Görüş Bildir

Ece Temelkuran Haberleri

Ece Temelkuran ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Ece Temelkuran ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Ece Temelkuran'ın Berkin İsyanı: 'Bu Çocukları Ölmeden Tanımak İstiyorum'
Berkin Elvan'in hayatını kaybetmesinden sonra Türkiye'nin dört bir yanında eylem vardı. Sokaklarda Berkin Elvan'ı anmak isteyen binlerce kişi ağladı, ellerindeki dövizlerde, pankartlardaki mesajlarla ağlattı. Can Dündar'ın sunduğu Canlı Gaste programına bağlanan gazeteci Ece Temelkuran, canlı yayında isyan etti. ' AĞLAMADAN KÜFRETMEDEN NE SÖYLEYEBİLİRİM' ' Yayına bağlanmadan önce ağlamadan ve küfretmeden ne söyleyebilirim diye düşündüm. Çok özür dilerim çok kötüyüm.' diyen Temelkuran 'Bu parti tutucu, muhafazakar olabilir, ama her ilde sevilen saygı duyan insanları bünyesine kattılar. AKP'nin taraftarları ne bekliyor. Elbette içimiz yandı ve bu ilk değil. Söylenecek hiç bir şey kalmadı yani. Bu ülkenin zalimlikle yönetilmesine izin veremeyiz. Bu ülkede bir çocuğun ölmesine dayanamayan insanlar yaşıyor. ' şeklinde konuştu. 'BEN BU ÇOCUKLARI ÖLMEDEN ÖNCE TANIMAK İSTİYORUM' AKP'ye oy verenlere seslenen Temelkuran, 'Artık bu lideri destekleyenler kendilerine gelsinler ve insanlığa geri dönsünler. Hiç değilse bugün ve yarın için. Yarın cenaze töreni var ve çok korkuyorum. Kimsenin bir ölü çocuk daha taşıyacak sabrı kalmadı. Ben bu çocukları ölmeden önce görmek istiyorum ölmeden önce sevmek istiyorum. Bugün sokağa çıkan ve acısını bizlerle paylaşanların alınlarından öpüyorum.' dedi. HALKIN POLİSİ OLDUKLARINI UNUTMASINLAR Temelkuran şunları söyledi; 'Polislerin içinde sesleri çıkmasa da namuslu insanların da olduğunu biliyorum. Çocukların ölüm emrini verenlerin değil halkın polisi olduklarını unutmasınlar. Bir gün bu polisler çocukları öldürdükleri için değil çocuklarının yüzüne bakamayacak duruma gelebilirler. ' Artı 1
Fatih Altaylı Görevinden İstifa Etti!
Medya dünyası gece geç saatlerde kulislere düşen bu istifa haberiyle sarsıldı. Ciner Yayın Holding'in 1 Mart 2009'da yayın hayatına başlayan günlük gazetesi Habertürk'ün 1 numarası Fatih Altaylı istifa etti. Yaklaşık 5 yıldır gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğini yapan Fatih Altaylı, tartışmalı manşetleriyle de hafızalarda yer etmişti. SADECE KÖŞE YAZACAK Bugünkü köşesinde okurlarına istifa ettiğini açıklayan Fatih Altaylı, Habertürk gazetesinde artık normal bir köşe yazarı olarak görev yapacak. Altaylı'dan boşalan Genel Yayın Yönetmeni koltuğuna kimin geleceği ise henüz bilinmiyor. Fatih Altaylı görevdeyken, Ece Temelkuran, Bekir Coşkun, Amberin Zaman, Rahşan Gülşan başta olmak üzere çok sayıda gazeteci ve yazar gazeteden ayrılmıştı. Artı 1
“Kamyon” Yola Çıktı: “Hatalıysak Aramızda Kalsın”
