Görüş Bildir

İşsizlik Haberleri

İşsizlik ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İşsizlik ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Ufkunuzu Açacak En İyi 14 Kişisel Gelişim ve Motivasyon Filmi
Kişisel gelişim her insan için oldukça önemli. Zira eğitim ve öğrenme hayat boyu devam ediyor. Her öğrendiğimiz yeni bilgide, kendimizi geliştirdiğimiz her konuda daha iyi şeyler yapabilme, faydalı olma ve fark yaratmak üzere kendimiz olayların ortasında buluyoruz. Bu nedenle kişisel gelişim ve motivasyon oldukça önemli. Biz de sizler için azim içeren, motive edici, umut veren, ders veren, başarı öyküsü içeren hatta öğrenciyseniz ders çalışmaya motive edici kişisel gelişim ve motivasyon filmlerini bir araya getirdik. Kişisel gelişim için ne yapmalıyım diyorsanız bu filmleri izleyerek başlayabilirsiniz. Keyifli seyirler! Film açıklamaları beyazperde.com adresinden alınmıştır. 
İşsizlik Çift Haneye Dayandı
Türkiye genelinde işsizlik oranı 2013 yılında bir önceki yıla göre 0.5 puan artışla yüzde 9.7 oranında gerçekleşti. İşsiz sayısı bir önceki yıla göre 229 bin kişi artarak 2 milyon 747 bin kişiye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 yılı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri'ni açıkladı. İşsizlik oranı hükümetin Orta Vadeli Program'da 2013 yılı için öngördüğü işsizlik oranı hedefinin üzerinde gerçekleşti. TÜİK verilerine göre 2013 yılında Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 yılında bir önceki yıla göre 229 bin kişi artarak 2 milyon 747 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranı ise 0.5 puanlık artış ile yüzde 9.7 seviyesinde gerçekleşti. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 0.4 puanlık artışla yüzde 11.5, kırsal yerlerde ise 0.6 puanlık artışla yüzde 6.1 oldu. Tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,5 puanlık artışla yüzde 12 seviyesinde, 15-24 yaş grubundaki genç nüfusta işsizlik oranı ise 1.2 puanlık artışla yüzde 18.7 olarak gerçekleşti. 300 BİN KİŞİ İŞSİZ KALDI Türkiye genelinde işsizlik oranı 2013 yılında bir önceki yıla göre 0.5 puan artışla yüzde 9.7 oranında gerçekleşti. İşsiz sayısı bir önceki yıla göre 229 bin kişi artarak 2 milyon 747 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranı bu düzeyi ile hükümetin Orta Vadeli Program'da 2013 yılı için öngördüğü yüzde 9.5 hedefinin üzerinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 yılı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri'ni açıkladı. İşsizlik oranı hükümetin Orta Vadeli Program'da (OVP) 2013 yılı için öngördüğü işsizlik oranı hedefinin üzerinde gerçekleşti. TÜİK verilerine göre 2013 yılında işsizlik oranı ise 0.5 puanlık artış ile yüzde 9.7 seviyesinde gerçekleşti. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 0.4 puanlık artışla yüzde 11.5, kırsal yerlerde ise 0.6 puanlık artışla yüzde 6.1 oldu. Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 yılında bir önceki yıla göre 229 bin kişi artarak 2 milyon 747 bin kişiye ulaştı. -TARIM DIŞI İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 12- Tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0.5 puanlık artışla yüzde 12 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı issizlik oranı 2012 yılında yüzde 11.5 düzeyinde bulunuyordu. GENÇ NÜFUSTA İŞSİZLİK ORANI ARTTI- 15-24 yaş grubundaki genç nüfusta işsizlik oranı ise 2013 yılında bir önceki yıla göre 1.2 puanlık artışla yüzde 18.7 olarak gerçekleşti. 2012 yılında genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 17.5 düzeyinde bulunuyordu. Tarım dışı işsizlik oranı 2013 yılında kentte yüzde 21.2'ye, kırda yüzde 13.7'ye yükseldi. İSTİHDAM EDİLENLER 703 BİN KİŞİ ARTTI- İstihdam edilenlerin sayısı 2013 yılında, bir önceki yıla göre 703 bin kişi artarak 25 milyon 524 bin kişiye yükseldi. Hükümetin OVP'de 2013 yılı için istihdam düzeyi hedefi 25 milyon 692 bin kişi düzeyinde belirlenmişti. İstihdam edilen sayısı, hedefin üzerinde gerçekleşmiş oldu. 2013 yılında, tarım sektöründe çalışan sayısı 82 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 785 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 23.6'sı tarım, yüzde 19.4'ü sanayi, yüzde 7'si inşaat, yüzde 50'si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0.6 puan, sanayi sektörünün payı 0.3 puan, inşaat sektörünün payı 0.1 puan artarken, tarım sektörünün payı ise 1 puan azaldığı görüldü. İSTİHDAM ORANI YÜZDE 45.9 OLARAK GERÇEKLEŞTİ- İstihdam edilenlerin oranı, bir önceki yıla göre 0.5 puanlık bir artış göstererek yüzde 45.4'ten yüzde 45.9'a yükseldi. Orta Vadeli Program'da hükümetin 2013 yılı istihdam