Görüş Bildir

Cumhuriyet Bayramı Haberleri

Cumhuriyet Bayramı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Cumhuriyet Bayramı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Barcelona'dan 29 Ekim İçin Çok Özel Mesaj
İspanya’nın Barcelona futbol kulübü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla videolu kutlama mesajı yayınladı. Barcelona’nın resmi internet sitesinde yayınlanan videoda Messi, Neymar, Xavi, Iniesta, Suarez ve Pique yer aldı. Cumhuriyet
CHP'den 1 Mayıs Yasağına Tepki
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Valiliğin yarın sabah saat 06.00'dan itibaren kentin belirli yerlerinde toplu ulaşımda getirdiği kısıtlamalara tepki gösterdi. İl Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, AK Parti iktidarının 2011 yılında 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması gerektiğini davullarla zurnalarla ilan ettiğini, bugün ise Taksim'i işçilere kapatma kararında ısrarla direndiği belirtildi. 1 Mayıs 2011'de Taksim'de yapılan kutlamaların barışçı bir ortamda gerçekleştirildiği ve en küçük bir taşkınlık meydana gelmediği vurgulanan açıklamada, 'AKP iktidarı, yasakçı tavrıyla toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek şiddeti körüklemeyi hedeflemektedir' denildi. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi. '1 Mayıs'ta işçilerin kent yaşamını sıkıntıya sokacağını öne sürerek şehirde olağanüstü hal ilan eden iktidarın bu tutumu hukuk dışıdır. İstanbul'da 1 Mayıs nedeniyle vapur, metrobüs, otobüs ve tramvay seferlerinin iptal edilmesi, ileri demokrasiden söz eden iktidarın hakiki yüzü olan yasakçı ve baskıcı siyaset anlayışını göstermiştir. AİHM kararları da açıkça ortaya koymaktadır ki; her vatandaş şiddet eylemlerine başvurmadığı takdirde istediği alanda anma ve kutlama yapabilme özgürlüğüne sahiptir. 1 Mayıs İşçi Bayramı anmalarının ve kutlamalarının adresi de Taksim Meydanı'dır. Bu tarihsel gerçeklik, yüzbinlerce üyesi bulunan emek örgütlerinin ortak kararının arkasındaki en büyük dayanaktır. Geçtiğimiz yıl Taksim'de devam eden meydan projesi nedeniyle vatandaşların çukurlara düşüp yaralanabileceğini gerekçe göstererek Taksim'i kapatan AKP iktidarı, kentin birçok noktasında vatandaşların biber gazıyla yaralanmasına kendisi sebep olmuştur. Bu yıl da Taksim'de yapılacak kutlamalarda terör örgütlerinin provokasyon yaratabileceği yönündeki iddialarla Taksim Meydanı halka kapatılmak istenmektedir. Daha önce de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yapılması planlanan yürüyüş, radikal gruplar tarafından provoke edileceği iddia edilerek yasaklanmıştı. Türkiye, istihbaratlarla yönetilmek istenen bir devlet mantığına mahkûm edilemez.' Açıklamada, CHP İl Örgütü'nün, her türlü baskıya ve yasaklamaya rağmen, 1 Mayıs günü saat 10.00'da Beşiktaş Meydanı'nda buluşup Taksim'e yürüyeceği ifade edildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle yayınladığı kutlama mesajında, 1 Mayıs kutlamalarında olası provokatif eylemlere dikkat çekerek 'Dileğimiz ve isteğimiz 1 Mayıs'ın kimsenin canı yanmadan, adına yakışır bir şekilde bayram gibi kutlanması ve AKP ile yandaşlarının provokatif oyunlarının boşa çıkarılmasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle 1 Mayısları özgürce ve gönlümüzce kutlayabilmemiz için geçmişte canı pahasına mücadele edenleri rahmetle anıyor, o günün mücadele ruhunu bugüne taşıyanları sevgiyle selamlıyor, herkesin yarın akşam evlerine bayramdan döner gibi mutlu, huzurlu dönmesini diliyor, yaşasın emeğin ve işçinin bayramı, yaşasın bir mayıs diyorum' dedi. 1 Mayıs'ın resmen bayram olduğunu, herkesin bayramını, istediği yerde kutlaması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, '1 Mayıs resmen bayramdır ve herkesin bayramını, başkasının can ve malına zarar vermeden istediği yerde, istediği gibi kutlamak en doğal hakkıdır' dedi. 1 Mayıs Türkiye'nin 7 bölgesinde ve 81 ilinde coşkuyla kutlanacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, 'AKP iktidarı gerginlik ve çatışma politikasıyla gündemi değiştirmek için hangi antidemokratik adımları atarsa atsın, dün olduğu gibi bugün de 1 Mayıs Türkiye'nin 7 bölgesinde ve 81 ilinde coşkuyla kutlanacaktır' diyen Kılıçdaroğlu'nun mesajı şu şekilde: 1 Mayıs İşçi bayramıdır, 1 Mayıs emeğin bayramıdır, 1 Mayıs bahar bayramıdır. Adına ne derseniz deyin, 1 Mayıs resmen bayramdır ve herkesin bayramını, başkasının can ve malına zarar vermeden istediği yerde, istediği gibi kutlamak en doğal hakkıdır' ifadelerine yer verdi. 