Görüş Bildir

Fatih Altaylı Haberleri

Fatih Altaylı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Fatih Altaylı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Fatih Altaylı'dan 'Restoran Boykotu' Tavsiyesi! 'Gerekli Bir Silahtır,  Kullanıp Atılacak Bir Şey Değil'
Gazeteci Fatih Altaylı son günlerde gündeme gelen 'restoran boykotu' çağrılarını köşe yazısında değerlendirdi. Boykotun gerekli ve ekili bir silah olduğunu söyleyen ve sürekliliği olması gerektiğini vurgulayan Altaylı, '364 gün kazıklanmaya razı gelip, bir gün beni kazıklayamazsın demek sizce makul müdür!' ifadeleriyle mevcut çağrıları eleştirdi. 
Muz İçinde Uyuşturucu Ticaretini İfşa Etti, Arabasında Ölü Bulundu! Murat Ağırel: 'Hepsini Önceden Biliyordu'
Gazeteci Fatih Altaylı'nın kanalında Türkiye'deki uyuşturucu ticaretine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Murat Ağırel, muz içerisinde uyuşturucu ticaretini ihbar eden Hasan Rastgeldi'nin ölümüne giden süreci anlattı. Rastgeldi'nin kendisine 'Bunları dile getirmek çok riskli, beni bulurlarsa öldürürler' dediğini dile getiren Ağırel, 'Ölmüş Hasan Abi, arabasında intihar etmiş. Ben çok üzüldüm bunun üzerine gitmeye başladım. Hala emniyet ve savcılığa bunun intihar olamayacağını, infaz yöntemi olabileceğini iddia ediyorum' dedi. 
Süleyman Soylu; Fatih Altaylı, Timur Soykan ve Murat Ağırel'e Yüklendi: 'Ya Siz Deli misiniz!..'
Geçtiğimiz günlerde Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına konuk olan gazeteci Murat Ağırel ve Timur Soykan'ın uyuşturucu ticaretiyle ilgili iddiaların, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan tepki geldi. İddialarla ilgili GDH TV'ye sessizliğini bozan Soylu hakkında 10 ayda toplamda 550 köşe yazısı yazıldığını dile getirerek, 'Bu arkadaşlar neye hizmet ettiğinin farkında değil' dedi. 
Ebru Gündeş, Fatih Altaylı'ya Dava Açıyor
Ebru Gündeş, ses kasetleriyle ilgili harekete geçti. Geçtiğimiz Pazar günü Fatih Altaylı, köşesinde işadamı Reza Zarrab'a ait olduğu ileri sürülen ses kaydıyla ilgili sert bir yazı kaleme almıştı. Bu yazı üzerine Ebru Gündeş, avukatı aracılığıyla Fatih Altaylı'ya dava açmaya hazırlanıyor. Altaylı, suç duyurusunu bugün köşesinden duyurdu ve ekledi 'hiç merak etmesinler bu suç duyurusuna yanıt vereceğim' dedi.
"İBB Olarak Devlete Karşı İç Borçlanmamız Yok"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan'ı ve AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kadir Topbaş, Teke Tek Özel'de Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlıyor... Kadir Topbaş'ın konuşmasından öne çıkan satır başları; Bu kampanyada dikkatimi çeken bir şey var. Sanki hiçbir yerde belediye başkan adayları yok da her yerde Başbakan Erdoğan adaymış gibi. Yani nereye baksak Tayyip Erdoğan'ı görüyoruzi adayları hiçbir yerde görmüyoruz. Bir genel seçim havası içerisinde. Niye böyle? Ona şöyle bakmak daha doğru; sanki ortam biraz daha genel seçime doğru bir siyasi parti algısı çok ön plana çıktı. Sadece bu Ak Parti'de değil. Diğer partilerde de durum böyle. Liderler çok fazla daha meydanlarda aktif olarak görüşmekteler. Türkiye'de son dönemde ortaya çıkan bir takım nedenler var. O noktada bu durumun tetiklendiğini düşünüyoruz. Biraz da belki yerel yönetimler üzerinde bir