Görüş Bildir

Cemil Çiçek Haberleri

Cemil Çiçek ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Cemil Çiçek ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

4 RTÜK Üyesi: 'Meclis Tv'nin Yayın Kesmesi Yasaya Aykırı'
RTÜK Üyeleri CHP’li Ali Öztunç, Süleyman Demirkan ile MHP’li Esat Çıplak ve BDP’li Doç. Dr. Ahmet Yıldırım, Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesine ilişkin, “Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesi, 2008 tarihli ve 26892 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Meclis TV Yönetmeliğinin 6’ncı maddesi ile 6112 sayılı RTÜK Kanunun 6’ncı maddesine aykırıdır” açıklamasında bulundu. RTÜK Üyeleri Ali Öztunç, Süleyman Demirkan, Esat Çıplak ve Doç. Dr. Ahmet Yıldırım tarafından yapılan açıklamada, yasama faaliyetleri her şart ve koşulda halkın denetimine ve izlemesine açık tutulması gerektiğine dikkat çekilerek, TBMM Başkanlığı’nın, 2011 yılı Kasım ayında TRT ile olan protokolünü iptal ederek yasama faaliyetlerini halka kapattığı belirtildi. Daha sonra kapalı devre yayın yapan Meclis TV’nin, saat 19.00’dan sonraki Meclis faaliyetlerini, “gerektiği takdirde” gibi “keyfi” bir şarta bağlayarak yayınlarına devam ettiğinin altı çizilen açıklamada, “Bu şekilde, siyasi partilerin grup toplantılarına sansür getirilerek yasama faaliyetleri ve bunların yayınlanması siyasi iktidarın vesayeti altına alınmış olmaktadır. Oysaki, halk tarafından seçilerek oluşturulan yasama organının hiçbir faaliyetinin halktan gizlenmemesi gerekmektedir” denildi. Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesinin Meclis TV Yönetmeliğine ve 6112 sayılı RTÜK Kanununa aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Unutulmamalıdır ki, Meclis TV tüm partilere eşit mesafede durmak zorundadır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in RTÜK Kanuna atıfla yapılan işlemin hukuka uygun olduğu iddiası ise yerinde değildir. Çünkü, ortada yayın hizmet ilkeleri yönünden değerlendirme yapılacak bir yayının gerçekleştirilmesine dahi izin verilmemiştir. 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 6’ncı maddesinde ‘Yayın hizmetlerinin içeriğine ve yayınlanmasına önceden müdahale edilemez ve yayınların içeriği önceden denetlenemez’ hükmüne yer verilmiştir. Çiçek’in sözünü ettiği RTÜK Kanununun 8’inci maddesi ise, ancak yayın gerçekleştikten sonra uygulanabilir. Sonuç olarak, Meclis TV’nin 25 Şubat 2014 tarihli CHP Grup toplantısını kesmesi, 2008 tarihli ve 26892 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Meclis TV Yönetmeliğinin 6’ncı maddesi ile 6112 sayılı RTÜK Kanunun 6’ncı maddesine aykırıdır.”  ANKA | Evrensel
Cemil Çiçek, Erdoğan İle Oğluna Ait Kayıtların Soruşturma Önergesinden Çıkarılmasını İstedi
CHP grup başkanvekilleri, Meclis Başkanı Çiçek'in Erdoğan ile oğluna ait ses kayıtlarının önergede yer almaması talebini reddettiMeclis Başkanı Cemil Çiçek , CHP’nin Başbakan hakkında verdiği soruşturma önergesinde Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmelerinin çıkarılmasını istedi. CHP geri adım atmadı. Al Jazeera Türk’ten Sibel Demirci Erdem’in haberine göre, TBMM bürokratları CHP grubuna Meclis Başkanı Çiçek’in önergeden, internette yayınlanan ses kayıtlarının içeriğinin çıkarılması yönündeki görüşünü iletti. Ancak CHP grup başkanvekilleri, Meclis Başkanı’ndan gelen bu mesaja olumlu yanıt vermedi. CHP Meclis Başkanlığı’na “Başbakan hakkında verilen soruşturma önergesi anayasa ve içtüzüğe uygun” görüşünü iletti. CHP'den gelen olumsuz yanıtın ardından Meclis Başkanlığı'nın soruşturma önergesi ile ilgili kararı bekleniyor. TBMM'nin içtüzüğüne göre Meclis Başkanlığı'na verilen önergeler 'gelen kâğıtlar' listesine alınıyor ve genel kurulda okunuyor. Okunan önergenin bir örneği başkanlık tarafından hakkında soruşturma açılması istenen başbakan veya bakana gönderiliyor. Soruşturma önergesinin verildiği