hedefi yüzde 46.2 düzeyinde bulunuyordu. İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI YÜZDE 50.8 OLARAK GERÇEKLEŞTİ- Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, 2013 yılında bir önceki yıla göre 0.8 puan artarak yüzde 50.8 oldu. Erkeklerde işgücüne katılma oranı bir önceki yıla göre 0.5 puanlık artışla yüzde 71.5, kadınlarda ise 1.3 puanlık artışla yüzde 30.8 olarak gerçekleşti. Hükümetin 2013 yılı için işgücüne katılma oranı hedefi OVP'de yüzde 51 düzeyinde bulunuyordu. Böylece hükümetin 2013 yılı istihdam oranı ve işgücüne katılma oranı hedefleri tutmadı. -EN YÜKSEK İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 14.5 İLE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GERÇEKLEŞTİ- Bölgesel sonuçlar düzey 1'e (12 Bölge) göre işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 14.5 ile Güneydoğu Anadolu (TRC) bölgesi iken, en düşük olduğu bölge yüzde 6.7 ile Batı Karadeniz (TR8) ve Kuzeydoğu Anadolu (TRA) bölgeleri oldu. Erkeklerde işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 15.2 ile Güneydoğu Anadolu (TRC) bölgesi iken, kadınlarda yüzde 14.8 ile İstanbul (TR1) bölgesi oldu. EN YÜKSEK İSTİHDAM ARTIŞI 206 BİN KİŞİ İLE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE YAŞANDI- En yüksek istihdam artışı 206 bin kişi ile Güneydoğu Anadolu (TRC) bölgesinde gerçekleşti. Buna karşılık en fazla istihdam azalışı Doğu Karadeniz (TR9) bölgesinde görüldü. Bu bölgede toplam istihdam 73 bin kişi azaldı. Bölgelerdeki istihdamın sektörel dağılımına bakıldığında, tarım sektörünün payının en yüksek olduğu bölge yüzde 49.7 ile Kuzeydoğu Anadolu (TRA), sanayi sektörünün payının en yüksek olduğu bölge yüzde 36.9 ile Doğu Marmara (TR4) ve yüzde 35.1 ile İstanbul (TR1), hizmetler sektörünün payının en yüksek olduğu bölgeler ise yüzde 64.3 ile İstanbul (TR1) ve yüzde 62.7 ile Batı Anadolu (TR5) bölgeleri oldu. İŞGÜCÜNE KATILMA ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU BÖLGE YÜZDE 55,6 İLE EGE BÖLGESİ OLDU- En yüksek işgücüne katılma oranı yüzde 55.6 ile Ege (TR3) bölgesinde gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 74 ile İstanbul (TR1) ve Kuzeydoğu Anadolu (TRA) bölgeleri, kadınlarda ise yüzde 38.3 ile Ege (TR3) bölgesi oldu. EN YÜKSEK İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 21.1 İLE TRC3 BÖLGESİNDE GERÇEKLEŞTİ- Bölgesel Sonuçlar, Düzey 2'ye (26 Bölge)göre işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 21.1 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) olurken, bunu yüzde 17.5 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) takip etti. İşsizlik oranının en düşük olduğu bölge ise yüzde 4.7 ile TR52 (Konya, Karaman) bölgesi oldu. İSTİHDAM EDİLENLERİN YÜZDE 18.3'Ü İSTANBUL'DA- Kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfusun yüzde 18,1'ini barındıran İstanbul (TR10), toplam istihdamın da yüzde 18.3'üne sahip olduğu görüldü. Çalışma çağındaki nüfus içindeki payı yüzde 6.7 olan TR51 (Ankara) bölgesi toplam istihdamın yüzde 6.5'ine sahip oldu. TR31 (İzmir) bölgesinin çalışma çağındaki nüfus içindeki payı yüzde 5.8 iken, toplam istihdamın yüzde 5.9'una sahip oldu. Buna karşılık, çalışma çağındaki nüfusun yüzde 3.8'ine sahip olan TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) bölgesinin toplam istihdam içindeki payı yüzde 2.6 oldu. İŞGÜCÜNE KATILMA ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU BÖLGE YÜZDE 58.3 İLE TRA2 BÖLGESİ'NDE GÖRÜLDÜ- En yüksek işgücüne katılma oranı yüzde 58.3 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) bölgesinde gerçekleşti. Bunu yüzde 57.2 ile TR61 (Antalya, Isparta, Burdur) bölgesi izledi. En düşük işgücüne katılma oranı ise yüzde 36.9 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) ve yüzde 37.9 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) bölgelerinde oldu.ANKARA (ANKA)
'AKP Mitinginde Cüzdanı Çalınan Vatandaş Korkudan 'Hırsız Var' Diyemiyor'
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Kılıçdaroğlu’nun da sesini montajlarım' diyor, oğlumla Skype üzerinden konuşuyoruz. Montajla bakalım ne çıkacak?T24CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , “Başbakan koltuğunda şüpheli bir adam oturamaz dünyaya rezil” olduk dedi.Adana Kozan’da partisinin seçim mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın internette yer alan ses kayıtlarına yönelik montaj söylemi ile ilgili olarak “Diyor ki bunlar montaj 'Kılıçdaroğlu’nun da sesini montajlarım' benim oğlum Güney Kore’de doktora yapıyor Skype üzerinden oğlumla arada konuşuyoruz. Montajla bakalım ne çıkacak?” ifadesini kullandı.