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasının yasal olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Ancak, daha önce 1 Mayıs Bayramdır ve kutlama yeri Taksimdir diyen, ama özellikle son yıllarda hak ihlallerini alışkanlık haline getiren ve başta basın olmak üzere, örgütlü toplumu, örgütlü mücadeleyi hedef alan bir iktidarla karşı karşıyayız. Seçim sürecinde rüşvet ile yolsuzlukların üzerini örtmek için AKP ile yandaşlarına karşı olan herkesi düşman ilan ederek gerginlikten, çatışmadan beslenen Erdoğan iktidarı bu 1 Mayıs kutlamalarını da gerginliğin, çatışmanın alanı haline getirmeye, AİHM'nin tanıdığı Taksim'de 1 Mayıs'ı kutlama hakkını ayaklar altına alarak, daha önce Kazancı Yokuşu'nda, Gezi Parkı'nda olduğu gibi TOMA'larla, gaz bombalarıyla, çatışma ile can kayıplarını, göz çıkarmaları, çok sayıda yaralı ile gözaltını amaçlamakta, böylece toplumu terörize ederek gündemi değiştirmeye çalışmaktadır' açıklamasında bulundu. 'BAŞKANLIK HIRSI BOYUNU AŞAN, KİBİR TİMSALİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da sert bir dille eleştiren Kılıçdaroğlu, 'Demokrasi ile temel hak ve özgürlüklere kini ve Başkanlık hırsı boyunu aşan, kibir timsali Recep Tayyip Erdoğan bugün Yüce Divan'dan, gelecekte de Uluslararası yargıdan kurtulmak için ne yaparsa yapsın, gündemi değiştirmek için hangi antidemokratik adımları atarsa atsın, dün olduğu gibi bugün de 1 Mayıs Türkiye'nin 7 bölgesinde ve 81 ilinde coşkuyla kutlanacaktır' dedi. 'TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUM' Sağduyu çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, '1 Mayıs'ta, emeğin en yüce değer olduğuna inanan ve insanlık onurunu korumayı esas alan Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak, herkes için daha iyi çalışma koşullarının yaratılması, eksiksiz ve engelsiz sendikal hakların sağlanması, iş hayatında ayrımcılığa son verilmesi, taşeron köleliğinin ortadan kaldırılması, çalışma yaşamında ILO normları ile AB kriterlerinin asgari norm olarak kabul edilmesi, herkesin insan onuruna yaraşır bir işe ve yaşanabilir ücrete sahip olması, işyerinde, toplumda, ülkemizde ve dünyada barışın sağlanmasını diliyorum. Bütün emekçilerin çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyor, hep birlikte el ele, omuz omuza olmaya, hak aramaya ve hem demokrasiye, hem de Türkiye'ye sahip çıkmaya çağırıyorum' ifadelerine yer verdi. 1 Mayıs kutlamalarında hayatını kaybedenleri de anan Kılıçdaroğlu, olası provokatif eylemlere dikkat çekerek, 'Dileğimiz ve isteğimiz 1 Mayıs'ın kimsenin canı yanmadan, adına yakışır bir şekilde bayram gibi kutlanması ve AKP ile yandaşlarının provokatif oyunlarının boşa çıkarılmasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle 1 Mayısları özgürce ve gönlümüzce kutlayabilmemiz için geçmişte canı pahasına mücadele edenleri rahmetle anıyor, o günün mücadele ruhunu bugüne taşıyanları sevgiyle selamlıyor, herkesin yarın akşam evlerine bayramdan döner gibi mutlu, huzurlu dönmesini diliyor, yaşasın emeğin ve işçinin bayramı, yaşasın bir mayıs diyorum' açıklamasında bulundu.AA
Erdoğan'ın Eli Havada Kaldı