tarihten itibaren bir ay içinde görüşülmesi gerekiyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Çiçek’in önergeyi işleme koyması gerektiğini söyledi. Altay “Keyfi bir uygulama söz konusu olamaz, Meclis Başkanı soruşturma önergesini işleme koymazsa suç işlemiş olur. Bizim önergemiz anayasaya uygun” dedi. CHP 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında Başbakan Erdoğan’ın “görevini kötüye kullandığı, suçu bildirmediği, yargıyı etkilemeye teşebbüs, suçluyu kayırma, haksız mal edinme, mal kaçırma” iddialarıyla Meclis soruşturması açılmasını talep etmişti. CHP geçen hafta verdiği önergede Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilâl Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın tam metni de yer aldı. Önergede, Erdoğan'ın evdeki paraların sıfırlanması için oğluna talimat verdiği savunularak 'Başbakan'ın oğlunun evinde bulanan paranın Başbakan’a ait olduğu, bu paranın Başbakan’ın olağan geliriyle uyumlu olmadığı, Erdoğan’ın çocuklarının yanı sıra damadında ve kardeşinde de yüklü miktarda para saklandığı' iddiasına yer verildi.T24
Umut Oran'dan TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e Sert Tepki
BTK ve TİB, ka­mu­oyun­da “san­sü­r” tar­tış­ma­sı baş­la­tan ta­lep­le il­gi­li ola­rak CHP’­li ve­ki­le “seh­ven gön­de­ril­miş­tir, in­ce­le­me­ler sü­rü­yo­r” ya­nı­tı ver­di.Çİ­ÇEK: ÖZEN­Lİ OLUNMec­lis Baş­ka­nı Ce­mil Çi­çek ise, TBMM Baş­kan­lı­ğı­’nın res­mi in­ter­net si­te­sin­den söz ko­nu­su öner­ge­nin kal­dı­rıl­ma­sı­na iliş­kin ta­lep gel­me­di­ği­ni be­lirt­ti. Çi­çek, TİB Baş­kan­lı­ğı ile ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­de, TBMM Baş­kan­lı­ğı ve mil­let­ve­kil­le­riy­le ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­ler­de da­ha özen­li olun­ma­sı­nın is­ten­di­ği­ni vur­gu­la­dı.Çi­çek, Ora­n’­ın ya­zı­lı öner­ge­si­nin ki­şi­sel web si­te­sin­den kal­dı­rıl­ma­sı ta­le­biy­le il­gi­li ola­rak ise “Şah­si in­ter­net si­te­niz­le il­gi­li ya­pı­la­cak iş­lem bu­lun­ma­mak­ta­dı­r” ce­va­bi ya­zı­sı gön­der­di. Umut Oran, Mec­lis Baş­ka­nı Çi­çe­k’­e tep­ki gös­te­re­rek, “TBMM Baş­ka­nı­’nın bir say­fa­lık içi boş ya­nı­tın­da ko­nu­yu sap­tır­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. 15 ya­şın­da­ki Twit­ter he­sa­bı olan genç­le­rin bi­le bil­di­ği ko­nu­yu bil­mez­den gel­mek­te­dir. Çi­çek, be­nim özel web si­tem­de ye­mek ta­ri­fi ya da aşk şi­ir­le­ri ya­yın­lan­mı­yor, ta­ma­mı se­nin önü­ne ge­len so­ru öner­ge­si ve ba­kan­la­rın ya­nıt­la­rı ya­yın­la­nı­yor. Ya­ni bu özel de­ğil ge­nel bir teh­li­ke Sa­yın Çi­çek, ge­nel! Bir mil­let­ve­ki­li­nin web si­te­sin­de­ki öner­ge­nin kal­dı­rıl­ma­sı is­te­ni­yor da­ha bu­nu an­la­ya­ma­mış­sı­nı­z” de­di.HAYAL KIRIKLIĞICHP Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı Oran, TİB ve BTK’­dan ge­len ‘seh­ven ol­du’ şek­lin­de­ki res­mi ya­nıt­la­ra da tep­ki gös­te­re­rek, “TİB, BTK ve TBMM Baş­ka­nı­’n­dan ge­len üç ya­nıt ha­yal kı­rık­lı­ğı ya­rat­mış­tır. Gö­rü­nen o ki Tür­ki­ye­’de ‘seh­ve­n’ ca­na­va­rı yi­ne hort­la­mış­tı­r” diye konuştu.
Yasama-Yürütme ve Yargı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Buluştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasama, yürütme ve yüksek yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yasama, yürütme ve yüksek yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki basına kapalı öğle yemeği yaklaşık 1,5 saat sürdü.Yemeğe TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yargıtay Başkanı, Ali Alkan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı, Bekir Bozdağ, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Serdar Özgüldür, Askeri Yargıtay Başkanı Tuğamiral Ahmet Zeki Liman, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Tümgeneral Abdullah Arslan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan katıldı.