takım manipülasyonlar, değerlendirmeler ne diyeceksek, bu olgu ortaya çıkmaya başlayınca liderler kolları sıvadılar, böylece bunları ön kesmeye yanlışları vatandaşlara göstermeye haykırmaya çalıştılar ve bu böyle gelişti. Ülkede ortalık toz duman vaziyette iken, biz de seçim çalışmalarında kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Hatırlarsanız 2009'da da böyle oldu. Sayın Kılıçdaroğlu ile yarıştığımız zaman da da böyleydi. GEZİ OLAYLARI Gezi sürecinde siz hiç tavrınızı bozmadınız. O günlerde hakim olan iklime ayak uydurmadınız. Biraz daha anlayışlı, biraz daha İstanbul'un Kadir ağabeyi gibi davrandınız. Ve hatta o dönemde şöyle şeyler çıktı, 'Başbakan, Kadir Topbaş'ın sert tavır almamasına kızgın, Topbaş'ın siyasi hayatını bitirecek.' Ama sonradan gelişmeler gösterdi ki, sizin tavrınız aslında bir yandan Ak Parti'ye yarayan bir tavırdı. İstanbullunun olaylar sonrasında da size duyduğu sevgi ve sempatide bir kayıp oluşmamıştı. Siz Gezi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bir rahatsızlığım vardı benim, hatırlarsınız. O süreçte oldu ve sokağa henüz daha çıkamamıştım. Mayıs'ın 26'sındaydı bu ve 29 Mayıs'ta köprünün temeli atılırken oraya dahi benim doktorum gitmemin çok doğru olmayacağını söylemesine rağmen gitmek zorunda kaldım. Çünkü İstanbul'la ilgili bir köprüydü ve bulunmam gerekiyordu. Tabi orada başlangıçta bu işi doğru yönetemedik diye düşünüyorum. Şunu söylemiyorum; Bir kere bu biraz hazırlıklar vardı. Başlangıçta ne kadar masumane deseniz de, biz orada Cumhuriyet Caddesi'nde Taksim'den itibaren 40 santim çapını geçmiş büyük geçişli çınar ağaçlarını budayıp makinalarla söküp köklerini bir noktaya kadar temizledikten sonra vinçlerle kaldırıp Sadabat'a götürüp diktik 60 küsür tane. Kimse orada bir tavır koymadı, hiçbir problem olmadı. Ağaç meselesi değildi esasen. Diğer taraftan biz Gezi Parkı'nın Divan Oteli tarafına gidişindeki o yolun dönüş noktasında 6 tane cadde tarafında, 5 tane de Divan Oteli'nin karşısına gelen daha küçük çaplı ağaçların 6 tanesi kaldırıldı. 5'ine sıra geldiğinde 2 metrelik duvarı kaldırma girişimde bu olay ortaya çıktı. Biz bu projeleri koruma kuruluna göndermeden önce ilgili STK'lara anlattık, bunu sitemize koyduk. Kuruldan geçip onaylanmış bir proje ve Kasım ayında uygulamaya konmuş. Birileri bekledi diye düşünüyorum. Çevreye yeşile duyarlı olan çok hassas insanlar var doğru. Birileri dedi ki bu hassas konunun ancak başlangıç noktası buradan başlayabilir. Taksim Platformu ile de görüşme yaptım. Başkanını da davet ederek bir gün yüz yüze görüşme yaptım. Onlara da şunu söylemiştim; siz burada asla mı diyorsunuz yoksa konuşalım mı diyorsunuz? Siz de biz de asla dersek anlaşma mümkün değil dedim. Zaten Gezi'deki olaylarla ilgili kamuoyu yoklamalarında ağaç ve çevre ile ilgili olduğunu söyleyen yüzde 2 - 2,5 çıktı. Diğerleri çok farklı konularda siyaseti de Başbakan'a kadar ulaşan bir olgu çıktı. 