30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) resmi geçit töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez katılan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki tokalaşma krizi damgasını vurdu. Törende ayrıca çok sayıda ilk yaşandı.30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle AKM'de düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bakanlar, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı. MUHALEFET KOLTUKLARI BOŞ KALDI, YENİ KABİNEYE GİREN BOZKIR DA PROTOKOLDEYDİ Erdoğan ve Davutoğlu törene eşleriyle birlikte geldi. Törende MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş için ayrılan koltuklar boş kaldı. Törende dün açıklanan yeni kabinede AB Bakanı olarak yer alan Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi isimler de yer aldı. Ayrıca Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan da protokol tribününde yerlerini aldı. Kabineden gelen diğer bakanlar ise Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker oldu. ERDOĞAN, İLK KEZ GÜL'ÜN KULLANDIĞI 1957 MODEL ARAÇLA SELAMLADI Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende; tören birliklerini, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile birlikte 1957 model Cadillac marka üstü açık aracın üzerinden selamladı. Söz konusu araç ilk kez 11. Cumhurbaşkanı Gül tarafından kullanılmıştı. Gül, 2013 yılındaki törende; cumhurbaşkanı veya Genelkurmay başkanı olarak Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren gibi Türk siyasetinin yakın dönemindeki önemli aktörlerin kullandığı bu aracın üzerinden birlikleri selamlamıştı. 1957 model araç DP iktidarı döneminde Celal Bayar'ın cumhurbaşkanlığı sırasında Cumhurbaşkanlığı'na makam aracı olarak alındı. Üstü açık makam aracı,1969 yılına kadar Köşk'te cumhurbaşkanlarının makam aracı olarak kullanıldı. Araç, 1970'li yılların başından itibaren 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda tören aracı görevini ifa etti. TOKALAŞMA KRİZİ, DAVUTOĞLU EŞİ İLE YER DEĞİŞTİRDİ Erdoğan, bu araçla gelerek gelerek tören birliklerini ve halkı selamlamasının ardından protokol tribününe geçti. Erdoğan protokole gelişi sırasında ön sıradakilerle tek tek tokalaştı. Erdoğan, ön sırada bulunan Kılıçdaroğlu'na elini uzattığı sırada ise askeri komut verildi. Bunun üzerine Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile tokalaşamadı. Erdoğan, tören bitiminde ise Kılıçdaroğlu ile yine tokalaşmadı. Erdoğan geldikten sonra Başbakan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu'nun ise yerlerini değiştirdiği görüldü. ŞEHİT TEĞMEN EMRE AS ANILDI Tören öncesinde en genç teğmenlerin yaptığı açılış konuşmasında Van'da yaklaşık 10 gün önce şehit olan Teğmen Emre As da anıldı. PARAŞÜTÇÜLER İLK KEZ CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNU TAŞIDI Erdoğan'ın tribündeki yerini almasının ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören, 2 bin 500 metre yükseklikten yapılan paraşütlü atlayışlarla başladı. Bu yıl önceki yıllardakilere farklı olarak paraşüt birlikleri, Cumhurbaşkanlığı forsunun da olduğu bir bayrağı taşıdı. TÜRK YILDIZLARINDAN YENİ GÖSTERİLER Törende, askeri bandonun yanı sıra askerleri birliklerin, tankların, süvarilerin geçişi izlendi. Erdoğan, geçit törenini sonuna kadar ayakta izledi. Sancakların geçişini ise tüm izleyiciler ve protokol ayakta selamladı. Törende Kurtuluş Savaşı, Kore ve Çanakkale şehitlerini temsilen o günkü teçhizatları canlandıran takımın geçişi ile dünyanın ilk ve en eski askeri bandosu olan mehteran takımının geçişi ilgiyle izlendi. Helikopterlerin, F-16 ve F-4 Fantom uçaklarının gösteri uçuşunun ardından Türk Hava Kuvvetleri'nin akrobasi ekibi 'Türk Yıldızları'nın gösteri uçuşu izleyenlerin büyük ilgisiyle karşılandı. Daha önceki yıllardaki gösterilerine ek olarak farklı gösteriler yapan Türk Yıldızları, seyircilerden büyük alkış aldı. İBRAHİM VARLIK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Sağır' Ofis
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçeceği Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği'nin içinde yapımı süren ve 'Ak Saray' olarak da anılan yerleşkenin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda açılması planlanıyor. Binada Beyaz Saray’daki Oval Ofis benzeri bir oda da düzenlendi. Bu oda dinlemelere karşı son teknoloji kullanılarak 'sağır oda' olarak tasarlandı.