Umut Oran: Bilal İçin Ortalığı Yıkan Erdoğan, Berkin İçin Kılını Kıpırdatmadı
“AKP için en büyük yük Erdoğan’dır, AKP Bir an evvel bu yükten kurtulmalıdır” “Cemil Çiçek artık Engin Alan için harekete geçsin”ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 268 günlük yaşam mücadelesinin ardından bugün yaşamını yitiren Berkin Elvan için üzüntüsünü dile getirirken, “17 Aralık’ta Bilal oğlanı kurtarmak için 90 yıllık devlet geleneğini tersyüz eden valileri emniyet müdürlerini savcıları görevden alan Tayyip Erdoğan’ın Berkin için kılını dahi kıpırdatmadığını, bir geçmiş olsun telefonu dahi açmadığını da bu ülke unutmayacak” dedi. Son anketleri de değerlendiren Umut Oran, “Son zamanlarda yaptırdığımız anketlerde AKP’nin oyu yüzde 36, CHP’nin oyu ise yüzde 30’un üzerinde, MHP’nin oyu da 15 – 20 bandında gözüküyor. Hedefimiz yüzde 30’larda AKP ile buluşmak. Şu anda Ankara’yı almış görünüyoruz, İstanbul’da ise nefesimiz AKP’nin ensesinde. Erdoğan’ın başkanlık hayali bitmiştir, cumhurbaşkanlığı hayali suya düşmüştür, artık bu son başbakanlığıdır. AKP yönetimi bundan ders çıkarmalıdır, AKP için en büyük yük Erdoğan’dır, AKP bir an evvel bu yükten kurtulmalıdır”diye konuştu.TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Berkin Elvan’ın, evden ekmek almaya çıktığını, biber gazı ile kendisine ateş açıldığını, başına isabet eden bir biber gazı fişeğiyle komaya girdiğini, 268 gün yaşam mücadelesinin ardından bugün yaşamını yitirdiğini anımsatarak ailesine ve tüm ülkeye başsağlığı diledi. Umut Oran sözlerini şöyle sürdürdü:Erdoğan, Berkin için kılını dahi kıpırdatmadı “14 yaşında bir çocuk orantısız şiddetle öldürüldü.  Bu cinayetin sorumlusu sadece iki polis memuru değil, bu emri verenlerin kendisidir. Berkin komadayken 2 bakan değişti, İstanbul Emniyet Müdürü değişti, 268 gündür sorumlu polisleri, delilleri bile bulamadılar. Daha dün Berkin’e destek olmaya gidenlerin üstüne gaz sıktılar. Türkiye böyle bir zihniyetle yönetiliyor. Berkin Elvan’ın annesi bugün “Benim oğlumu Allah almadı, Tayyip Erdoğan aldı” diye açıklama yaptı. Berkin’in hesabını ondan sormak da hepimizin boynunun borcudur. Bu hesap mutlaka sorulacak. Türkiye gencecik çocukların mezara girdiği, katillerin de ellerini kollarını sallayarak gezdiği bir ülke olmayacak. 17 Aralık’ta Bilal oğlanı kurtarmak için 90 yıllık devlet geleneğini tersyüz eden valileri emniyet müdürlerini savcıları görevden alan Tayyip Erdoğan’ın Berkin için kılını dahi kıpırdatmadığını, bir geçmiş olsun telefonu dahi açmadığını da bu ülke unutmayacak.” ÖYM kararları yok hükmünde sayılmalı Geçen hafta Anayasa Mahkemesi’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un itirazını kabul ederek tutukluluk halinin haklarını ihlal ettiğine karar verdiğini anımsatan Oran, “Bu emsal karar doğrultusunda, Sn. Başbuğ, Tuncay Özkan, Teğmen Mehmet Ali Çelebi başta olmak üzere bazı kişiler tahliye edildiler. Hepimiz de tahliye kararları nedeniyle büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ancak bu kararlar yetmez. Özel Yetkili Mahkemelerin kararları ile bugün tutuklu bulunan herkesin serbest bırakılması gerekir. Ayrıca KCK, Oda TV, Balyoz, 3 Temmuz bütün bu davalarda alınan kararlar da yok hükmünde sayılmalıdır” dedi. Madem dava ‘kumpas’, ortadan kaldıralım TBMM’nin bu mahkemeleri “adalete ve hukuka” aykırı aldığı kararlar yüzünden kapattığını, bu mahkemelerin adaletsiz ve hukuka aykırı ise aldıkları kararların da adaletsiz ve hukuka aykırı olduğunu, hiçbir hüküm doğurmaması gerektiğini vrgulayan Umut Oran, “Bu davanın savcısı olduğunu söyleyen, partisi Ergenekon davasına müdahil olan Erdoğan bu davalarda bir katakulli olduğunu kabul etti. Danışmanı da bu davalarla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kurulduğunu söyledi. Madem bunlar kumpas, o zaman bu kumpası ortadan kaldıralım. Bu mahkemelerin kararları yok hükmünde sayılsın, tüm sanıklara da adil mahkemelerde yeniden yargılanma hakkı verilsin” dedi. MSB hiçbir şey yapmadı Hurşit Tolon’un TUSHAD isimli var olmayan bir derneğin kurucusu olmakla suçlandığını, Genelkurmay Başkanlığı’nın da böyle bir kurumun olmadığını ve hiç kurulmadığını ifade ettiğini anımsatan Umut Oran, “Peki Milli Savunma Bakanlığı ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı. Bu TUSHAD isimli kurumun Zirve Yayınevi cinayetlerini planladığı iddia edildi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve birçok insanın manevi itibarı linç edildi.  