“Vatandaşın AKP mitinginde cüzdan çalınıyor, korkudan hırsız var diyemiyor dövecekler diye” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:Bakanlarıma saat hediye edilmeyecekBizim iktidarımızda kutulardan dolarlar çıkmayacak. Benim bakanlarıma saat hediye edilemeyecek. Benim oğlum milyonlar kazanmayacakKozan'ı il yapacağımKozan’ı il yapacağım. CHP’ye bu ülkede ihtiyaç var. 12 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Mazot için söz veriyorum, 1,5 lira yapacağım eğer iktidar olursak. Bize dediler ki nereden bulacaksın bu kaynağı... 247 milyar lira götürülen para.Bu parayı alıp millete geri vereceğim. Kendilerine gelince para var. Evlatlarına, gelince para var. Yedi sülalelerine gelince para var. Güya yırtık adamlarıyla siyasete girmişlerdi zengin oldular…Skype ile oğlumla konuşuyorum... Montajla bakalımBunlar onların sesinden çıktı. Diyor ki bunlar montaj 'Kılıçdaroğlu’nun da sesini montajlarım' diyor, hadi bakalım...Adam gibi adamsan, namuslu adamsan, dürüst adamsan benim oğlum Güney Kore’de doktora yapıyor Skype üzerinden oğlumla arada konuşuyoruz. Montajla bakalım ne çıkacak? Oğlum bana “Babacığım şu kadar kaldı” diyecek mi? Kendi hırsızlığını kapatmaya çalışıyor.Dünyaya rezil oldukŞaibeli bir adam oturamaz Başbakan koltuğunda. Bütün dünya söylüyor bunu, sadece Kozan söylemiyor. Dünyaya rezil olduk olacak şey değil. Rezil olduk. Eğer bu konuşmalar yalandır diyorsan TİB kayıtlarını yayınla dedim. Türkiye bütün telefon konuşmaları o merkezden izlenir. Yayınla dedim, yayınlamadı. Hırsızdan başbakan olmaz‘Cüzdanı çalınan vatandaş korkudan ‘hırsız var’ diyemiyor’AKP mitinginde cüzdan çalınıyor, korkudan hırsız var diyemiyor dövecekler diye. Kozan’a da bu yakışır zaten. Atatürk’ün gençliğisiniz. O gençler bir diktatöre diz çöktürdüler, hepsinin alnından öpüyorum. TBMM’de bekleyen fezlekede var.Muammer Güler, Zafer Çağlayan 58 kere rüşvet almış. AKP’ye oy veren yurttaşlarıma seslenmek istiyorum. Kozan 30 Mart’ta tarih yazacak, Türkiye’ye örnek olacak. Birleşe birleşe kazanacağız. Bugün gazetelerde var okumuşsunuzdur. Erdoğan’ın mitingine gidiyor bir vatandaş, cüzdanı çalınıyor. Adam hırsız var diyecek ama korkudan söyleyemiyor, söylese dövecekler.Öğretmenler atanacakŞimdi sizin başınıza bela örmeye çalışıyorlar. Kentsel dönüşüm deyip sizi başka yere sürmeye çalışıyorlar. O kentsel dönüşümü Ankara’da nasıl yaptıysak Kozan’da da öyle yapacağız. Kimseyi mahallesinin dışına sürmeyeceğiz.Bugün Dünya Kadınlar Günü... Çok sayıda bacımız var. Geçmişte bir siyaset yapıyorlardı başörtüsü üzerinden... Bütün Kozanlılar duysun! İster başı açık, ister başı kapalı her kadının başımın üzerinde yeri vardır. Türkiye’yi değiştirecek kadınlardır. Bunlar köşeyi döndüler.Bu ülkede bir ahdım var. İşsizlik denen belayı bitireceğim. Öğretmenler atanacak ve öğrencilerle kucaklaşacaklar. Bir baba geldi inanın çocuk gibi ağladı. 10 yıldır atama bekliyor dedi. Söz verdim, bütün öğretmenler öğrencileriyle buluşacaklarO kasalarda 1 milyon dolar neden olur?Hiç kimseyi bu hırsızlarla bir tutmuyorum. Size söz verdiler, siz gittiniz namusunuzla oy verdiniz inandınız. Şimdi yalan söyledikleri çıktı ortaya... Ayaz bebek soğuktan öldü, benim vicdanımda derin yaralar açıyor. O vatandaşlarıma sesleniyorum, saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum... Elinizi vicdanınıza koyacaksınız. Ya helale ya harama ortak olacaksınız sandıkta.Harama ortak olmanızı istemem. Bir başbakanın oğlunun evinde banka varken 1 milyar avro neden olur. Yatak odalarında 7 büyük kasa neden olur! O kasaların içinde milyon dolar neden olur. Bunların cevabını ben merak ediyorum, her vatandaş gibi merak ediyorumMazotun fiyatı 5 lira ise bunları yüzündendir.
'AKP Rüşvetle Türkiye'yi Boğdu'
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri İl Başkanı Mete Eke ve il ve ilçe Belediye Başkan Adayları, MYK üyesi Mustafa Eraslan tarafından Boğazköprü Mevkii'nde karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, 400 araçlık konvoyla İncesu İlçesi'ne geçti. İncesu'da partililere hitap eden Bahçeli, '30 Mart'ta sadece belediye başkanlarımızı seçmekle kalamayacaksınız. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik sorunların arttığı iç ve dış tehlikelerinin arttığı bir ortamda oy kullanacaksınız. Yerel seçimlerin hemen arkasında 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve millet vekilleri genel seçiminin olması, bu sebeple diğer seçimlerden daha farklı bir anlam yüklemektedir. O nedenle bu seçime daha da fazla önem göstermeniz gerekir' dedi. AKP'nin ellerinde siyasal güç bulunmasına rağmen ülkeyi 11 yıldır iyi yönetemediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: HERKES MUTLUYSA ERDOĞAN'LA ŞARKI SÖYLESİN 'AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımız var. Eğer, burada AKP'ye oy vermiş ve verecek vatandaşlarımızın iyi düşünmesi gerekir. Başbakan AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza sosyal ve ekonomik olarak ne yapmıştır. Bunu sormak lazım. Herkes mutlu ve huzurlu ise buna da inanıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan'la şarkı söylemelerinde bir mahsur yok. Yok benim hayallerimi yıktın, ben sabırla bekledim 17 Aralık çukuruna düştün diye sorması gerekir. SANDIĞA GÖMÜLECEKSİN Bir toplumda iki toplumsal hastalık vardır. İşsizliğin sürekli oluşu ve genç işsizliğin artmasıdır. İşsiizlik bir evde var ise o evde sosyal patlamaya hazırdır. İşsizlik çalışarak ekmeğini kazanarak ve hayatta insanlarımız mutluluğu kazanması gerekir. Her aile çocuklarının mutlu olmasını ister. Gün gelir üniversite diploması alınır ve her türlü fedakarlığı gösteren çocuklar iş arar ve ailesine bakma durumundadır. Mühendistir, öğretmendir ama aylar geçer yıllara yaklaşır ama iş bulamaz. Anne ve baba oğlunu sıkıntıya sokmaya çalışmaz. Askere gider gelir yine iş bulamaz. Sonuç bu gençler içine kapanır ve her gün iş bulamadın mı sorusu onu sosyal sıkıntılara sokar. Her beş kişinden biri Türkiye’de böyledir. İşte şu an gençlerimiz bu durumda. Bir başka sosyal hastalık var ki o zaman tehlike büyümeye başlar. Bu hastalık yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet toplumu çürütür. Yerleşik hale gelirse kanser gibi, tüm vücudu tüm toplumu sarar. Rüşvetin üzerine gitmeliyiz. 89 günden bu yana bu tartışılamaz. Sayın Başbakan bu senin aslı görevindir. Halkın arasındaki yolsuzluk ve feryadını duyamıyorsan, bunları montaj olarak görüyorsan kendi kendinle beraber Türkiye'yi de yakıyorsun. 4 bakanın istifasını gerektiren olayda tezkereler bir kere geldi onu gönderdin, savcılara kıydın, polis memurlarını darmadağıan ettin, yolsuzluk ve rüşvette kim uğraşıyorsa onları gönderdin hala olayı çözemedin. Yolsuzluk ve rüşvetten hesap soramadığın sürece sandıkla nasıl geldi isen sandığa da o şekilde gömüleceksin. Bunların hepsini örtebilmek için milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar.' BU YÖNETİM HERKESE SÖVÜP SAYIYOR Bahçeli'nin konuşması sık sık 'Devletin Başına Devlet Gelecek' sloganıyla kesildi. Bahçeli şöyle devam etti: 'Biz, bin yıllık kardeşliğimizle herkesi bağrımıza bastığımız insanları, siz milletin birliğini ve beraberliğini bozdunuz. Bu gidişat, iyi gidişat değil. Dışardaki Tunus'u, Mısır' ı Ukrayna'yı, Suriye'yi görüyorsunuz. Yolsuzlukla rüşvet, ne kadar diktatör olursanız olun, zulüm yaparsanız, diktatör olsanız da gidişiniz yolsuzluk olayı ile olacak. Libya ve Mısır halk hareketlenmesi ile çekip gitti. Suriye derseniz öyle. 2 milyon insan ülkeyi terk etmiş. Türkiye sınırından herkes Türkiye'ye geliyor. Halkımız işsiz, halkımız sıkınıtılı ama siz hala Suriye'dekileri buraya getirerek işsizlik oranını arttırıdınız. Yaşanan yollar hep denenmiş ve bu yol felaket olmuştur. Bu kadar kamplaşma ortamında herkese söven sayan bir yönetim şeklinin devam etmemesi için uyarmak lazım. İktidar değişikliğinin, 2015 seçimlerinde olması lazım. Şimdiden Recep Tayyip Erdoğan'ı uyarmak lazım. Bu uyarıyı sandıkta oylarınızla yapın ki Recep Tayyip Erdoğan kendine çeki düzen versin . Özellikle AKP'ye oy vermiş kardeşlerim bunların dikkatlerini çekmelisiniz. AKP rüşvetle Türkiye'yi boğdu.' BAHÇELİ: SANDIKLARA DİKKAT EDİN, BUNLAR HIRSIZ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ikinci durağı Yeşilhisar’da, sandık görevlilerine seslenerek, “Sandığınıza sahip çıkın. Bunlar hırsız’ dedi. Yeşilhisar ilçe meydanında yaklaşık bin kişiye konuşan Bahçeli, iktidara geldiklerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinden hesap soracağını belirterek, “İranlı, ne idüğü belirsiz kişiler ve senin yedi sülalenden hesap sormazsam namerdim. Yolsuzluk ve rüşveti saklarsanız bununla barınamazsınız. Türkiye’yi 89 günden beri kapkara ettiniz. Bana montaj yapıldı dedi. Ya doğru, ya da yanlış bunu bilen sensin. Bu kadar insanın yerini işini değiştirdin. Çoluk çocuğuna ulaşıyor, senin de ailene uzanıyor gereğini yapın demen lazım. Bana montaj yaptınız dediğin yalan olursa halin ne olur. Mecliste tezkereyi reddediyorsun. 4 bakanın çocuğunun durumu ne olacak. Devletten bir şey saklanmaz. Bunu kendi iktidarından sakladın, MHP iktidarında nasıl saklayacaksın.Senin yedi göbeğinden bunun hesabını sormazsam namerdim. Ne idüğü belli olmayan İranlı ve dört bakanının nasıl Türkiye’yi soyduğunun hesabını sormazsam namerdim. AKP denilmesine kızıyorsun Başbakan. Her partinin baş harfleri okunur. Ne AK Parti’si, sen 17 Aralıktan sonra Türkiye’yi kapkara ettin” dedi. Bahçeli, konuşmanın ardından Yahyalı ilçesine hareket etti. Mükremin ÖKSÜZGİL- Faruk ÇUHADAROĞLU/KAYSERİ (DHA)