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Söğütözü’nde yapımı süren ve 'Ak Saray' olarak da anılan yerleşkenin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda açılması planlanıyor.Kanal D Ana Haber’de Serdar Cebe’nin Mimar Şefik Birkiye ile yaptığı röportaj yayınlandı. Bina, 2 bin 500 futbol sahası büyüklüğüne denk gelen 300 bin metrekare.Yerleşkede idari binadan, Cumhurbaşkanı’nın kabullerini yapacağı binaya, misafirlerin ağırlanacağı ayrı komplekslere, kış bahçelerine, botanik parklarına, dev kongre merkezine kadar bölümler bulunuyor.Erdoğan’ın çalışma odasının duvarında dev Atatürk posteri yer alacak.Binada Beyaz Saray’daki Oval Ofis benzeri bir oda da düzenlendi.Bu oda dinlemelere karşı son teknoloji kullanılarak 'sağır oda' olarak tasarlandı.Odada hiçbir priz bulunmazken, burada konuşulanları dinlemek, böcek yerleştirmek imkansız hale getirildi.CNN Türk
'Asker Uğurlamalarında Gösteri Kanunu Uygulanmıyorsa, 1 Mayıs’ta da Uygulanamaz'
1 Mayıs 2008’deki olaylarla ilgili karar: “Nasıl ki ’de, asker uğurlamalarında gösteri kanunu uygulanmıyorsa, 1 Mayıs’ta da uygulanamaz”İstanbul’da 1 Mayıs 2008’de izinsiz kutlanan ve olayların çıktığı 1 Mayıs İşçi Bayramı’yla ilgili başlatılan soruşturmada karar altı yıl sonra çıktı. Soruşturmayı yürüten savcı Şenol Dağ, 30 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verdi.Kararda o gün Taksim ve civarında çok sayıda toplumsal olayın meydana geldiği, güvenlik güçlerine göstericilerin taş ve molotof atarak saldırıda bulundukları nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu anlatıldı.6 yıl sonra açıklanan kararda savcı Şenol Dağ, 1 Mayıs’ın dünya üzerinde birçok ülkede tatil olarak kabul edildiğini, bu tarihte tören ve kutlamalar yapıldığını vurguladı. Savcı kararının devamında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri yürüyüşleri kanunun amaç ve kapsamına da değinerek şu ifadelere yer verdi: “Bu durumda nasıl ki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Spor Bayramı kutlamaları, asker uğurlamalarında, hacı kafilesi karşılamalarında, açık alanlarda toplu iftar yemeği verilmesinde, açık alanlarda düğün ve sünnet töreni yapılmasında, 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu uygulanmıyorsa, dünya çapında kutlanan ve ülkemizde 2008 yılı Nisan ayında kabul edilip, 22 Nisan 2009 yılında kanun ile resmi tatil ilan edilen ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün de 2911 sayılı kanun hükümlerinin uygulanamayacağı sabittir.”‘Demokraside sınırlamalar gerekli değil’Savcı kararında 2008 yılında meydana gelen DİSK ve KESK isimli sendikaların 1 Mayıs kutlama taleplerinin valilik tarafından geri çevrilmesi ve bu sendika üyelerinin Taksim’e girmeye çalışırken polisler tarafından engellenmesi ve yine gösterilere valilikçe izin verilmemesi olayı üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundukları ve AİHM’nin 27 Kasım 2012’de verdiği kararında hak ihlalleri tespit ettiği anlatıldı. Kararda şüphelilerin temsil ettikleri kitle örgütlerinin hak ve özgürlüklerini sağlamak için yasalar çerçevesinde hareket ettikleri ve yapılan sınırlamaların da demokratik bir toplumda gerekli olmadığı belirtildi.Elif Altun | Vatan
Ankara'da Adresler Değişiyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı döneminde kiralanan konuttan Başbakanlık Resmi Konutu'na taşındı. Erdoğan da bu ay sonu 'Ak Saray' olarak anılan yeni Cumhurbaşkanlığı binasında çalışmaya başlayacak.Devlet yönetiminin sembol mekanlarını kullanma geleneği 3 Kasım 2002'de başlayan AK Parti iktidarıyla birlikte değişmeye başladı. Tayyip Erdoğan Başbakanlık görevine başladıktan sonra da Ankara’nın Keçiören semtindeki Subayevleri Mahallesi’nden ayrılmadı. Başbakanlık Konutu’na taşınmayan Erdoğan, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in de yaptığı gibi, bu binayi resmi kabulleri dışında kullanmadı. Erdoğan komşularıyla, mahalle esnafıyla yakın temas kurduğu bu evden Cumhurbaşkanı seçildiği için ayrılmak zorunda kalışını “Türkiye vizyonunu“ gerekçe göstererek şu sözlerle anlattı:“Ev konusunda da herhalde Subayevleri olmaz. Zira artık gelenimizle gidenimizle olay değişik bir yerde. Bu Türkiye'nin vizyonudur, burada temsil mevzubahis. Mevcut yerde eşim daimi müzakerelerini resmi konutta yapmıştır, biz de orayı kullanmadık