Milli Savunma Bakanlığı da sadece izledi. Geçen yıl Nisan ayında bu konuda bir yazılı soru önergesi verdim, hala cevap gelmedi. Bugün bir yazılı soru önergesi daha verdim. Ona da cevap bekliyorum. Yani kumpas demekle bu iş bitmez. Buradaki hak mahrumiyetlerini çözmek lazım” dedi. Yargıtay Başsavcısı, Erdoğan için harekete geçmeli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı görevini yapmaya davet eden Umut Oran, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı daire kararlarına Genel Kurulda itiraz etmek zorundadır. Başsavcının bir görevi daha var. Eğer bu davalar kumpassa, eğer bunlar katakulli ise, bundan da Recep Tayyip Erdoğan sorumludur. Burada Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kuruluyor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bağlı olduğu Erdoğan da bu kumpasa yıllarca izin veriyor, göz yumuyor. Bunun adı ya suça yardım ve yataklıktır ya da görevi ihmaldir” diye konuştu. Engin Alan için Cemil Çiçek’e başvurdu “Görevini yapması gereken bir diğer kişi de TBMM Başkanı” diyen Umut Oran, tutuklu 8 milletvekilinden 7’Sinin salıverildiğini, sadece MHP Milletvekili Engin Alan’ın içerde kaldığını anımsattı. Oran, “Sayın Engin Alan… Tam 3 kere Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu, bir cevap alamadı. Ben Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek’e bugün mektup yazdım,  meclis başkanı olarak, milli iradenin temsilcilerinin haklarını korumak zorunda. Engin Alan’ın hala tutuklu olmasının hiçbir sebebi yok. Tahliye edilmesi gerekir. Bu konuda da Meclis Başkanı’nın inisiyatif almasını bekliyoruz” dedi. AKP yüzde 36, Ankara’yı aldık, İstanbul’da enselerindeyiz Daha sonra parti olarak yaptırdıkları özel anketler ile uluslararası firmalar için yapılan son anketlerden söz eden CHP’li Umut Oran, “Son zamanlarda yaptırdığımız anketlerde AKP’nin oyu yüzde 36, CHP’nin oyu ise yüzde 30’un üzerinde, MHP’nin oyu da 15 – 20 bandında gözüküyor. Hedefimiz yüzde 30’larda AKP ile buluşmak. Şu anda Ankara’yı almış görünüyoruz, İstanbul’da ise nefesimiz AKP’nin ensesinde” dedi. AKP’, büyük yükü Erdoğan’dan kurtulmalı Umut Oran, “30 Mart günü üç büyükşehrin üçünde de zaferimizi ilan edeceğiz. Türkiye genelinde ise, AKP ile CHP 30’larda buluşacak. Aradaki puan farkı bir elin parmakları kadar kalacak.  Türkiye’de değişim dönemi başlıyor. Bu işin sonunda Erdoğan kaybedecek ama halkımız kazanacak, Türkiye kazanacak. Erdoğan’ın başkanlık hayali bitmiştir, cumhurbaşkanlığı hayali suya düşmüştür, artık bu son başbakanlığıdır. AKP yönetimi bundan ders çıkarmalıdır, AKP için en büyük yük Erdoğan’dır, AKP Bir an evvel bu yükten kurtulmalıdır” diye konuştu. Erdoğan da bu anket soncunu biliyor çünkü Bu anket sonuçlarını Erdoğan’ın da bildiğini belirten Oran, “Ceketinin cebindeki ankette bu durum yazıyor. O yüzden, Erdoğan artık “yüzde 50”yi hedef koymuyor. Hatta daha sonra hedefi yüzde 38 olarak göstermişti. Onu da telaffuz etmiyor. Ne diyor?  Hedef birinci parti olmak. Çünkü oyları 38’in altına doğru inişte” dedi.   Gezi protestoları ile başlayan ve 2013 yılının son üç ayında iyice belirginleşen bir güvensizlik ortamı olduğunu, halkın yarısının Türkiye’nin mevcut halinden memnun olmadığını ve bunun sorumlusu olarak AKP’yi gördüğünü, halkın önemli bir bölümünün yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının adil bir şekilde soruşturulmadığı ve üstünün örtülmeye çalışıldığını düşündüğünü vurgulayan Umut Oran, sözlerini şöyle sürdürdü: Erdoğan kendi tabanını bile ikna edemiyor Halkın yüzde 58’i emniyet görevlilerine yüzde 59’u yargıya hükümet tarafından baskı yapıldığı görüşünde. Daha önce AKP’ye oy vermiş her üç seçmenden biri de bu görüşü paylaşıyor. Yani Erdoğan kendi tabanını da ikna edemiyor. Kendi tabanının üçte biri bile“madem suçsuzsun o zaman neden yargıya ve emniyete müdahale ediyorsun?” diye soruyor. İşte AKP’nin başarısız alanları Halkın yüzde 58’i yolsuzlukla mücadelede, 55’si işsizlikle mücadelede, 47’si terörle mücadelede hükümeti başarısız buluyor. Seçmenin yüzde 58’i AKP’nin ekonomide başarısız olduğunu düşünürken, AKP’nin genel performansını başarılı bulanların oranı sadece yüzde 32. 3 seçmenden 2’si internet sansüründen rahatsız Yaklaşık her 3 seçmenden 2’si AKP’nin internet ve medyaya müdahalelerinden rahatsız. Her 2 AKP seçmeninden biri Erdoğan’ın medyaya müdahalesini doğru bulmuyor. AKP seçmeni de rahatsız Halkın yarısı demokrasinin zayıfladığına inanıyor. Her 4 AKP seçmeninden biri AKP’nin otoriterleştiği görüşünde. Daha önce AKP’ye oy vermiş her 4 seçmenden biri bile demokrasinin zayıflamasından rahatsız. Yani halk demokrasi diyor, özgürlük diyor, tek adam rejimi istemiyor. Ayakkabı Kutusundaki Paralar Bu mızrak çuvala sığmıyor. Ayakkabı Kutusundaki Paralar da, Para sayma makinası da sıfırlanmıyor. Ortaya çıkan iddialar, deliller, o ayakkabı kutusu ve para sayma makinalarını halk unutmuyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın bu konuda söylediklerine inanmıyor. Artık “çalmadan çalışsın” diyor Halk çalıyor ama çalışıyor demiyor. Halk “çalmadan çalışsın” diyor.  Halk diktatörlük de istemiyor. Özgür basın istiyor, bağımsız yargı istiyor, internete özgürce girmek istiyor. Facebook’u kapatırım diyeni ben de kapatırım diyor.