İşsizlik Yeniden Çift Hanede
İŞSİZLİK sekiz ay aradan sonra yeniden çift haneye yükseldi. Kasım, Aralık, Ocak aylarını kapsayan Aralık döneminde işsizlik yüzde 10.0 düzeyine çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan yapılan açıklamaya göre, Kasım döneminde yüzde 9.9 olan işsizlik oranı da 0.1 puanlık artış ile yüzde 10.0 düzeyinde gerçekleşti. Böylece, işsizlik oranı 2013 yılı Mart dönemindeki yüzde 10.1 düzeyinden sonra ilk kez yeniden iki haneye yükselmiş oldu. TÜİK verileri, Türkiye genelinde işsiz sayısının 2013 yılı Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 19 bin kişi artarak 2 milyon 809 bin kişiye yükseldiğini gösterdi. Aynı dönemde iş bulma umudunu yitirdiği için iş aramayanlar 540 bin kişiye, iş bulduğunda çalışmaya hazır olduğunu bildirenler de 2 milyon 45 bin kişiye çıktı. Böylece iş gücü dışında sayılıp da, iş bulma umudunu yitirenler ve iş bulmaya hazır olanların da katılımıyla, toplam işsizler 5 milyon 394 bin kişiye ulaştı. TÜİK’in verilerine göre, tüm sanayileşmiş ülkelerde temel işsizlik verisi olarak kabul edilenh tarım dışı işsizlik oranı da Kasım dönemindeki yüzde 12.0 düzeyinden, Aralık döneminde yüzde 12.1’e çıktı. Aynı dönemler itibarıyla 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise yüzde 19.3 düzeyinden, yüzde 18.7’ye geriledi. Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, 2013 yılı Kasım dönemine göre 0.4 puan azalışla yüzde 50.1 oldu. Aralık döneminde erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 70.9 ise yüzde 29.9 olarak gerçekleşti.Milliyet
"Karanlık Sokaklardan Geçmeyin"
Ordu'da konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Gençler 30 Mart'ta hepiniz koşa koşa sandığa gidip mümkün olduğu kadar da karanlık sokaklardan geçmeyin. Asfaltlar var, duble yollar var, açık meydanlar var. Oradan demokrasinin o kültürü kazanmış evlatları olarak gidin, iradenizle kararınızı verin' dedi. Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Ünye ilçesinde halka hitap etti. Türkiye'nin iyi yönetilmediğini öne süren Bahçeli, 'Türkiyemizde sorunlar çözülemiyor. Nereden başlarsanız başlayın çiftçinin durumu kötü. Esnaf siftah yapamıyor. Birçok tüketici kredisi altında insanlarımız boğulmuş. İşsizlik yaygınlaşıyor. Açıkçası bugünkü iktidarın 11 yıllık döneminde şöyle bir tablo koyun, içini hep beraber dolduralım' diye konuştu. 'AKP'nin tablosu açlık, adaletsizlik, asayişsizlik ve ahlaksızlıktır' Bahçeli, şöyle devam etti: 'Bu tablonun bir köşesine açlığı koyduğumuz zaman tabloya aykırı bir hali var mı? Yanına ahlaksızlığı koyduğumuz vakit bir aykırılığı var mı? Asayişsizliği koyduğumuz vakit bir aykırılık var mı? Bir adaletsizliği koyduğumuz zaman bir aykırılığı var mı? Öyleyse AKP'nin tablosu açlık, adaletsizlik, asayişsizlik ve ahlaksızlıktır. Bir an düşünün, büyük şehirlerde asayiş kalmamış. Hangi gün hangi saatte ne olacağı belli değil. Hiç kimse eşiyle, çocuğuyla kendisi olarak İstanbul'un sokaklarında gezmeye çıktığı zaman başına ne geleceği belli değil. Her anda birçok yönüyle cinayetler işleniyor. Birçok sıkıntılar yaşanıyor. Hele hele son yıllarda özellikle televizyonların yayınlarıyla da tahrik edilen bir aile yuvası içerisinde ufak tefek rahatsızlıkların nasıl sonuçlandığı, kadınlarımıza nasıl şiddet uygulandığı, bir yuvanın nasıl yıkıldığı, bir babanın cinnet getirerek evlatlarını da dahil olmak üzere nasıl katlettiği ve her gün bir kadın cinayetiyle karşı karşıya kalan bir ülkeyi AKP döneminin huzur ve güven içerisinde ortaya koyduğu bir Türkiye diyebilir miyiz?' Bahçeli, 17 Aralık operasyonuna değinerek, '17 Aralık 2013 kara gün ve 17 Aralık 2013 AKP'nin yüz karası olduğu gündür. Bu günü unutmamak lazımdır' dedi. 'Yolsuzluk ve rüşvet, sosyal ve toplumsal bir hastalıktır' Yolsuzluk ve rüşvetin, sosyal ve toplumsal bir hastalık olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu: 'Kangrene ve kansere dönüştüğü anda toplumu çürütür. Dolayısıyla devleti çökertir. Bunun mutlaka tedbirler alınarak önlenmesi lazımdır. Bunda gecikme olursa topluma çok büyük zarar verir. Toplumsal hareketlilik yavaş yavaş kımıldar. Yiyenlerle yemeyenlerin kavgası görülür. Sıkışmış, dar boğaza düşmüş, geleceği karamsarlaşmış insanlar eğer bir tapede veya bir basında 17 Aralık'ta 41 kişinin tutuklanmasıyla 187 milyon Türk lirası yolsuzluğun olduğu, 63 milyon, 40 milyon rüşvetlerin dolaştığı, birçok evlerde kasaların bulunduğu, para sayma makinelerinin olduğu ve bir genel müdürün evinde ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar paranın olması nasıl izah edilecek. Bu ayakkabı nasıl bir ayakkabıdır? Bu kutu nasıl bir kutudur da 4,5 milyon dolar alınıyor. Şu an 92 gün olmuş, bunun tam yarısında ayakkabı kutusuna sahip olan banka genel müdürü ve diğerleri tahliye ediliyor, çıkarken de diyorlar ki sanki milletle dalga geçer gibi, 'beyefendi güle güle ama ayakkabı kutuların kaldı bunları da alın' diyorlar. Adalet teslimiyetten veriyorlar bunları. Toplumla dalga geçer gibi oluyor.' 