fakat bütün resepsiyonlarımızı dar şartlar altında orada verdik. Bundan sonraki süreçte olay değişik olacak. Gerek başbakanın koşulları, gerek reisicumhurun koşulları daha değişik olması gerekli. Zira bu Türkiye'nin vizyonudur.Erdoğan “Türkiye vizyonu”na uygun olmayacağını söylediği Subayevleri semtinden taşındı. Ancak adresi Cumhurbaşkanlığı Köşkü olmadı. Erdoğan, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olduktan sonra kalmaya devam ettiği ve Çankaya Köşkü’nün hemen karşısında bulunan Dışişleri Konutu’nda ikamet ediyor. Bu bina 2009 yılında Dışişleri ve Cumhurbaşkanlığı arasında imzalanan protokolle Cumhurbaşkanlığına tahsis edilmişti.Çankaya Köşkü yerine “Ak Saray”Erdoğan Cumhurbaşkanlığı görevine geldikten sonra, yapımına 2012 yılında başlanan ve yeni Başbakanlık binası olarak inşasına devam eden mekandaki çalışmalar son sürat devam etti.Atatürk Orman Çiftliği arazisinde yer alan ve çevre örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının başvurularıyla inşaatıyla ilgili durdurma kararı çıkan bu yüksek güvenlikli binanın çalışmalarıyla Erdoğan bizzat ilgilendi. Zaman zaman binanın inşaatına da giden Erdoğan’ın yakın ilgisi nedeniyle binayı “Başkanlık Sarayı” olarak kullanma niyetinde olduğu yorumları yapıldı.Siyaset çevrelerinde “Ak Saray” olarak anılmaya başlanan binanın yeni Cumhurbaşkanlığı binası olarak kullanılacağı, kapısına Cumhurbaşkanlığı forsunun asılmasıyla resmileşti. Binanın açılışı içinse sembolik bir tarih seçildi: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Gelenekselleşen resepsiyon için gönderilen davetiyelerde adres Cumhurbaşkanlığı olarak belirtildi. Ancak adresin ‘akla ilk gelen’ mekan olmadığını anlatmak için, parantez içinde yeni mekanın bulunduğu semt olan “Beştepe” notu düşüldü.Erdoğan'ın yerleşkedeki inşaatın tamamlanmasının ardından sadece çalışma ofisi olarak değil ikâmet için de bu binayı kullanması bekleniyor.Gül de Köşk’te ikâmet etmedi11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül Çankaya Köşkü yerine Dışişleri Konutu’nda ikâmet etmeyi tercih etmişti. Abdullah Gül, 2003 yılında Dışişleri Bakanı olduktan sonra, Dışişleri Konutu olarak kullanılan ve Köşk yerleşkesinin hemen karşısında bulunan binaya yerleşti. Gül, 2007'de Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da buradan ayrılmadı. Köşk, Gül’ün resmi kabulleri için kullandığı bir alan olarak kaldı. Aynı dönemde Köşk’te başlatılan tadilat nedeniyle de Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül Dışişleri Konutu’nda ikametlerine devam etti.Davutoğlu için bina kiralandıAbdullah Gül bu tercihi nedeniyle Dışişleri Bakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu için yeni mekân arayışına girildi. Tercih edilen konut, hem Köşk’e hem de resmi Dışişişleri Konutu’na çok yakın bir sokaktaydı.Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı döneminde kiralanan bu konutta ikamet etti. Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı döneminde bu kiralık konutta ikâmet etti, yabancı konuklarının büyük kısmını da yine bu binada ağırladı.Başbakanlık Resmi Konutu’nun yeni sahibi DavutoğluDışişleri Bakanlığı döneminde “kiralık konut”ta ikâmet eden Ahmet Davutoğlu artık “Resmi” konutunda çalışmalarına başladı. Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde sadece resmi kabuller için kullandığı mekân artık Davutoğlu ailesinin yeni adresi olarak kullanılacak. Davutoğlu, 15 Ekim Çarşamba gecesi katıldığı televizyon programının ardından ilk kez “Kırlangıç Sokak”taki evine değil Başbakanlık Resmi Konutu’na geçti. Davutoğlu bu sabah günlük programı için ilk kez Resmi Konut’tan ayrılırken görüntülendi.Kaynak: Al Jazeera
CHP'li Vekil, 29 Ekim Resepsiyonu Davetiyesini Kürsüde Yırttı
CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın , TBMM Genel Kurulu'nda Beştepe'de inşa edilen yeni cumhurbaşkanlığı binasına ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun burada verilmesine tepki gösterdi.Binanın Atatürk Orman Çiftliği'ndeki ağaçlar kesilerek yapıldığını belirten Günaydın, resepsiyon davetiyesini yırttı.