Fezleke Mesaisi 19 Mart'ta
TBMM Başkanı Çiçek, CHP'nin 4 eski bakanın fezlekeleriyle ilgili başvurusu üzerine Meclis'in 19 Mart'ta toplanacağını açıkladı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Meclis Genel Kurulu'nun olağanüstü toplanması için perşembe günü yaptığı başvuruyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP, Meclis'in 4 eski bakanın fezlekesi ile ilgili olarak 18 Mart'ta toplanmasını istemişti, Çiçek toplantının bir gün sonra 19 Mart'ta saat 15.00'da yapılacağını açıkladı. CHP 4 eski bakanla ilgili fezlekelerin okunması ile birlikte 'neden geciktiği' hakkında genel görüşme de talep ediyor. CHP'nin başvurusuyla ilgili açıklama yapan Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, fezlekelerin okunmamasının, ekindeki bilgi ve belgelerin milletvekillerinin bilgisine sunulmamasının anayasal bir suç olacağını savunmuş, “Bu suçu işleyen Meclis Başkanı meşru açıdan tartışmalı hale gelir' demişti. Hamzaçebi eski bakanlar hakkında Meclis soruşturması açılabilmesi için suçun unsurlarının özetlendiği, hangi failin hangi suçu işlediği konusundaki iddiaların yer aldığı dokümanın okunması gerektiğini söylemişti. Kaynak: Al Jazeera
Süleyman Demirel, Devlet Bahçeli'ye Köşk İçin İki İsim Önerdi
Abdülkadir Selvi: Bahçeli çatı aday arıyor. Bu temaslarından bir sonuç çıkaramazsa, bulduğu ilk inşaata dalıp, bana tez bir çatı ustası bulun diyecek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , Cumhurbaşkanlığı seçimleri için geliştirdiği 'çatı aday' formülünü görüşmek üzere eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile geçen hafta bir araya geldi. Demirel'in, Bahçeli'nin formülüne 'Çatı aday işi zor iş' diyerek 2 isim önerdiği konuşuluyor. Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi ’ye göre, bu iki isim mevcut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek . Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, cumhurbaşkanı adayı için çatı aday formülünü gündeme getiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel arasında yapılan görüşmenin detaylarını yazdı. Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (22 Mayıs 2014) nüshasında yayımlanan, “Çankaya kulisleri” başlıklı yazısı şöyle: Başbakan Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı meselesini sordum. 'Hayırlısı inşallah' dedi. Afyon kampında milletvekilleri sorduğunda, dört başı mamur bir Cumhurbaşkanlığı profili çizdiğini görünce, 'Hayırlısı inşallah' dedim. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kimi Cumhurbaşkanı adayı gösterelim diye, sırayla eski Cumhurbaşkanlarından başlayarak en son Çankaya'ya çıktı. Bahçeli çatı aday arıyor. Bu temaslarından bir sonuç çıkaramazsa, bulduğu ilk inşaata dalıp, bana tez bir çatı ustası bulun diyecek. Şaka şaka... 9- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, MHP liderine, 'Çatı aday işi zor iş' dedi. Türk siyasetinin son 50 yılına damgasını vurduğu için Süleyman Demirel'in siyasi literatürümüze kazandırdığı ilginç cümleler vardır. 'Ege bir denizdir' gibi. 'Petrol vardı da ben mi içtim' gibi. Ya da, 'Milliyetçiler bana cinayet işledi dedirtemezsiniz' gibi. Ama içlerinde en meşhuru, 'Yollar yürümekle aşınmaz' sözüdür. 'Yollar yürümekle aşınmaz' dedi. Yollar aşınmadı ama o yürüyüşler sonunda Demirel çok aşındı. Birkaç kez sokağı bahane göstermek suretiyle asker yönetime el koydu. Demirel'e de şapkayı aldığı gibi kaçmak düştü. Ben yasaklı günlerinde izlemeye başladım Demirel'i. O zamanlar, 'Demirel' demek parti kapatma nedeni sayıldığı için DYP'liler, 'Bir bilen' derlerdi. Yasaklı dönemlerin 'Bir bilen'iydi Demirel. Muhalefet günlerinde, 'Baba' oldu. Mitinglerde, 'Kurtar bizi Baba' diye bağıranları şapkasıyla selamlar, 'Düşün peşime' derdi. Düştük peşine. Baba önce Başbakan oldu. Sonra Erdal İnönü'nün desteğiyle Cumhurbaşkanı. Yasaklı günlerin, 'Bir bilen'i, Çankaya'ya çıkınca, 'Bir bölen' oldu. İlk iş olarak kendi partisi DYP'yi böldü. 28 Şubat'ın payandası olan DTP'yi kurdurdu. Hani canım şu Hüsamettin Cindoruk başkanlığındaki, 28 Şubat'ın şemsiye partisi. Yıllarca Menderes'in avukatı yalanıyla mazlum Başbakan'ın siyasi rantını yiyen Hüsamettin Cindoruk, 28 Şubat'ın silahşoru, 6 kez askerin götürdüğü 7 kez milletin getirdiği Demirel ise 28 Şubat'ın mimarı olmuştu. Çankaya'ya sivil çıktı, asker indi Demirel. Zaten o gün bugün de iflah olmadı. Aradığı itibarı bulmadı. 