Arka kapağında Metin Kaçan portresi ve Met-Üst’ün Kaçan’ı anlatan birkaç kelamıyla yayın hayatına başlayan Kamyon, bundan sonra her ay raflarda olacak.Ankara’dan bir dergi çıktı yola, ismi Kamyon.  İlk sayısı 1 Eylül Dünya Barış Gününe ithaf edilen dergi; sol şeridi ihlal ede ede, arada bir hatalı sollama yapa yapa ilerliyor. İçerisinde mizahtan politikaya, edebiyattan sinemaya pek çok alanda yazıların, şiirlerin, söyleşilerin bulunduğu dergi; Birol Tezcan’dan, Ertekin Akpınar’a, Mahir Ünsal Eriş’ten, Ece Temelkuran’a  pek çok ismin desteği ve cesaretlendirmesiyle raflarda yerini aldı.Derginin ismi ise Metin Kaçan’a dayanıyor: “(…)Leman, Öküz gibi bir dergi çıkaracaktık. Adı da Kamyon olacaktı. Elbette şoför koltuğunda da Metin Kaçan. Artık günlerimiz Kamyon’u hayal etmekle geçiyordu; kim direksiyon olacak, kim kasa. Elbette ciddiyetimden ve sürekli “Ama Adnan abi bu dergi yetişmeyecek” diye bağırışlarımdan ötürü benden olsa olsa fren oluyordu! Üstelik bir türlü ilham da gelmiyordu. Sonunda Metin bunun nedenini buldu; ofis yanlıştı. Kamyon, garaj gibi bir yerde çıkmalıydı. Ancak öyle bir yerde havaya girebildik. Hal böyle olunca bir süre Cağaloğlu’nda garaj aradık ya da arar gibi yaptık sonra başka bir performansa geçtik.”İlk sayı acemiliğini “Hatalıysak aramızda kalsın” sloganına taşıyan Kamyon, bundan sonra her ay raflarda yerini alacak.Kaynak: http://www.edebiyathaber.net/kamyon-yola-cikti-hataliysak-aramizda-kalsin/
Ece Temelkuran Kamyon Dergi'de Yazdı: Yalnızlık Mavisi
'Bir nefes sesi bari olsa evde.'Bir nefes sesi için kimlere gider insan, kimlere ikram eder kendini. Işıklı bir bardak su ikram eder gibi karanlık ve kıymet bilmez ağızlara, çiğnenmek üzere. Hatta kimi kez iki yalnız böyle gecelerin sabahında rastlarlar birbirlerine. Hiç konuşmadan, hiç kurcalamadan sarılırlar birbirlerine, bir daha hiç birbirlerinin ellerini bırakmamak üzere. Her iki yalnız da bir nefes peşinde olduğundan, her ikisi de bir tene, bir sese kanaat ettiğinden yürür giderler hayatın içinde. Teslim olmuş askerlerin kederi vardır yüzlerinde, yetinmenin sessizliği. Er ya da geç, ama mutlaka bir gün ya da zalim bir gecede gelip sarılan bir beladır yalnız yaşayanın başına. İçinin en titreyen sesiyle söylersin kendine. Bu söylediğini duyunca, bazen, ağlarsın bile kendine: Başlangıçtaki yetinme kavlini bozmazsa birinden biri, beraber ihtiyarlayacaklardır artık. Ne zaman birinden birinin aklına gelse başka hayatlar kurulabileceği, bir sıkıntı olacaktır evin içinde. Ama mutlaka diğeri hatırlatacaktır ona, yalnızlığın karşısında diz çökülen o geceyi. Eğer kimse tamah etmezse 'daha iyisine', yaptıkları çocuklara bakacaklardır oturma odalarında. Bir ömür de böyle geçecektir işte.Bazen de, sanki merhametli bir tanrı görmüş gibi yalnız olanın halini, birbirlerinin yoluna çıkarır ışıklı iki ruhu. Tereyağından kıl çeker gibi olup biter her şey, bir çiçeğin yanından yürür gibi kurulur ilişki. Su gibi akar iki insan birbirine, birbirinde birikir iki kişi. İyidir. Çok iyidir böylesi. Akarlar birbirine… Küçük kavgalar edilir, sonra çaylar koyulur. Daha yarısına gelmeden bardağın, iki gövde birbirine dolanır, dolaşır. Bir çok şey konuşulmadan hallolur, iki insan birbirinde bir şahane film gibi kaydolur. Biri diğerinin yatakta kalan kokusuna sarılır, öteki berikinin çamaşırlarına yüzünü bastırır. Gün içinde aklına gelir biri diğerinin, diğeri ötekinin sesini duymak için