Görüş Bildir

çalışma saatleri Haberleri

çalışma saatleri ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. çalışma saatleri ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Gelişen Dünya Koşulları, Yeni Yaşam ve Çalışma Ortamı Baş Dönmesini Tetikliyor
Her geçen gün hayata daha çok dahil olan yeni yaşam ve çalışma koşulları, yıkıcı hızıyla sağlığı da tehdit ediyor. Pandemiyle birlikte artan çalışma saatlerinin yanı sıra yoğun yaşam koşulları, vertigoyu tetikliyor. Uluslararası Vestibüler Derneği, Dünya Vertigo Farkındalık Haftası’nda “Vertigoya Yön Ver” diyerek, baş dönmesi yapan hastalıkların önceliklerinin nasıl değiştiğine dikkat çekiyor.  Uluslararası Vestibüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Özgirgin, Uzun çalışma saatleri, yoğun teknoloji kullanımı, stres ve uykusuzluğun tetiklediği vertigo, yaşam kalitesini düşürüyor” diyor.Denge sorunu ve baş dönmesi şikayetiyle ortaya çıkan vertigo, kişinin yaşam kalitesini yüzde 80 oranında düşürüyor. Uluslararası Vestibüler Derneği, Dünya Vertigo Farkındalık Haftası’nda “Vertigo’ya Yön Ver” parolasıyla hastalığa dikkat çekiyor.
Dijital Platformlar Ekonomisi: Gig Ekonomi ve Çalışma Biçimlerindeki Değişim
Dijital platformlar, son yıllarda giderek artan bir öneme sahip olan bir ekonomik yapıdır. Bu yapı, geleneksel iş modellerini değiştirerek çalışma biçimlerinde köklü bir değişime yol açmıştır. 'Gig ekonomisi' olarak adlandırılan bu yeni çalışma modeli, bireylerin çeşitli görevleri serbest çalışma veya kısa süreli işlerle gerçekleştirdiği bir yapıyı ifade eder.
20 Soruda Kadının Yasal Hakları
Prof. Dr. Şükran Şıpka, kadınların toplumsal yaşamda ve özellikle aile hayatında karşısına çıkan sorunlarla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda yasal haklarını anlattı. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka, kadınların, kadın olarak, insan olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hakları olduğunu belirterek, “Her şeyden önce bu haklarımız Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na dayanıyor. Bu nedenle öncelikle kadın olarak anayasal haklarımızı bilmemiz gerekiyor” dedi. Prof. Dr. Şıpka, “Aslında tam olarak yeterli olmasa da Anayasal ve yasal olarak kadınlarımızı koruyan birçok düzenlemeye sahibiz. Önemli olan, mevcut bu haklarınızı kullanmanız ve toplum içerisinde sesinizi çıkarmaktan ve yasal yollara başvurmaktan çekinmemenizdir” şeklinde konuştu. Şükran Şıpka kadınların toplumsal yaşamda ve özellikle aile yaşamındaki sorunlar karşısında sahip olduğu 20 yasal hakkı anlattı. 1-Eş ya da çocuklara yönelik şiddet suç mudur? Türk Ceza Kanunu, eşe ya da çocuklara yönelik fiziksel şiddeti, vücut dokunulmazlığına karşı suçlar olarak niteliyor. Aile bireylerinden biri olmak, diğerinin şiddet göstermesine haklılık kazandırmaz. Aksine Türk Ceza Kanunu, şiddet fiillerinin aile bireylerine karşı işlenmesini cezayı ağırlaştıran bir sebep olarak kabul ediyor. Şiddet fiilinin ağırlığına göre sıralamak gerekirse, Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesine göre eşe veya çocuklara karşı kasten öldürme fiili işlenirse fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. 2- Aile içinde gördüğünüz kötü muamele veya şiddete karşı ne yapabilirsiniz? 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre; şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan ya da şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişi, en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna, Cumhuriyet Savcılığı’na, Aile Mahkemesi Hâkimliği’ne, Kaymakamlığa veya Valiliğe başvurmalıdır. Ayrıca, şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı halinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. 