1000'in üzerinde sanatçılar, oraya katılanlar, öğrenciler, STK temsilciler mensuplarıyla hatta Mimar Odası Başkanı ve İstanbul Şube Başkanı dahil bunlarla 3'lü 5'li 10'arlı görüşmeler yaptım. Büyük bir bölümü başlangıçta burada bir kışla inşaatının başladığını zannederek geldiklerini söylüyorlar. Kendilerine gelen mesajlarda 'Ağaçlar toplanmaya başladı Topçu Kışlası inşaatı başlıyor'. Halbuki henüz onunla ilgili bir karar verilmemiş, sadece bir yol düzenlemesi. İlk etapta birileri bu olguyu kullanıyor olsalar bile, polis buraya girmeden bizler yöneticiler olarak girip de yerinde bunu o ilk küçük başlangıç noktasında söyleyebilseydik başka bir şey olurdu ve o durabilirdi diye düşünüyorum. Sayın Başbakan'ın benimle yaptığı programa kadar hala bir şans vardı. 'Tamam çocuklar ben sizi anlıyorum bakarız' diyebilseydi bugün iş bitmişti ama o farklı bir tondan konuştu. Bu arada başka bir şey de oldu, sayın Kılıçdaroğlu da orada bulunmaya çalışıyor, CHP'li parlamenterler oraya geliyor, parti örgütleri oraya geliyor, iş bu noktaya gelince işin şekli değişiyor. O platform aslında siyasileri istemedi. O noktaya gelinmeseydi, siyasiler bunu kullanmasaydı belki Başbakanımızın da tavrı böyle olmayacaktı. TAKSİM PROJESİ İstanbul'un en önemli meydanı Taksim'de yapılan meydan beton yığını şeklinde duruyor. Orası ne olacak? Eski tabirle natamam diyeyim. Daha bitmedi. Yüzeysel düzenleme ile ilgili proje bitti, şu anda ihalesi de tamamlandı zannediyorum, malzeme tespitleri yapıldı projesi hazır. Biz zaten o projeyi de takdim ettik. Hatta çok yeşil olmuş diyenler oldu. Meydan deyince bir meydan tanımımız yok aslında. Esasen meydanlarda ağaç olmaz. Meydanları bir park gibi değerlendirmeye kalktı insanlarımız, biz de bir miktar daha ağaç ekleyelim dedik. Proje yapılırken çeşitli gruplarla konuştuk; ama tüm İstanbul'a sormadık. İstanbul'daki bütüm meydanlara bir şey yapmayı düşünüyor mu istanbul Belediyesi? Beyazıt Meydanı projesini yaptık. Smülasyonları dahil var elimizde. Önümüzdeki süreçte o meydan özgün haline yakın bir proje çalışması tamamlanacak. Aksaray'da 64 bin metrekarelik bir meydan olgusu ortaya koyuyoruz, o viyadüğü oradan kaldırıyoruz. Kadıköy Meydanı ile ilgili çok mükemmel ki o proje de bitti. Mevcut meydanları düzenlerken İstanbul'a yeni meydanlar ekliyoruz. haberturk.com
'Bir Tek O Polis Masum"
HDP İstanbul Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Sırrı Süreyya Önder, 30 Mart yerel seçimler öncesi İstanbul ile ilgili yeni dönem projelerini Teke Tek'te Fatih Altaylı'ya anlatıyor. Sırrı Süreyya Önder'in açıklamalarından öne çıkan satır başları; Berkin Elvan hakkında... Daha önce Aileden Sorumlu Bakanı dinledik. Bu aymazlık bu mesafe bu insalıktan çıkma hali buram buram yüzüme çarptı. Böyle bir şey olur mu? O demeç demeç mi? O yayınladığı mesaj mesaj mı? Katili zincirlleme olarak bu hükümet o günün İstanbul'un bütün sıralı amirleri ama birinci sorumlu olarak bu siyasi iktidar katili odur. Annesinin öyle demesine gerek mi var? Hükümet gerekli şeyi gösterecekmiş. Allah'tan korkmazlar. Oğlanı hastaneden çıkarıyorlardı. Sağlık Bakanı işe yeni başlamıştı aradık ne yapıyorsunuz diye, zor işler, hastanede kalmasını temin ettik dedi. Daha başka bir rezalet polisler gidip gelip annesine hakaret ediyorlardı. Bu suçlar hep bir yere yazılan insanlık suçları. Bunlar bir yere uçup gitmez bu kadar acı boşa çekilmiyor bunun bir ahı var. Kimin yanına kalmış ki sizin yanınıza kalacak? Seçim programı dediniz, ben haya ederim belediye konuşmaktan böyle bir günde. İki gün partimiz yas ilan etti ve seçime dönük bütün çalışmalarımızı askıya aldık. Siyaset konuşalım. Bu gaddarlığı bu vandallığı hala olan bitenden hiçbir şey anlamaış olma halini ve bunun hesabının nasıl sorulacağını... Bütün belediyeler onların ya da bizim olsa ne fayda... 