'Başörtülüler Suudi Arabistan'a gitsin' diyen Demirel'i millet, bir daha affetmedi. Devlet Bahçeli'nin ziyaretinde Demirel'in iki isim önerdiği kulislere yansıdı. Demirel'in çatı aday olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i önerdiği söylendi. Cumhurbaşkanı Gül'ü ve Meclis Başkanı Çiçek'i tanıyan ve bu konudaki duruşlarını bilen birisi olarak ihtimal vermedim. 'Bir bölen'in AK Parti içine atmak istediği fitne olarak gördüm. MHP kulislerine kulak kabarttım. Bahçeli önümüzdeki hafta bir ismi açıklamayı planlıyor. Bundan sonraki ziyaretler MHP'nin Cumhurbaşkanı adayına destek ziyareti olacak. MHP'de ön plana çıkan iki eğilim var. 1-CHP ile ortak aday çıkarma teklifine sıcak bakmıyorlar. 2-CHP aday çıkarsın, MHP desteklesin formülüne soğuk bakıyorlar. CHP'nin çıkaracağı adayın seçilmesinin mümkün olmadığını belirterek, 'Eğer çatı adayı seçilecekse CHP bizim adayımızı desteklesin' görüşünü savunuyorlar. CHP'deki isim arayışı ise sürüyor. Milletvekilleri arasında yapılan ankette Yılmaz Büyükerşen birinci sırada çıktı. Hikmet Çetin ve Mansur Yavaş ismi onu takip etti. Hatta ve hatta CHP'nin çocuğu olan 27 Mayıs darbesinin astığı Adnan Menderes'in ismini taşıyan torunu dahi çıktı da bir tek isim çıkmadı. O da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Düşünün ki bir parti Cumhurbaşkanlığı için layık gördüğü isimler arasında kendi liderini saymıyor. CHP açısından durum vahim. Çünkü CHP Genel Başkanı da henüz kimi aday göstereceğini bilmiyor. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayını bile CHP Genel Başkanı'na bırakmayan İstanbul sermayesi bir ismi seçecek Kılıçdaroğlu'na da bunu ilan etmek düşecek. Muhalefet bir çatı aday peşinde. Baştan söyleyeyim. Bu çatı 28 Şubat çatısı olacak. Seçim yarışı da 28 Şubat çatısını inşa etmek isteyenlerle 28 Şubat zihniyetini tasfiye etmek isteyenler arasında geçecek. Türkiye bu seçimlerde eski Türkiye'yi inşa etmek isteyenler ile yeni Türkiye'yi ihya etmek isteyenlerden birini seçecek. Ben milletin sağduyusuna hep güvendim, güvenmeye devam ediyorum. Yeter ki milletin eli sandığa değsin... T24
Kritik Gün Yarın
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası görevden alınan 4 eski bakanla ilgili fezleke görüşmesi yarın Meclis'te yapılacak. TÜRKİYE’nin son 3 aydır gündemi, 17 Aralık 2013’te başlayan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması. 4 eski bakanın, çocuklarının, bürokratların ve işadamlarının adının karıştığı soruşturma ile ilgili gizlilik kararı var. Bugüne kadar adı geçenlerle ilgili birçok iddia ortaya atıldı. İddiaların çoğu, rüşvet alındığı üzerinde yoğunlaştı. Ancak savcılığın bakanlarla ilgili suçlamaları, haklarındaki fezlekelerin Meclis'te okunması ile netleşecek. 17 ARALIK'TE NE OLMUŞTU? 17 Aralık sahaba karşı İstanbul Organize ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü polislerinin başlattığı operasyonda 89 kişi gözaltına alındı. Bunların arasında en dikkat çeken isimler; İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir oldu. İddiaya göre, üç ayrı konuda yürütülen soruşturmalar kapsamında bu isimler gözaltına alındı. Oğulları gözaltına alınan bakanlar dışında, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın da adı operasyon sırasında anıldı. ÖRGÜT LİDERİ SARRAF İDDİASI Soruşturmada, İran asıllı işadamı Rıza Sarraf’ın, bürokraside 4 bakanla geliştirdiği ilişkiler ve rüşvet çarkı sayesinde kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi suçlar işlediği öne sürüldü. İddilara göre, bakan Güler ve oğlu, Sarraf’a Türk vatandaşı olmayan kişilere vatandaşlık verilmesini sağladı ve bilgi sızdırdı. Bakan Çağlayan, Halkbank üzerinden İran’a belirsiz yüksek meblağlı para transferi ve altın kaçakçılığı yapılmasına aracı oldu. Bakan Bayraktar ve oğlu, bakanlık yetkilerini kullanarak imar usulsüzlükleri yapılmasını sağladı. İddialara göre, Bakan Bağış rüşvet karşılığı Sarraf’a çıkar sağladı. 