'Başbakanlık'ta kurulan algı yönetimi, bazı tavsiyelerde bulunuyor' Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen ses kayıtlarından söz ederek, şöyle dedi: 'Sayın Başbakan bu durum karşısında gelişmelerin ne olacağını da zannediyorum tahmin ederek bir algı yönetimi oluşturuyor. Başbakanlık'ta kurulan algı yönetimi, bazı tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyelerden bir tanesi, 'yolsuzluk ve rüşveti kesin reddedin, bunun size karşı bir komplo olduğunu milletle paylaşın, en kısa zamanda, nerede bir açık hava toplantısı yapacaksanız hemen yapın'. 17 Aralık öğlenden sonra Ordu'da bir açık hava toplantısı yapıldı mı? Hatırlamıyor musunuz? Arkasından Giresun'da olmadı mı, Trabzon'da yapılmadı mı? Sonra İstanbul'a döndüğünde 17 Aralık akşamı havaalanında bir karşılamayla, bir açık hava toplantısına benzer bir toplantı yapılmadı mı? Oradan geçip Kısıklı'daki villalarına vardığında o bölgedeki insanların toplanmasıyla bir açık hava toplantısı da orada olmadı mı? Bütün bunların hepsinde kendisine yönlendirme yapan, bu aklı uçuk insanlar Recep Tayyip Erdoğan'ın dostu değil düşmanı gibi hareket etmişlerdir, bu tuzağa da Recep Tayyip Erdoğan düşmüştür.' Devlet Bahçeli, şunları söyledi: 'Şimdi kalkmış, 'bu bana komplo' diyor. Kalkmış, Bilal Erdoğan'la konuşması 'montaj' diyor veya ayakkabı kutularından veya bir televizyon ve basını satın almak için bir havuz oluşturun, bu havuza da besleme, haram üzerine zenginleşmiş insanlara salma çıkartarak 'sen 100 milyon dolar, sen 100 milyon dolar vereceksin' diyerek 630 milyon doları bir havuzda topluyor. Almak istediği ATV ve Sabah gazetesi. Bu nasıl bir anlayıştır? Sonra birisi soruyor, 'sayın Başbakan bu iş adamlarından böyle bir salmayla para toplanıyor, siz ne diyorsunuz'. Sayın Başbakan cevap veriyor, 'bunlar istikrarlı iş adamlarıdır, havuza girseler de ıslanmazlar' diyor. Yani dalga geçiyor. Havuzda su varsa ıslanmamak mümkün değil midir, bu nasıl iştir ama havuzda 630 milyon dolar Amerikan yeşil doları varsa ora da döşek gibi olur, insan niye ıslansın?' 'Bu komplodur, bu montajdır dememeli' Başbakan Erdoğan'ın 'iç inkara yönelmemesi' gerektiğini dile getiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: 'Bu komplodur, bu montajdır dememeli. Kimseye hain, haşhaşi, alçak vesaire gibi suçlarıyla kimseyi suçlamamalı. 'Hepinizin inine gireceğim, hesabını soracağım' diyor. Bırak sen onu. Önce şu yolsuzluğun dibine bir in de ondan sonra ne olacağını göreceksin. Onun için sayın Recep Tayyip Erdoğan, siz, en kısa zamanda adalete başvurun, kıydığın savcıları geri çağırın. 8 bin polis kardeşimizi darmadağın etmenin manası yok. Hepsini görevlerine iade edin. Millete deyin ki 'Benim partimin adı aktır, şimdi bir yolsuzluk ve rüşvet olayıyla karşı karşıyayım'. Savcılara, hakimlere, kolluk kuvvetlerine, sivil toplum kuruluşlarına kim varsa, siyasi partilere, 'Elinizdeki bilgi belgeyle gelin, yüksek bir sorgulama başlatalım, yolsuzluk ve rüşvetin kökünü kazıyalım, kime ulaşırsa ulaşsın' diyebilmiş olsaydın Recep Tayyip Erdoğan, 'uzun adam' diye nitelendiriyorsun, iki kat daha uzardın sen ama bunu söyleyemiyorsun. Şimdi kalkmışsın, herkesi suçluyorsun. Kim kendi görüşünü tasvip etmiyorsa o mutlaka hain, kim kendisine 'doğrusu şudur, bunu böyle yap' dediği zaman, 'siz işbirlikçisiniz' diyor. Peki gerçek işbirlikçiliği senden öğrendi bu millet. PKK ile AKP ile BDP ile işbirliği içerisinde değil misin? Oslo'yla, İmralı'yla, Kandil'le müzakere yapan sen değil misin? Niye bu milleti aldatıyorsun?' 