Kılıçdaroğlu: 'Bir Ülkenin Cumhurbaşkanı Kaçak Binada Oturur mu?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yeni Cumhurbaşkanlığı binasında verilecek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'na davetli olan herkese 'Kaçak binadaki resepsiyona katılmayın' çağrısı yaptı.CHP Parti Meclisi (PM) öncesinde bir basın toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, açılışı 29 Ekim'deki resepsiyonla yapılacak yeni Cumhurbaşkanlığı binasının kaçak olduğunu savundu. Binanın yapımının yargı kararıyla durdurulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu 'Bir ülkenin Cumhurbaşkanı kaçak binada oturur mu?'diye sordu.'Bizi Ak Saray'da bekliyorlarmış. Gitmeyin, kirlenmeyin, gidenler kirlenecektir. O bina, alın teriyle bu vatandaşların vergileriyle yapıldı. Orada Cumhuriyeti kutlayacaklarmış, hangi Cumhuriyeti? Alın teri ve gözyaşıyla kurulan Cumhuriyeti mi, yolsuzlukların başkenti yaptığı Ak sarayı mı, o Cumhuriyeti mi kutlayacaklar? Biz cumhuriyeti meydanlarda fener alaylarıyla, halkla kutlayacağız, coşkumuzla kutlayacağız. Oraya gidenler de ister sanatçı ister işadamı...Mahkeme kararıyla yapımı durdurulan kaçak bir yapıya gidip Cumhuriyeti kutlamak için Erdoğan'ın dizinin dibine çöken insanları tarih affetmeyecektir. Bırakın kendi kendilerine yolsuzluklarını kutlasınlar. Baş aktör olarak Rıza Sarraf'ı çağırsınlar, devleti nasıl soyduklarını anlatsınlar. Bu onlar için gurur vesilesi olacaktır.''Açmazsan namertsin'Kılıçdaroğlu 17 Aralık soruşturması hakkında takipsizlik kararı veren Savcı Ekrem Aydıner'e yönelik eleştirilerini sürdürdü, grup toplantısındaki eleştirileri nedeniyle Aydıner'in kendisine tazminat davası açacağını söyledi:'Bunu affetmeyeceğiz, ne o savcıyı ne o dosyayı unutacağız. Savcı tazminat davası açacakmış, açmazsan namertsin. Kalkacaksın gideceksin hırsızların dizinin dibine çökeceksin. Sen hırsızların avukatısın, savcı değilsin. Biz bunu affetmeyeceğiz.'Meclis'te 4 eski bakanla ilgili kurulan komisyondaki dosyanın milletvekillerine verilmediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, eski bakanların avukatlarına dosyanın blok olarak verildiğini savundu.'Davutoğlu by-pass ediliyor'Hükümetin dış politika ve çözüm sürecini yönetemediğini öne süren Kılıçdaroğlu devlet yönetiminde söylem farklılıkları yaşandığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamlarının fiilen boş olduğunu savunan CHP lideri, Erdoğan'ın Davutoğlu'nu by-pass ettiğini iddia etti, yeni HSYK teklifini örnek verdi:'Yeni bir teklif getirdiler. Önce şunu soralım niye tasarı olarak gelmedi teklif olarak geldi. Tasarı olsaydı Bakanlar Kurulu'nda görüşülürdü. Teklif olarak verildi ve Salı günü verildi. Neden?. Davutoğlu'nun abisi dedi ki 'Salı günü gelecek Meclis'e'…Böylece Davutoğlu by pass edildi. Almanya'da Führer bir şey söyler ertesi gün yerine gelirdi. Aynı süreci yaşıyoruz.'Dünya liderlerinin de Davutoğlu 'pas geçerek' Erdoğan'ı aradığını söyleyen Kılıçdaroğlu, 'Çünkü onlar da biliyor ki ülkeyi Davutoğlu yönetmiyor. Bu, Davutoğlu'nun ağırına gitmiyor ancak bu ülkenin ana muhalefetinin genel başkanı olarak benim ağırıma gidiyor' dedi.'