bahaneler yaratır. Fakat… Ama… Ne olsa da işte… Niyeyse… İnsanın ancak yalnızken yapabileceği şeyler vardır. En pamuk şekeri aşkta bile insanın, sanki terk ettiği tek kişilik evinde, eski iç evinde özlediği bir şeyler kalır. Ve bu özlenenler içerisinde en içe işleyeni yalnızlık laciverdidir. Sabah gelen o 'hayret vakti'!Bazen yolculukta olur bu mavi. Sabaha kadar süren yolculukta, buğulu camda, yol yol akan camda, gün aydınlanır. Gece öyle bir döner ki sabaha, bir çocuk hayretiyle kalakalırsın. ‘Hayret vakti’ Bazen evde olur bu mavi. Sabaha kadar oturursun. Saat sana aittir nasılsa, kimse yoktur. Niyeyse oturmuşsundur sabaha karşı, evin ışıkları açıktır. 'Artık yatsam mı?' dersin, sıkıla sıkıla. Kalkarsın, evin ışıklarını söndürürsün ve…Evin içi kararınca, işte o anda camların dışı aydınlanır. Ne sabahtır o an ne de artık gece seni saklamaktadır. Camı açarsın, bir yalnızlık fotoğrafı olursun. Kederli gibi olursun, neşeli gibi ve sanki her şeyi anlar ve her şeyi içine sindirirsin. Sokağa bakarsın, tepende uçan sabah kuşlarına. Hayret edersin. Bu maviyi ne zaman görsen sanki ilk kez görüyor gibi hayret edersin… Sabah bu kadar mı güzel olur, her seferinde kendine bunu dersin. Biri varsa hayatında işte o maviyi niyeyse pek görmezsin. Yalnız insanlarındır o mavi, rahat bırak! Sen git yat ısıtılmış yatağa, sevdiğin ayaklarını ısıtsın. Bırak bari bu sabah mavisi yalnızlara kalsın. Yalnızlara kalsın…Ece TemelkuranTwitter: https://twitter.com/KamyonDergiFacebook: https://www.facebook.com/KamyonDergiE-mail: kamyondergi@gmail.comWeb: http://kamyon.co/
Yazarlar 'Paylaşmaya Ben de Varım' Dedi
'Paylaşmaya Ben De Varım' kampanyası için kadın yazarlar bir araya geliyor. 24 Ocak Cumartesi günü Beyoğlu Mefisto'da, Ece Temelkuran, Seray Şahiner, Şebnem İşigüzel ve Vivet Kanetti, bu defa kitaplarını değil, savaştan dolayı göç etmek zorunda kalan kadınlar ve çocuklar için hazırlanan tişörtleri imzalayacaklar. Saat 16.00 - 18.00 arasında düzenlenecek etkinlikten elde edilen gelirle hem Suruç'taki göçmen kadınlara hijyen kitleri yollanacak, hem de çocuklarla bebekler için mama alınacak.Şu anda sadece Suruç'ta 20 bini çocuk, 6 bini bebek olmak üzere 60 bin göçmen yaşam mücadelesi veriyor. Savaşın kadınları ve çocukları iki kez vurduğunu bilen farklı çevrelerden, kimliklerden, inançlardan, cinsel yönelimlerden kadınlar, çadır kentlerde yaşayan yaklaşık 6 bin kadınla dayanışmak için 'Paylaşmaya Ben De Varım' kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında, kadınlar ve erkekler için iki ayrı modelde tişörtler hazırlandı. 6 kadın sanatçının tasarladığı tişörtler 30 TL'den satışa sunulacak. Gökçe Deniz Balkan, Fulya Çetin, Neriman Polat, Güneş Terkol, Sevil Tunaboylu ile Arzu Yayıntaş'ın imzasını taşıyan ve üzerinde 'Paylaşmaya Ben De Varım' yazan tişörtler, Mefisto Kitabevi şubeleri, Kadıköy Akademi Kitapevi ve Clendestino giyim mağazalarında satışa sunuldu.Türkiye'de barış eylemlerini geliştirmek, kadınların savaşlar ve çatışmalardan doğan çeşitli mağduriyetlerini tartışmak, belgelemek, kanıtlamak amacıyla 2009 yılında, farklı kesimlerden