21 Aralık 2013’te bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, “rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek” suçlamasıyla tutuklandı. Örgüt lideri olduğu iddia edilen Rıza Sarraf ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan tutuklanlar arasında yeraldı. Bakan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz ise serbest bırakıldı. İLK FEZLEKELER 25 Aralık 2013’te bakanlar istifalarını açıkladı. Aynı gün kabine değişikliği yapıldı ve bu isimlerin yerlerine yenileri atandı. Bu arada, 4 bakan hakkındaki fezlekeler savcılık tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderildi. İddiaya göre, Güler, Çağlayan ve Bağış’ın dosyası için tek bir fezleke, Bayraktar’ın dosyası için ise ayrı bir fezleke olmak üzere toplam, 27 klasör ve 504 sayfadan oluştu. Ancak Adalet Bakanlığı 6 Şubat 2014’de fezelekeleri usûl eksikliğinden iade etti. Usül eksikliğinin ‘fezkelerin Adalet Bakanlığı aracılığıyla değil doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderilmesi’ olduğu belirtildi. TAHLİYE EDİLDİLER Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan 14 Şubat, bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan ile işadamıRıza Sarraf da 28 Şubat 2014’de tahliye edildi. YARIN MECLİS'TE FEZLEKE GÜNÜ Adalet Bakanlığı’nın savcılığa iade ettiği fezlekelerin 28 Şubat’ta Meclis’e gönderildiği ortaya çıktı. Ancak bu haber duyulduğunda Meclis 26 Mart’a kadar seçim tatiline girmişti. Muhalefet hem Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i hem de iktidar partisini fezlekeleri kaçırmakla suçladı. Fezlekelerin milletvekillerinin incelemesine açılması istendi. Meclis Başkanlığı’nın ve AKP’nin soruşturma komisyonu kurulmadan fezlekelerin incelenemeyeceği iddiası üzerine, muhalefet CHP’nin öncülüğünde harekete geçti. Yeterli imza bulunarak Meclis’in 19 Mart’ta olağanüstü toplanması sağlandı.
'Sıra Bendeydi Ama Böyle Takdir Görüldü'
Son dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağduyulu, kardeşlik hukukunu koruyan konuşmalarının gerginliği önlediğini ifade eden Akşener, şöyle devam etti: 'İstikrarımızın, kardeşlik hu, birliğimizin ve beraberliğimizin en önemlisi ekonomik istikrarın da şu anki teminatı Devlet Bahçeli'dir. İstanbul'da bir cenaze oldu. Cenaze üzerinden Sayın Başbakanın ortaya koyduğu bir tavır oldu. Dilini sertleştirerek konuşmalarını sürdürdü. O gece bu kez de 22 yaşındaki bir kardeşimiz Burakcan öldürüldü. Aynı gün Tünceli'de bir polis memurumuz Ahmet, o da 30 yaşında. 15, 22, 30 yaşında. Bir başbakan düşünün cenazenin birini ve ailesini hem de mezhepsel olarak suçlayarak attı bir kenara. Dilim varmıyor söylediklerini tekrarlamaya. Diğerini, Burakcan'ı kendinin kabul etti. Polis memurunun da sürgün sebebiyle 'paralel' olduğu ortaya çıktı. Üç cenazenin üç ayrı sahibi oldu. Biz bunları konuşurken güneydoğu gidiyor, Kıbrıs gidiyor. O Başbakan herkesin başbakanı, çıkıp Berkin'de benim, Burakcan'da benim, Ahmet'te benim, hepsi benim diyecekti.' Akşener, milletin hükumete bir uyarı vereceğini, Rize'den verilecek ihtarın çok önemli olduğunu kaydederek, 'Bu ihtara Başbakanın bizzat kendisinin ihtiyacı var. İyiliği için kendisinin ihtiyacı var. Bu ihtar Rize'den yapılabilirse Türkiye'nin, Başbakanın kendi şahsi olarak da hayrına olacaktır' ifadelerini kullandı. Akşener, konuşmasının ardından esnafı ziyaret etti, vatandaşlarla görüştü. -'Bana başkanın böyle taktir ettiği söylendi' Akşener, daha sonra bir gazetecinin 4 bakan hakkındaki fezlekeler nedeniyle olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulunu kendisinin yönetmemesiyle ilgili soru üzerine, Meclis Başkanvekillerinin görevlendirilmelerinin, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in görevlendirmesi, kanunlar, kararnameler ve genel sekreterliğin birlikte düzenlediğini belirtti. TBMM Başkanvekilliği kendisinin dördüncü sırada olduğunu ifade eden Akşener, şunları söyledi: 'İlk iki sırada AK Partili başkanvekilleri, üçüncü sırada Güldal Mumcu ve dördüncü sırada ben varım. Meclis kapanmadan önce son oturumu sayın Güldal Mumcu yönetmişti. Doğal olarak sıra bendeydi. Fakat basına verilen bilgi açısından söylüyorum. Bu özel Cumhuriyet Halk Partisi'nin davetiyle olağanüstü bir toplantı olduğu için bir günlük bir görevlendirme yapıldığı bana söylendi. Sayın Sadık Yakut'un görevlendirilmesinin taktir edildiği söylendi. Gelecek meclis açıldığında, ben yöneteceğim. Sıra benimdi ama olağanüstü bir çağrı ile gelindiği için bana başkanın böyle taktir ettiği söylendi.' Akşener, 'Özellikle böylesine hassas bir konuda kasıtlı yapıldığına inanıyor musunuz?' şeklindeki soruya ise 'Ben niyet okuması yapamam ama grup başkanvekilleri bu konuda itiraz ettiler. Sonuçta biz yönetmeye devam edeceğiz. Sistem de devam edecek. Onun için ben bu konuda yorum yapmam' diye konuştu. Milliyet
Meclis'te Okunan Fezleke Başlıklarında Hangi Bakan Neyle Suçlanıyor?