Önce sen sus'Kobani'ye destek eylemleri için 'iç isyan' ifadesini kullanan CHP lideri, hükümeti olaylara seyirci kalmakla eleştirdi. Kılıçdaroğlu muhalefetin sağduyu çağrısı yaptığı, iktidarın şiddeti teşvik ettiği bir döneme girildiğini savundu:'İşler tam tersine dönmüş, böyle bir anlayış olabilir mi, neden biz bu çağrıyı yapıyoruz çünkü biz ülkemizi seviyoruz. Kişisel gizli hiçbir ajandamız yok, İktidar koltuğuna yapışmak gibi bir düşüncemiz de yok.Koşa koşa İmralı'ya gittiler, yalvardılar yakardılar. Görüşmeler sağlandı olaylar bitti. Şu Türkiye Cumhuriyeti devletinin geldiği noktaya bak, nasıl içinize sindirirsiniz? Böyle bir anlayış olabilir mi, ben itiraz etmeyeceğim konuşmayacağım da kim konuşacak…Bana 'sus' diyor, önce sen sus, aklını başına al devleti yönet, yönetimiyorsan bırak.'Fazıl Say'a destekKılıçdaroğlu, piyanist Fazıl Say'ın eserlerinin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 2014-2015 programından çıkarılmasına da tepki gösterdi. Hükümetin baskı uygulamaya sanatçılardan başladığını savunan CHP lideri, 'Akıl var mantık var, bana hangi demokratik ülkede böyle bir yasak olduğunu söyler misiniz? Say ne yaptı? Eline silah mı aldı, molotof mu aldı, yüzünü kapattı mı? Tek çaldığ piyano, ama çalma anlayışı farklı...O piyano çalıyor öbürleri başka şey çalıyor, yediremiyorlar.' dedi.Kaynak: Al Jazeera
Melih Gökçek Gaziden Özür Dilemeli!
Gazi Yılmaz Yiğit’e yapılan çirkin muamele için Melih Gökçek özür dilemeli!Masada silah varken müzakere olmaz.Türkiye ileri faşizme geçiyor ey vatandaş Susma Sustukça Sıra Sana GelecekHSYK, asabi şahsiyetin özel kurulu olduCHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, terör gazisi Yılmaz Yiğit’in dün gece Ankara’da belediye otobüsünde hakarete maruz kalması üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in özür dilemesini ve şoför Vahit Çatal hakkında gerekli cezayı vermesini istedi. Hükümetin açılımı sürerken şehitlerin geldiğini, gazilere hakaret edildiğini belirten Oran, “Masanın üzerinde silah varken müzakere olmaz. Silahı elinde tutan seni esir alır, istediği zaman tekmeyi vurur masayı dağıtır” diyerek AKP hükümetinin politikasını eleştirdi. Umut Oran, “Hitler taktiklerini uygulayan hükümet şimdi ‘makul şüphe’ ile artık ‘ileri faşizme’ geçmek üzere. AKP’ye karşı laf eden, ağzını açan herkesi hapsedecekler, malvarlığına el koyacaklar. Artık yeter bu daha nereye kadar gidecek, buradan herkese Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek diyorum” şeklinde konuştu.CHP’li Umut Oran, dün gece Muğla-Bodrum’da Cumhuriyet bayramı etkinliğine katıldıktan sonra bu sabah Çeşme’ye geçerek CHP İlçe Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Öğleden sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu da ziyaret edip, akşam İstanbul’da sanatçılarla buluşacak olan Umut Oran, Çeşme’deki basın toplantısında özetle şöyle konuştu:Melih Gökçek Gazi Yılmaz Yiğit’ten özür dilesinAcımız var 3 askerimizi çarşı izninde sivilken, hain saldırı sonucu şehit verdik. Bir yandan ülkede açılım yaşanırken bir yandan şehitler veriyoruz. Üstelik gazilerimiz de hak ettikleri değeri görmedikleri yetmiyormuş gibi bir de üstüne üstlük hakarete maruz kalıyorlar. Ankara’da gazimiz Yılmaz Yiğit’i, küçücük çocuğu Zehra’nın gözleri önünde yaşadığı saygısızlığı protesto ediyorum. Melih Gökçek gereğini yapmalı bizzat kendisi gazimizden özür dileyip EFO şoförü Vahit Çatal’a gereken