kadınlar tarafından kurulan Barış İçin Kadın Girişimi'nin çağrısıyla 150 civarında kadın 3 Ekim 2014'te Suruç'a gitti. Bu ziyaretler sırasında edindikleri gözlemler ve bölgeden gelen ihtiyaç talepleri doğrultusunda 'Paylaşmaya Ben De Varım' kampanyasını hayata geçiren kadınların ilk hedefi yaklaşık 8 bin 500 aileye ulaştırmak üzere diş macunu, diş fırçası, sabun, kadın pedi, bulaşık ve çamaşır deterjanından oluşan hijyen kiti ve çocuk maması almak.20 bin 101 göçmen barındıran Suruç ilçe merkezinin dışındaki beş çadır kentte 10 bin 701, köy ve mahallelerde ise 42 bin 521 göçmen yaşıyor. Nüfusun yüzde 51'ini kadınlar, geri kalan yüzde 49'unu da çocuklar ve erkekler oluşturuyor. Çadır kentlerde yaşayan kadın sayısı ise 5 bin 433. Sadece çadır kentlerde 0-3 yaş arası 1047, 3-5 yaş arası 1132, 6-17 yaş arası 3 bin 714 olmak üzere toplam 5 bin 894 çocuk bulunuyor.Sizler de kendinize, sevdiklerinize bu tişörtlerden alarak, hatta tişörtlerle çekilmiş fotoğraflarınızı #PaylasmayaBendeVarim hashtagiyle sosyal medyada paylaşarak Suruç'taki göçmen kadınlara ve çocuklara destek olabilirsiniz.Sabitfikir
Ece Temelkuran'dan Yeni Roman: Devir
Gazeteci - yazar Ece Temelkuran'ın yeni kitabı 'Devir' Can Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Ankara’da, 1980 Mayıs’ının son günlerinde başlayan romanın arka kapağından: 'Ben artık susmak istemiyorum. Çünkü insan belki hiç konuşamaz bir kere susarsa. Kuğu gibi dili dışarıda kalır, ses çıkmaz. Ben artık hep konuşacağım.'Bu bir devir romanı. Herkesin zamanı bir başkasına devrettiği hayatta, Ali ve Ayşe'nin beraber kurdukları gizli bir dünya var içinde. Sadece o iki çocuğun gördüğü ve bir tek dilsiz kuğuların bildiği bir yer. O dünyada bugün yaşadıklarımıza asıl biçimini verenler, yani unuttuğumuzu hatırlamadığımız şeyler var... Ece Temelkuran, yalnızca çocuk gözümüzle bakınca hatırlayacaklarımızı anlatıyor. Dilsiz kuğuların dün söylediklerini yarına devrediyor...
Can Dündar: 'Fezleke Yazılarıyla Halkın Bilgilenme Hakkını Savundum'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve yakın iş çevrelerinin hapis istemiyle mahkemeye verdiği Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar, 17 ve 15 Aralık 2013 yolsuzluk iddialarını ele alan fezlekeleri gündeme getirdiği için mahkeme karşısına çıktı.İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün (26 Aralık) görülen iki ceza davasında Dündar’ın avukatları, savcılık iddianamelerinin usule aykırı düzenlendiğini savundu.Avukatlardan Akın Atalay , iddianamede, “yazarın niyetinin düşünce açıklamak, bilgi vermek (…) olmadığı” şeklindeki ifadeyi, AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu’nun , sosyal medyada yaptığı “Osmanlı İmparatorluğu'nun 90 yıllık reklam arası sona erdi” yorumuna da gönderme yaparak eleştirdi: “Eğer 90 yıllık Cumhuriyet hukukunun da bir son verme niyeti yoksa o zaman müvekkilimizin niyeti değil fiilleri yargılanmalıdır”.Dündar hakkında görülen ilk dava, 1 Temmuz 2014 tarihli “Erdoğan’ın yumuşak karnı”, 18 Temmuz 2014 tarihli “Fezlekeleri okumak hakkımız” başlıklı yazılarla ilgiliydi.
