olacak ve soruşturma sırasında hakim kararı alınması gereken hususlarda yetkili mahkemelere başvuracak. Kurul, yaptığı soruşturma sonucunu bir rapor ile tespit ederek izin vermeye yetkili merciye sunacak. İzin vermeye yetkili merci kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verecek. Bu karar kesin olacak. MİT Müsteşarı, Yargıtay ilgili dairesince yargılanacak. Aynı konuya ilişkin yeni ve somut delil ortaya çıkmadan, yeniden soruşturma yapılamayacak. İsimsiz, imzasız, adressiz, takma adla yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikayetler, Cumhuriyet savcılarınca işleme konulmayacak. MİT mensupları ile istihbarat hizmetlerine yardımları teşvik edilenler ve bunların eş, çocuk, ana, baba ve kardeşleri MİT Müsteşarının onayıyla Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan koruma tedbirlerinden yararlandırılacak. MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliği gereği veya görevin ifası nedeniyle diğer kişilere verdiği zararlar, idare tarafından tazmin edilecek. Tazmin, zararın göreve ilişkin bir husustan doğması ve ilgili personelin kasıt veya ağır kusurunun bulunmaması halinde, rücu işlemine konu edilmeyecek. Türk vatandaşları hariç olmak üzere, tutuklu veya hükümlü bulunanlar, milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanının talebi üzerine, Adalet Bakanının teklifi ve Başbakanın onayı ile başka bir ülkeye iade edilebilecek veya başka bir ülkede tutuklu ve hükümlü bulunanlar ile takas edilebilecek. MİT BELGESİ ÇALANA 10 YILA KADAR HAPİS MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bunları yok eden kişiye 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlar, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Bu bilgi ve belgelerin radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde, Basın Kanunu ile İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu kapsamında, sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayınlayanlara 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. Kanun kapsamındaki, görev ve yetkilerin kullanılmasını engelleyenlere 3 yıldan 5 yıla kadar, ihmal ve suistimal suretiyle önleyenlerle, yükümlülükleri yerine getirmeyenlere 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu fiilleri MİT mensupları işlerse, ceza üçte biri oranına kadar artırılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla, MİT'in taleplerinin öncelikli olarak karşılanması ve bu talepleri yerine getirenlerin hukuki ve cezai sorumluluğunun doğmamasına ilişkin düzenleme yapılıyor. Buna göre, MİT'e verilen görev ve yetkiler çerçevesinde yapılan her türlü talep öncelikli olarak yerine getirilecek, bu talepleri yerine getirenlerin hukuki ve cezai sorumluluğu doğmayacak. Bu kanun ile diğer kanunlarda aynı konuyu düzenleyen farklı hükümler bulunması halinde, bu kanun hükümleri uygulanacak. MİT mensupları ile MİT'te görev yapmış olanlar, MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin hususlarda tanıklık yapamayacak. Ancak, devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanıklığı MİT Müsteşarının, MİT Müsteşarının tanıklığı ise Başbakanın iznine bağlı olacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar, MİT Kanunu'nda yazılı görevlerin yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan hallerde, kullanımlarında bulunan her türlü malzeme, ekipman, teçhizat ve cihazı, diğer kanunların bu konudaki düzenlemelerine bakılmaksızın MİT'e geçici tahsis edilebilecek veya bedelsiz devredebilecek. Teşkilat uhdesindeki istihbari nitelikteki bilgi, belge, veri ve kayıtlar ile yapılan analizler, 'Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk' suçları hariç adli soruşturma ve kovuşturmalarda istenemeyecek. Kimlikleri değiştirilenler, MİT'in görev ve faaliyetlerine yardımcı olanlar veya istihbarat hizmetlerinde istifade edilenler, kamu görevlisi olup olmadıklarına bakılmaksızın, görev, faaliyet ve yardımları sebebiyle sorumlu tutulamayacak. Teşkilat uhdesindeki bilgi ve belgelerin gizlilik derecelerinin ve sürelerinin tespit edilmesine, birim ve kısımlara ayrılmasına, kullanıma veya paylaşıma açılmasına ve bunların akademik çalışmalar ile her türlü yayın ve edebi eserde kullanılmasına müsteşar tarafından oluşturulacak bir komisyonca karar verilecek. GÜVENLİK VE İSTİHBARAT KOMİSYONU KURULACAK Belirtilen görevleri yerine getirmek üzere, TBMM bünyesinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kurulacak. MİT Müsteşarlığı tarafından yürütülen devlet istihbarat hizmetleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından görevleri gereği yürütülen güvenlik faaliyetlerine ve istihbari nitelikteki faaliyetlere ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı'nca hazırlanacak yıllık raporlar Başbakanlık'a gönderilecek. Başbakanlık'ça bu raporlar üzerinde hazırlanacak yıllık rapor, mart ayı içinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'na sunulacak. Komisyon, incelemelerini ve görüşmelerini raporun kendisine intikalinden itibaren 90 gün içinde tamamlayacak ve hazırlayacağı raporu bu süre içinde TBMM Başkanlığı'na sunacak. Komisyonun üye sayısı 17 olacak; üye dağılımı, siyasi parti gruplarının, parti