ceza verilmelidir. Bu terbiyesizliği TBMM zemininde de takip edeceğim.Masada silah varken müzakere olmaz‘Erdoğan hükümetinin eşbaşkanı Abdullah Öcalan’dır’ dediğimizde kızıyorlardı ama şimdi herkes apaçık görüyor ki halen müzakere ettikleri PKK artık hükümet ortağıdır. Masanın üzerinde silah varken müzakere olmaz. Silahı elinde tutan seni esir alır, istediği zaman tekmeyi vurur masayı dağıtır. PKK ile sürekli seçim zamanlarına göre tansiyonu düşürme pazarlığı yapan hükümetin şimdi yaptığı göstermelik çıkışlar inandırıcı değildir. Gitsinler o PKK ile pazarlığı şehit düşen 3 askerimiz ailesine anlatsınlar bakalım. Kürtçe zılgıtlarla toprağa verilen şehit askerimizin ailesi neler hissediyor ey Davutoğlu bir empati yap bakalım.Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet emir vermişİleri faşizme geçiyoruz ve bunun ilk somut göstergesi TBMM’ye sundukları ve muhalifleri cendereye alacak korkunç düzenlemeler içeren “Makul şüpheli” teklifidir. Anlaşılıyor ki seyrek bıyıklı asabi şahsiyet Davutoğlu’nu yine baypas etmiş. Gezi parkta, Çarşı’da istediği tutuklamaları yaptıramayan asabi şahsiyet, adliyedeki özel hakimlerinden ‘neye ­ihtiyacınız varsa bildirin’ demiş, oturmuş hazırlamış makul şüphe düzenlemesini göndermiş TBMM’ye.Susma sustukça sıra sana gelecek!Türkiye yeniden 1990’lara götürülmek isteniyor. Hitler taktiklerini uygulayan hükümet şimdi artık “ileri faşizme” geçmek üzere. AKP’ye karşı laf eden, ağzını açan herkesi hapsedecekler, malvarlığına el koyacaklar. Artık yeter bu daha nereye kadar gidecek, buradan herkese Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek diyorum.  Hitler’in ne olduğunu bilen o faşizmi bizzat yaşayan bir Alman din adamının (Martin Niemöller) meşhur sözleri vardır, onu hatırlatayım:Martin Niemöller’i anımsattı“İlk önce geldiler komünistleri alıp götürdüler, ben sesimi çıkarmadım. Beni ilgilendirmiyordu. Sonra Yahudileri aldılar toplama kamplarına, işkenceye götürdüler, ben yine sesimi çıkarmadım. Çünkü bana göre bir şey yoktu. Sonra sosyal demokratları vurmaya, hapse atmaya, toplama kamplarına götürmeye başladılar. Ben yine sesimi çıkarmadım. Çünkü bana dokunan yoktu. Bir gün kapım çalındı. Beni alıp toplama kampına götürdüler: İşkenceye... Hiç kimse ses çıkarmadı. Çünkü ses çıkaracak kimse kalmamıştı..”Bu sözlerin Türkçesi şudur: AKP ne kadar komünist, solcu, sosyal demokrat, Atatürkçü, vatansever, milliyetçi varsa içeri tıkacak. Bana dokunmaz demeyin, unutulmasın ki yılan ilk önce onu tutan eli ısırır.HSYK asabi şahsiyetin özel kurulu olduYargı da koktu bu ülkede artık kim kime güvenecek. Maalesef 91 yıllık cumhuriyetimiz hiçbir zaman kurumlar-kurallar bu kadar yıpratılmamıştı. Hakim, savcı, polis, asker devleti temsil eder, bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Vatandaş bu üç kuruma da saygı duymalıdır güvenmelidir, ama maalesef AKP ve Erdoğan bu üç kuruma duyulan güveni de sıfırladı. Tek adam rejimine gidiyoruz. İşte ileri faşizm böyle bir şey. Yargının tepesindeki HSYK da asabi şahsiyetin yüksek kurul oldu, hakim-savcı istediği kararı vermedi mi hemen buradan cezalandıracak onları.Sonuç olarak İktidar olmak hamaset değil cesaret gerektirir. İktidar karnından konuşmamalı, vatandaşların can ve mal güvenliğini öncelikle ve acilen sağlamalıdır.