Sanatçı, Akademisyen ve Yazarlardan HDP'ye Destek Çağrısı
Aralarında Murathan Mungan, Nur Sürer, Nejat İşler, Vedat Türkali’nin de bulunduğu sanatçı, akademisyen, sendikacı, politikacı ve yazarlar 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde HDP ile dayanışmak için çağrı metni yayımladı.Birçok yazar, sanatçı, akademisyen, sendikacı, politikacı ve yazar tarafından imzalanan metin şöyle:“Bu kez sıradan bir seçimle karşı karşıya değiliz. Bu kez ciddi biçimde Türkiye’nin geleceği oylanıyor. Bu kez her seferkinden daha sorumluyuz” denilen çağrı metninde, “Biz aşağıda imzası olanlar, 7 Haziran seçimlerinde HDP ile etkin bağımsız bir dayanışma çalışması yürütmek gerektiğini düşünüyoruz. Seçimlere sayılı günler kala, açık ve net bir politik tutum almaya ve bunu hayata geçirmeye ihtiyacımız var. Bugüne dek mücadele yürütülen tüm alanlarda olduğu gibi, sandıkta da AKP’yi geriletmek gerekiyor.2015 seçimlerinde vereceğimiz oyu düşünürken; Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun tarihsel bir dönemeçten geçtiği koşullarda gerçekleştiğini, seçim sonucunda oluşacak yeni TBMM’nin ve kurulacak yeni hükümetin, Türkiye’nin yakın ve orta vadedeki geleceğinin biçimlendirilmesinde gerekli olan siyasal ve yasal düzenlemelerin tek kaynağı olacağını, Türkiye’deki tüm siyasal, toplumsal güçler açısından seçimlerin hâlâ önemli bir siyasal mecra olarak önümüzde durduğunu en başa koymalıyız. Bu nedenle bize göre, AKP’yi geriletebilmek, Erdoğan’ın başkanlık hesaplarını bozmak, Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışın önünü açmak için HDP seçim barajını geçmelidir.Türkiye’nin geleceğine ilişkin kaygılar taşıyan her sorumlu yurttaşı desteğe çağırıyoruz. Tüm Türkiye halklarının, emekçilerin, Alevilerin, laiklik mücadelesini vazgeçilmez gören yurttaşların, aydınların, sanatçıların, bilim insanlarının, sendikaların, demokratik kuruluşların, kadın örgütlerinin, doğa/çevre hareketlerinin, LGBTİ topluluklarının ve sivil inisiyatiflerin, Gezi’de olduğu gibi geniş bir dayanışma ve direniş koalisyonu ile yan yana gelmesine ihtiyaç duyuyoruz.Dayanışma çalışmasının, AKP’yi geriletme hedefinin en başına konularak, kamucu, laikliği savunan, özgürlükçü bir bakış açısıyla sürdürülmesini önemli buluyoruz. Böylece HDP’ye verilecek desteğin genişlemesine, açıkça görülen kimi kararsızlıkların giderilmesine olumlu bir katkısı olacağını düşünüyoruz. Böylesi bir zemin, seçim sonrasında kurulacak, geliştirilecek ilişkiler açısından da önemlidir.Biz aşağıda imzası olanlar, AKP diktasına karşı mücadele etmek ve HDP’ye omuz vermek için gönüllü olmak ve bu amaçla bağımsız bir seçim çalışması yürütmek isteyen herkesi, birlikte neler yapabileceğimizi konuşmak üzere 29 Mart’ta TTMOB Karaköy Mimarlar Odası’nda düzenlenecek toplantıya çağırıyoruz.