'İki tane vatan evladı Hak'ın rahmetine kavuştu' Bahçeli şöyle konuştu: 'Hal böyle olunca sandıkla sokak arasında sarkaç gibi sizi sallamaya karışanlara çok dikkatli olun' diyerek, şunları kaydetti: 'Sokaklar karanlıktır, sokaklar kirlidir, sokaklarda kim kimdir bilinmez, sokaklar kanlıdır. Dolayısıyla gençliğin mahvedildiği bir dar sokaktır. Buralarda her türlü sapıklığa yönelmiş, sağlığını kaybetmiş birçok vatan evladı bulunur. Buralara sizi çekmek isteyenler dost değildir. Evlatları bu şekliyle kahredebilecek bir teşviki, tahriki yapanlar Türkiye'nin geleceğini karatmak isteyenlerdir. Hal böyle olunca şu kısa dönem içerisinde gördünüz, iki tane vatan evladı Hak'ın rahmetine kavuştu. Bir polis memurumuz şehit oldu. Bu olaylar tehlikelidir, bu olaylar Türkiye'de yaşanmıştır, tekrar yaşamamak lazımdır. Onun için sandığa gitmek gerekiyor. Sandık demokratik bir müessesedir. Milli iradenin yeni bir yönetim şeklini şekillendirmesinin başlangıç noktasıdır. Sandık neyi ifade eder, seçimi. Seçim en yakında hangi tarihtedir, 30 Mart'tadır. Öyleyse 30 Mart'ta 18-25 yaş grubu sandığa gitmeli ve iradesiyle bir oy tercihinde bulunmalıdır. Bunu şunun için söylüyorum, gelecek bu şekille bizi bir karanlığa götüreceğini hissettiğim için söylüyorum. 18-25 yaş grubu, seçilme ve seçme hakkına sahip olan bir yaş grubudur. Bunun toplam seçmen içerisindeki rakamı 10 milyon 36 bindir. 10 milyon 36 bin gencimiz bu seçimde hem oy verme hem seçilme hakkına sahip olarak sandığa gidecekler. Gençsiniz, dinamiksiniz, Türkiye'nin geleceğisiniz. 10 milyon 36 binle bir karar verdiğiniz vakit, yerden birisini iktidara taşırsınız, iktidarda olanı da yere çakarsınız.' 'Asfaltlar var, duble yollar var, açık meydanlar var' Devlet Bahçeli, 'Öyleyse bu iradenizi kullanın. Ülkeyi üzmeyin, kırmayın, acılara aileleri boğmayın. Sadece ve sadece sizin bu iradenizle iktidarları değiştirir, iktidarları tekrar birisi olarak getirebilirsiniz. Bu güç sizdedir.Cnntürk
Avrupa Ekonomisi Krizi Atlatamadı
LONDRA — Avrupa Birliği, ekonomik büyüme tahminlerini olumlu yönde değiştirdi. AB, bu kararı, Yunanistan’ın bütçede artıya geçmesiyle ekonomik kurtarma paketinin yeni bir dilimini daha garantilemesi üzerine aldı. İtalya’daysa yeni hükümet durgun ekonomiyi canlandırma sözü verdi. Peki bu müjdeli haberler, euro krizinin geride kalacağının göstergesi mi? Birçok uzman, bu soruya olumsuz yanıt veriyor. Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası’nın oluşturduğu uluslararası kredi troykasının denetçileri, Atina’da hiç de hoş karşılanmadı. Yunanistan’ın 12 milyar 8 milyon dolarlık Mayıs ayı ödemelerini karşılaması için ekonomik kurtarma paketinin yeni taksidine ihtiyacı var. Yunanistan’ın çalışma reformlarını ağırdan aldığı gerekçesiyle görüşmeler aylardır yapılamıyor. Protestocular ‘insanların hayatı sözkonusuyken siz kar-zarar hesabı yapıyorsunuz’ diyerek denetçilere tepki gösterdi. Yunanistan ekonomisi 2008‘den bu yana yüzde 25 oranında küçüldü. İşsizlik oranıysa yüzde 28. Kemer sıkma politikalarından sonra bütçede ilk kez gayri safi milli hasılanın yüzde bir buçuğu oranında artıya geçildi. Ancak Londra’daki Avrupa Reform Merkezi’nden Simon Tilford’a göre Yunanistan’ın önünde daha çok uzun bir yol var: ”Hiçbir gelişmiş ülke ya da ikinci dünya ülkesi, Yunanistan’ın başardığı oranda bir mali ayarlama yapmayı başaramadı. Ancak Yunanistan’ın borç yükünden kurtulması için bütçede çok daha yüksek oranda fazlaya ihtiyaç var.” Avrupa Birliği, kısa süre önce büyüme tahminlerinde değişiklik yaptı. Buna göre euro bölgesi bu yıl yüzde 1,2, 2015’te de yüzde 1,8 oranında büyüyecek. Olli Rehn, AB Ekonomi ve Mali İşler Sorumlusu: ”Ekonomik iyileşme, hala mütevazi ölçülerde de olsa Avrupa Birliği ülkelerinde hızla yayılıyor. Ekonomik faaliyetlerin en zor durumdaki ülkelerde de artış göstermesi, çok iyi haber.” Bu ülkelerden biri de İtalya. Floransa’nın eski belediye başkanı 39 yaşındaki Matteo Renzi, ülkenin en genç başbakanı oldu. 22 Şubat’ta göreve başlayan Renzi, hükümet harcamalarını ve vergileri azaltma sözü verdi, İtalyan ekonomisinde devrim yapacağını söyledi. ”Bu parlamentonun dışında hiç kimse, siyasetçilerin iş yapabileceğine inanmıyor. Bu nedenle büyük bir risk alıyor ve reform sürecini hızlandırıp takvime uygun şekilde tamamlamak istiyoruz.” Avrupa Reform Merkezi’nden Simon Tilford, İtalya’da esen siyasi değişim rüzgarları ve euro bölgesinde ekonomik iyileşmenin filiz vermesiyle bazılarının euro krizinin sona ereceği umuduna kapıldığını söylüyor: ”Ekonomik büyümenin yeniden başlaması ve mali pazarların durulması nedeniyle gevşeme havasına girme riski var. Avrupalı siyasetçiler euro bölgesinde ciddi kurumsal reformlar yapmadan, örneğin risk havuzu oluşturmadan da kriz batağından kurtulabileceklerini düşünebilir.” Birçok uzman, reformlar yapılmazsa Avrupa’nın ekonomik sorunlarını çözemeyeceği görüşünde. Ancak en zayıf ekonomilerin bile canlanma sinyalleri vermesi, yedi yıldır süren ekonomik durgunluk ve kemer sıkma döneminden sonra Avrupa’ya rahat bir nefes aldıracağa benziyor.