grupları toplam sayısı içindeki yüzde oranına göre yapılacak. Komisyonun görevleri şöyle: 'Milli güvenliğe ilişkin konularda görüş ve öneriler sunmak, güvenlik ve istihbarat konularında uluslararası alanda kabul gören gelişmeleri izlemek. Kendi faaliyetlerine ilişkin rapor hazırlamak. Güvenlik ve istihbarat hizmetleri sırasında elde edilen kişisel verilerin güvenliğini, bireyin hak ve özgürlüklerini koruyucu öneriler geliştirmek.' KOMİSYON GÖRÜŞMELERİ KAPALI OTURUMDA YAPILACAK Komisyon görüşmeleri kapalı oturumda yapılacak. Kapalı oturumda komisyon üyeleri, ilgili bakanlar, görevli hükümet temsilcileri ve komisyonda görev yapan yasama uzmanları ile stenograflardan başkası bulunamayacak. Komisyon çalışmalarına ilişkin bilgi ve belgelerin saklanmasında ve korunmasında gizlilik esas olacak. Komisyon görüşmelerine katılan ve bu görüşmelere herhangi bir şekilde vakıf olanlar, komisyon çalışmaları ve görüşülen konular hakkında hiç bir açıklama yapamayacak, bunları sır olacak saklayacak. Komisyon tarafından hazırlanan raporları ve bunların eklerini taşıyan, çoğaltan ve teslim alanlar da dahil olmak üzere tüm görevliler, bu raporların ve eklerinin korunması için gereken dikkat ve özeni gösterecek. İlgili kurumlar ve Başbakanlık'ça hazırlanacak raporlarda, komisyon raporlarında ve bunların ekleri ile komisyon tutanaklarında, devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelere yer verilmeyecek. Komisyonun çalışma usul ve esaslarına ilişkin olarak, bu maddede hüküm bulunmayan hallerde TBMM İçtüzüğü hükümleri uygulanacak. İlgili kurumlar ve Başbakanlık'ça hazırlanacak raporların hazırlanmasına ve kapsamına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenecek. Doğrudan MİT tarafından tedarik edilmesi uygun görülen istihbarat ve güvenlik amaçlı ihtiyaçlar için gereken kaynak; MİT Müsteşarının teklifi, Milli Savunma Bakanının uygun görüşü ve Başbakanın onayıyla, Savunma Sanayi Destekleme Fonundan MİT adına açılmış olan hesaplara aktarılacak. Aktarılan bu tutarlar, MİT'in tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre harcanacak. DHA
Üniversiteye Girişte ÖSYM Devre Dışı
Üniversitelere giriş sınavını, lise kademesinde yapacağı sınavlara bağlayan MEB, ÖSYM yerine kendi Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Müdürlüğü’nü kurdu. Milliyet’ten Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberine göre; Hükümet, son dönemde ardı ardına attığı adımlarla halen liselere geçiş sınavı hariç Türkiye’deki tüm merkezi sınavları yapan ÖSYM’yi devre dışı bırakmaya hazırlanıyor. ÖSYM’yi devre dışı bırakmaya hazırlanan hükümetin planının ayrıntıları şöyle: Her yıl yaklaşık 1.5 milyon öğrencinin katıldığı üniversiteye giriş sınavlarının hazırlanmasından, kitapçıkların dağıtımına, puanların hesaplanmasından yerleştirmeye kadar tüm sorumluluğu ÖSYM’ye ait olan LYS ve YGS’nin tamamen kaldırılması için çalışma yürütülüyor. MEB’in üzerinde çalıştığı yeni sisteme göre, üniversiteye girişte tıpkı liselere geçişte olduğu gibi ortak merkezi sınavlar yapılması öngörülüyor. 2016-2017 eğitim öğretim döneminde uygulanması planlanan yeni sınav sistemi, öğrencilerin 4 yıllık lise eğitimleri boyunca aldığı bütün merkezi sınav sonuçları ile üniversiteye başvurmasını hedefliyor. MEB kendi ÖSYM’sini kurdu Liselere ve üniversitelere geçiş sınavlarının tüm ayaklarını kendi bünyesine bağlayan MEB’in, bu süreçte ihtiyaç duyduğu altyapı örgütlenmesi, dershanelerin kapatılmasını öngören yasa ile kuruldu. MEB bünyesinde Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü oluşturuldu. Alınan bilgiye göre MEB, ÖSYM’nin düzenlediği sınavlardaki tüm görevleri, kurduğu yeni genel müdürlüğe veriyor. Taslak çalışmaya göre Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 8 daire başkanlığı kuruluyor. Söz konusu daire isimlerinin “Araştırma ve Geliştirme”, “Baskı ve Sevk Hizmetleri”, “İdari ve Mali İşler”, “Ölçme Değerlendirme ve Yerleştirme Hizmetleri”, “Sınav Güvenliği ve Sınav Yönetimi”, “Sınav Yönetimi, Moral Motivasyon ve Rehberlik”, “Soru Oluşturma ve Geliştirme”, “Veri Analizi, İzleme ve Değerlendirme” olması planlanıyor. Yasaya göre, MEB bünyesinde kurulacak sınav biriminin, “Sınav, ölçme değerlendirme, yerleştirme ve diğer hizmet bedellerini de belirlemesi, tahsil etmesi ve döner sermaye hesabını tutması” gerekiyor. Böylece Merkezi Bütçe’den en büyük payı alan MEB, “sınav ücreti, tercih formu ve yerleştirme ücretleri” gibi çok sayıda kalem üzerinden gelir elde edecek. Her bakanlık sınavını yapacak Geçtiğimiz hafta yapılan ve Resmi gazete’de yayımlanan düzenleme ile Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitim Sınavı’nın (TUS) yabancı dil ayağının sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenmesinin önü açıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in Bakanlar Kurulu toplantısında sunumunu yaptığı belirtilen düzenlemeye göre, bakanlıklara ÖSYM tarafından yapılan tek bir sınav ile personel atanması sistemine son verilecek. Merkezi olarak düzenlenen tek bir sınav yerine tüm bakanlık ve kurumlara kendi ihtiyaçlarına göre alacakları memurlar için sınav düzenleme yetkisi verilecek. Ayşegül Kahvecioğlu | Milliyet