'BİZİM BELEDİYELERİMİZDEN TOMA'LARA SU YÜKLENMEYECEK' Şimdi görüntüleri gördük, haber de eksik, İstiklal caddesinden geldik, istiklal gaz altında ama muhtelif yerlerinde. Bu kentin Valisi'ni aramak zorunda kalsın bir vekil basın açıklaması yapılacak diye... Yasal demokratik bir hak ve ortada bir can var. Belediye ile ilgili bir şey söylenecekse, bir tek şey söyleyeceğim; Bizim belediyelerimizin hiçbirinden bu TOMA'lara su yüklenmeyecek. Gitsin evlerinden, gitsin emniyet müdürünün evinden, gitsin Başbakan'ın bahçesinden doldursunlar. Böyle bir şey olmaz, bu kabul edilemez. 'BU ÜLKEDE SİYASET ASKIYA ALINMIŞ' Tüm diğer şeylerle beraber yapılan, ülkeyi siyasileştirme. Sayın Cumhurbaşkanı aramış 268. gün. Bugün de üzüntü duymuşlar. Şimdi siz bu ülkede cumhurbaşkanısınız. Bu ülkede siyaset askıya alınmış. Bu ülkede size ne zaman ihtiyaç var? Siyaset eğer hükmünü sürmüyorsa, demokratik kurallar işlenmiyorsa, siz kendinizi bu çarkın üstünde bir yere konuşlandırmışsanız, 268. gün çocuğun artık yaşamından ümit kesildiği gün 16 kiloya düşmüşken ki ben gördüm bakmalara dayanılamaz anlatılamaz da, 3 gündür sürekli hastanedeydik. Bu gecenin görüntülerini izlediğimizde hani o görevden alınan hırsız İçişleri Bakanı diyordu ki 45 derece açı, biraz önceki bandı tekrar yayınlayın, yine yere paralel, göstericilerin başına hedef alıyorlardı. O hastanenin bahçesinde çocuk içeride hayatını kaybetmiş cansız yatıyor niye? Başına gaz kapsülü nişan alınmış. Berkin'i yitirdik, uğurlayacağız şimdi de Ramazan aynı durumda. Ve bu ülkede Vali, Emniyet Müdürü, Hükümet bundan hiç haya etmeyecek. Durun bir kitapsızlar ne yapıyorsunuz? Bu çocuk içeride sizin gaz atmanız yüzünden hayatını kaybetti siz onun yasını tutmaya gelenlere hastanenin bahçesine bunu atıyorsunuz. Şimdi ortada bu var, belediye mi konuşacağız. 'BİR TEK O BOMBAYI ATAN POLİS MASUM' Bu ülkeyi siyasetsizleştirmektir. Sayın Cumhurbaşkanı 16. gün bu çocuk o gaz kapsülünü yediğinde Vali'yi arayıp anlayış gösterin diyecektiniz. Anlayış gösterin de bu kadar şedit bir ortamda çok centilmence bir laf olur. Ne halt işliyorsunuz diye soracaktınız. Sorulacak tek soru var o da bu; Ne halt işliyorsunuz? Ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Bunu sormayacaksın, 268. gün aradım duyunca da üzüldüm Vali'ye de söyledim gerekn dikkat gösterilmiş. O zaman sayın Cumhurbaşkanı size buradan söylüyorum, İstanbul Valisi sizi iplemiyor. İstanbul Emniyet Müdürü de sizi iplemiyor. Çünkü eğer sorumluluk hissediyorsanız, getirin o bantları, yahu bu çocuğa da böyle ateş ettiğiniz için bu çocuk diğer 7 canla birlikte gitti, siz halen, bu bir şifre mi acaba? Siz dikkat gösterin dedikçe bunlar namluyu yere paralel mi indiriyorlar? Böyle bir şey olmaz. bunun hesabı görülür. Bunun hesabı sorulur, bunun altından hiçkimse kalkamaz. Uzağa gitmeye gerek yok, aynı yerden vurulmuş çocuk. Bu konuda da bir tek o bombayı atanı suçlayamazsınız söyleyeyim size. Bir tek o polis masum. Sıralı bütün amirleri bu işin gerçek sorumlusu. Habertürk