İmzacılarAbdurrahman Atalay, Adnan Saatçi, Ahmet Haluk Ünal, Ahmet Tonak, Ahmet Ümit, Akif Burak Atlar, Akif Kara, Ali Mert, Ali Şimşek, Anıl Güler, Arman Yılmaz, Aslı Baran Kaya, Aslı Filiz, A. Mücella Yapıcı, Başar Toros, Behçet Çelik, Bingöl Erdumlu, Burhan Sönmez, Bülent Akbay, Bülent Aslanhan, Bülent Çoşkungür, Bülent Öz, Can Atalay, Can Ersoy, Cansu Yapıcı, Cem Kaptanoğlu, Cemal Polat, Cenk Cihangir, Cenk Dik, Cenk Gündoğdu, Cihan Uzunçarşılı Baysal, Çetin Ali Nergis, Çoşkun Adalı, D.Özlem Bilgili, Doğan Halis, Ebru Sorgun, Ece Temelkuran, Eda Derya Toper, Edvar Aksakal, Elif Refiğ, Emre Öztürk, Enbiya Kırali, Ender Özkahraman, Enis Riza Sakızlı, Ercan Yavuz, Erge Yeksan, Eriş Bilaloğlu, Ertuğrul Mavioğlu, Ersin Tosun, Esra Türkekul, Evren İşler, F. Naciye Biten, Feridun Koç, Fırat Yücel, Fuat Ercan, F. Serkan Acar, Gaye Boralıoğlu, Gökhan Dinçer, Gönül Kıvılcım, Güçlü Gözüaydın, Gülgün Nergis, Gülsüm Kav, Gün Zileli, Günseli Andaç Atalay, Hakan Güneş, Hakan Koçak, Hakan Öztürk, Hakan Tanıttıran, Haldun Açıksözlü, Haluk Yurtsever, Hamdi Özyurt, Harun Balcıoğlu, Hasan Ali Sönmez, Hasan Efe Uyar, Haydar Karataş, Hayri Erdoğan, Hayri Erol, Hüseyin Erdoğan, Hüseyin Eroğlu, Hüseyin Karabey, Hüseyin Sezer, Hüseyin Terzioğlu, Hüsnü Arkan, İbrahim Sinan Ege, İhsan Hacıbektaşoğlu, İlknur Birol, İsmet Aktaş, İnan Temelkuran, Kaan Müjdeci, Kemal Tanışan, Koray Türkay, Kubilay Kartal, Latife Tekin, Mahir Ünsal Eriş, Masis Kürkçügil, Mehmet Çevik, Mehmet Özgen, Mehmet Türkay, Meliha İnce, Metin Cihan, Metin Solmaz, Metin Yeğin, Mithat Ercan, Moray Morgül, Murat Uyurkulak, Murathan Mungan, Mustafa Atalay, Muzaffer Tekin, Mübarek Berkyürek, N. Çiğdem Atalay, Nadir Öperli, Nazır Kapusuz, Nejat İşler, Nermin Yıldırım, Neslihan Önderoğlu, Nezih Kazankaya, Nur Sürer, Onur Keşt, Orhan Eskici, Osman Akınhay, Oylum Yılmaz, Ozan N. Kaya, Ömer Kamil Kartal, Özge Akman, Özgür Altın, Özgür Ay, Özgür Barış Akbayır, Özgür Doğan, Özgür Karaduman, Pelin Buket Olcay, Pertev Aksakal, Recep Yılbaşı, Reis Çelik, Rezzan Yeşilbaş, Rıfat Karadağ, Rıza Gezici, Sabri Kuşkonmaz, Sanem Deniz Kural, Sedat Biten, Sedat Yılmaz, Sema Kaygusuz, Sema Günaydın Solaklı, Seray Şahiner, Serdar Yazıcı, Seren Yüce, Serkan Öngel, Seyhan Kaya, Seyhan Şahin Ay, Suzan Geridönmez, Şevkat Bahar Özvarış, Tayfun Budak, Tevfik Güneş, Tuğrul Eryılmaz, Tursun Baydar, Vedat Türkali, Yasemin Zeytinoğlu, Yeşim Dinçer, Zafer Aydın, Zafer Kıraç, Zeyyat Usalp, Ziynet Özçelik.”Zete
Düşlerinde Yıldız Tozu, Cümlelerinde Devrim Olan Kadın: Ece Temelkuran'dan 23 Alıntı
'Düğümlere Üfleyen Kadınlar, Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita!, Muz Sesleri, Ağrının Derinliği Bütün Kadınların Kafası Karışıktır...' ve niceleri. Ece Temelkuran'ın kaleminden çıkmış eserler. İnsana gerçekleri anlatan, okudukça daha çok  içine çeken yazılar... Biz de sizlere Ece Temelkuran'ın kitaplarından, yazılarından ve sözlerinden 23 alıntıyı derledik.İyi okumalar...