Meclis'te tartışmalara yol açan fezleke oturumunda 4 eski bakan hakkındaki fezlekerin sadece başlıkları okunurken, içeriği AKP'li vekiller ve hükümetin 'soruşturmanın gizliliğini ihlal' iddiasıyla okutulmadı TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısında, dört eski bakanla ilgili hazırlanan fezlekelerin genel hatları ortaya çıktı. Buna göre, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler , Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış , ‘birden çok kez rüşvet almakla’ suçlanıyor. Çevre ve şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar , “Nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin etmek ve görevini kötüye kullanmaktan ’suçlanıyor. Zafer Çağlayan ve Muammer Güler sahte belge düzenlemekten de suçlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’la ilgili fezlekenin başlığı ise ayrı okundu. Eski bakan, ‘nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin etmek ve görevini kötüye kullanmadan’ suçlanıyor. TBMM Genel Kurulu’nda kısa bir bilgi niteliği taşıyan dört eski bakanla ilgili fezlekelerin içerikleri ise hükümetin 'soruşturmanın gizliliğini ihlal ediyor' iddiasıyla kokutulmadı. TBMM Başkanlığı, CMK’nin ‘soruşturmanın gizliliği’ maddesini gerekçe gösterdi. Genel kurula sunumda, fezlekelerin milletvekili incelemesine açılmasının yolu açılmadı. Çevre ve Şehircilik eski bakanı Erdoğan Bayraktar’ın fezlekesi ayrı okunurkeni Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış birlikte okundu. TBMM Genel kurulunda okutulan Çağlayan, Güler ve Bağış’ın fezleke başlıkları şöyle İçişleri eski Bakanı ve Mardin Milletvekili muammer Güler hakkında sahte belge düzenlemek, soruşturmanın gizliliğini ihlal, nüfuz suiistimali ve birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin suçlamalar; ekonomi eski Bakanı ve Mersin Milletvekili Mehmet Zafer Çağlayan hakkında 5607 sayılı kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet, resmi belgede sahtecilik, birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin suçlamalar ve Avrupa Birliği eski Bakanı ve İstanbul milletvekili egemen Bağış hakkında birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin suçlamalara yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 27.02.2014 tarihli ve 2013/20764 C.M sayılı üst yazısı ve ekleri anayasanın 100. Maddesine göre gereği yapılmak üzere 28.02.2014 tarihinde Başkanlığımıza intikal ettirilmiştir. Bilindiği gibi, Anayasa’nın 100. Maddesi uyarınca Meclis Soruşturması açılması TBMM Üye tamsayısının en az onda birinin (55) vereceği bir önerge ile istenebilir. Böyle bir önerge olmadan TBMM Başkanlığının anılan yazı ile ilgili olarak Meclis Soruşturmasına ilişkin re’sen bir işlem başlatması mümkün bulunmadığından gereğinin tayin ve takdiri Yüce Heyetin Bilgilerine sunulur. Bayraktar için ayrı fezleke Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’la ilgili fezleke okundu. Eski bakan, ‘ nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin etmek ve görevini kötüye kullanmadan’ suçlanıyor. Genel Kurulda, oturumu yöneten sadık Yakut, Başkanlığın sunuş bölümünde önce Çevre ve Şehircilik eski bakanı Erdoğan Bayraktar’ın fezlekesini okuttu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in imzasıyla Genel Kurul’un bilgisine sunulan Bayraktar’ın fezlekesi şöyle: “Çevre ve Şehircilik eski bakanı ve Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar’ın nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin etiği ve görevini kötüye kullandığına ilişkin suçlamalara yönelik İstanbul Cumhurilet Başsavcılığı’nın 27.07.2014 tarihli ve 2013- 20765 C. M sayılı yazısı ve eki Anayasa’nın 100.maddesine göre gereği yapılmak üzere 28.02.2014 tarihinde Başkanlığımıza intikal ettirilmiştir. . Bilindiği gibi, Anayasa’nın 100.maddesi uyarınca Meclis soruşturması açılması, TBMM’nin üye tam sayısının en az onda biri (55 üye) vereceği bir önerge ile istenebilmektedir. Böyle bir önerge olmadan, TBMM Başkanlığı’nın anılan yazı ile ilgili olarak Meclis soruşturmasına ilişkin resen bir eşlem başlatması mümkün olmadığından gereğinin tayip ve takdiri yüce heyetin bilgilerine sunulur”. Hülya Karabağlı / T24