Gül'ün 7 Senelik Çankaya Karnesi: 882 İmza, 4 Veto
En çok fazla seyahat eden cumhurbaşkanı olan Gül, masasına gelen kanunların hemen hemen tamamını onaylamasıyla tartışıldı. Bazı vakit yol arkadaşı Erdoğan ile ters düşten Gül, eşinin başörtülü olması dolayısıyla yaşanan resepsiyon krizini ise kendi yöntemiyle çözmeyi başardı. Çankaya Köşkü’ne kurduğu sofralarda değişik kesimleri dinledi. Süreç içerisinde ılımlı mesajları, siyasi parti liderlerine yaklaşımı, özgürlük vurgusu yapmış olduğu konuşmaları ile bazen muhalefetin de beğenisini kazandı. Öyle ki Gül seçildiğinde boykot eden CHP , veda ederken onu kırmızı halıyla karşıladı. Cumhurbaşkanlığı süresince İkinci hasta mahkûmu affetti. Gül’ün Çankaya Köşkü’nde önceki 7 yılının köşe taşlarını Radikal gazetesinden Ercan Sarıkaya mercek altına aldı....367 KRİZİNDE GERİ ADIM ATMADI Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylık süreci sancılı geçti. 367 krizi ve eşinin başörtülü olması dolayısıyla yaşanan tartışmalar, Cumhuriyet mitingleri, İkinci Nisan e-bildirisinde dahi geri adım atmadı. Türkiye erken genel seçime gitti fakat o adaylıktan vazgeçmedi. Cumhurbaşkanı seçildikten akabinde eşi başörtülü olduğundan dolayı cumhuriyet resepsiyonları tartışma konusu oldu. Bu krizi ‘eşli’ ve ‘eşsiz’ olmak üzere iki resepsiyon yaparak aşmayı bildi. Eşi Hayrünissa Gül, başörtüsü dolayısıyla üniversiteye kaydı yapılmayınca 2002'de AİHM'e başvurmuştu. 2004'te davayı geri çekti. Cumhurbaşkanlığı sürecinde kızını evlendirdi ve torunları dünyaya geldi. ÇANKAYA KÖŞKÜ’NE SOFRA KURDU Çankaya Köşkü’nde tarih, edebiyat, sinema, hukuk, arkeoloji, sosyal medya gibi değişik konu başlıkları etrafında, aralarında merhum Neşet Ertaş’ın da yer aldığı 84 misafir ağırladı. Üniversite öğrencilerinin sorunlarını ilk ağızdan dinledi, sosyal sitelerin fırsatları ve risklerini bu masalarda açıkladı . ERDOĞAN’I SAKİNLEŞTİRDİ Geçen mayıs ayında, Danıştay'ın 146'ıncı kuruluş yıldönümü töreninde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşması esnasında sinirlenen Başbakan Tayip Erdoğan 'ı sakinleştirmeye çalışan da Gül’dü. Toplantıdan Başbakan ile beraber çıkıp gitmesi tartışma konusu oldu. ZAMAN ZAMAN TERS DÜŞTÜLER Sosyal medyayı iyi kullanan Gül Twitter, ınstagram hesaplarından gezileri ile alakalı resimleri sürekli paylaştı. Yol arkadaşlığı yapmış olduğu Erdoğan ile de hem sosyal medya hem de operasyonlarla alakalı ters düştüğü zamanlar oldu. İşte onlardan bazıları: *Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararı Gül tarafından takdirle karşılanırken, Erdoğan 'Anayasa Mahkemesi'nin kararını gayrımilli bulduğunu ve saygı duymadığını' belirtti . Gezi protestoları ve polisin orantısız güç kullanımı ile alakalı olarak Gül, “Demokrasi sadece seçim demek değildir. Barışçı gösteriler de bir parçasıdır. İyi niyetli mesajların alındığının bilinmesini isterim” derken Erdoğan, “Ben Cumhurbaşkanı'nın ne mesaj almakta olduğunu bilemem. Gezi darbe girişimidir polis destan yazdı” diye belirtti . 17 Aralık 2013’te yolsuzluk soruşturmasıyla alakalı Gül, “Yolsuzlukların üstü örtülmesin. Suçlular yargılansın”. Erdoğan, “Yolsuzluk suçlaması bahane, bu bir darbe girişimi, arkasında 'paralel yapı' var” diye belirtti . Gezi eylemleri sürecinde başından biber gazı kapsülü yarası alan Berkin Elvan dokuz ay akabinde vefat etti . Ölmeden bir gün evvel Gül, babası Sami Elvan’ı aradı. Erdoğan ise Berkin Elvan’ın ölümünden akabinde anne ve babasının yapmış olduğu açıklamaları sert sözlerle eleştirdi, Gaziantep’teki mahalli seçim mitinginde anne Gülsüm Elvan yuhalandı. Erdoğan ve çevresi hakkında yolsuzluk iddia eden kayıtlar Twitter üzerinden ortaya saçılmaya başlayınca Erdoğan 'Kökünü kazırım' öfkesiyle kapatma yolunu seçti. Gül ise bu yasağı ilk delenlerden oldu. Sonra “Kullanıcı sayısı ikiye katlandı” diye yasağı küçümseyerek vurguladı: 'Engellemek imkânsız.' Erdoğan, Gezi, 17 Aralık, Twitter kararlarını dünya lideri olmasının önüne geçme amaçlı dış kökenli komplo olarak yorumladı. Gül ise “Türkiye’yi yıkmak isteyenler gibisinden komplo iddialarına inanmıyorum” diye belirtti . YURTDIŞI VE YURTİÇİNDE ZİYARET REKORU KIRDI Cumhurbaşkanı Gül, yurtdışı ziyaretleri ile 'Cumhuriyet tarihinin en çok fazla yurt dışı ve yurt içi seyahat eden Cumhurbaşkanı' sıfatını kazandı. Gül, ilk resmi ziyaretini Azerbaycan'a, son gezisini ise ABD'ye gerçekleştirdi. Abdullah Gül, resmi, faaliyet ziyaretleri ve uluslararası toplantılar olmak üzere 66 değişik ülkeyi ziyaret etti. Gül, Fransa, Azerbaycan ve Türkmenistan'a 6'şar defa gitti. Meksika, Brezilya, Lüksemburg, Kolombiya’nın ada aralarında yer aldığı 98 ayrı ülkeden hükümet başkanlarını da Türkiye'de konuk etti. Cumhurbaşkanı Gül, yurtiçi ziyaretlerinde de ayrı rekoru gerçekleştirdi. Türkiye'nin bütün illerini ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı olan Gül Burdur'u 43 sene , Ordu'yu 31 sene , Uşak'ı İkinci sene , Artvin'i İkinci sene , Giresun'u İkinci sene aradan akabinde ilk defa ziyaret eden cumhurbaşkanı oldu. MASASINA 886 YASA GİTTİ SADECE 4’Ü GERİ DÖNDÜ Köşk’e 2007’de çıkan Abdullah Gül'ün masasına 836 kanun gitti. Meclis’ten Köşk’e gönderilmektde olan kanunların sadece 4 tanesini veto etti. 2008 senesinde Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ve Elektronik Haberleşme Kanunu’nu veto eden Gül, 2009 senesinde İşsizlik Kanunu’nu Meclis’e gönderdi. 2011’de ise “Şike Yasası” olarak önde gelen 6250 sayılı kanunu veto etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kamuoyunda “sansür” olarak adlandırılan internete ait yasayı, Macaristan ziyareti dönüşü jet hızıyla onayladı. Gül, yasanın iki maddesinin yeni bir kanunla değiştirilmesi şartı koydu.Ercan Sarıkaya | Radikal