3- Cinsel saldırıya uğramak nedir ve eşin cinsel saldırısı da cezalandırılır mı? Cinsel saldırı eyleminin eşten gelmesi onun ceza almasını engellememektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesi cinsel saldırı eyleminin evlilik birliği içinde gerçekleşmesi halini, şikayete bağlı bir suç olarak kabul etmektedir. Bu durumlarda kadınlar susmamalı ve eşlerinden gelen kabul edilemez derecede cinsel saldırıları da mahkemeye taşımalıdırlar. 4- Cinsel tacize uğruyorsanız, özellikle bu taciz iş yerinizde gerçekleşiyorsa ne yapmalısınız? Türk Ceza Kanunu, işyerinde cinsel taciz eylemini, bu eylemin, nitelikli hali olarak tanımlamıştır. Kanun, çalışma yaşamı içinde bulunan bir kişinin, işyerinde, hiyerarşi ve hizmet ilişkisinin yarattığı güçten ya da aynı iş yerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak, diğer çalışana cinsel tacizde bulunması halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağını belirtmektedir. (TCK:105/2) 5- Çocuğunuz cinsel istismara uğramışsa? Cinsel istismarın, on beş yaşını tamamlamamış ya da on beş yaşından yukarı olsa da uğradığı saldırının anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda da ceza yarı oranında artırılır. (TCK:103/1) Cinsel istismarın, üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan veya kayın hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde de verilecek ceza, yarı oranında artırılır. (TCK:103/3) 15-18 yaş arasındaki çocuklarla zor kullanmadan, yani cebir, tehdit ve hile olmaksızın, cinsel ilişkide bulunan kişi de şikayet edilmesi halinde cezalandırmaya tabi tutulur. (TCK:104) 6- Tecavüzcü, mağdurla evlenerek cezadan kurtulabilir mi? Tecavüzcünün mağdurla evlenerek cezadan kurtulması bugün artık Türk hukukunda yer almayan, geçmişte kalmış bir uygulama. 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ile bu uygulama yürürlükten kaldırıldı. Bu nedenle, tecavüzcü ile mağdur arasından sonradan bir evlilik ilişkisi kurulmuş olsa bile, fail yine de cezalandırılmaktan kurtulamaz. 7- Bekaret kontrolü yasal mıdır? Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi böyle bir karar olmaksızın yapan kişi cezalandırılır (TCK md. 287). Bu nedenle kanunda belirlenen yetkili hâkim ve savcı dışında kalan, sözgelimi okul veya yurt müdürü gibi kişiler tarafından böyle bir fiilin işlenmesi halinde, bu kişiler cezalandırılır. Ancak, bulaşıcı hastalıklar nedeniyle kamu sağlığını korumak amacı ile kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler için bu madde hükmü uygulanmaz. Bu düzenlemede eksik olan yan, bu tür muayeneler için mağdurun rızasının aranmamış olmasıdır. 8-İstemediğiniz bir evliliğe zorlanabilir misiniz? 1 Ocak 2002 yılında yürürlüğe giren, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre; hiç kimse zorla evlendirilemez. 17 yaşını doldurmuş olsa da kişi 18 yaşına kadar kanun önünde küçük sayılır. Kişi küçük de olsa öncelikle kendi izni alınır. Evlenmek istemeyen kişi, zorlandığı durumda savcılığa suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca zorla evlendirilen kişi Türk Medeni Kanunu’nun 149, 150 veya 151. maddelerine dayanarak evliliğin iptali davası açabilir. 152. maddeye göre bu dava, öğrenmeden itibaren 6 ay ve evlenme tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde açılmalıdır. 9- Resmi nikah olmaksızın dinsel törenle evlenmenin sonuçları nelerdir? Türk Ceza Kanunu’nun 230. Maddesine göre, aralarında evlenme akdi ya da resmi nikah olmaksızın dini nikah yaptıranlar ve yapanlar hakkında hapis cezası söz konusu olur. Bu durumdaki kişiler resmi nikah yaparlarsa kamu davası ve hükmedilen ceza ortadan kalkar. Ayrıca resmi nikah olmaksızın dini törenle evlenenler, eşlerinden kalan mirasta pay sahibi olamayacakları gibi, fiili birlikteliğin sona ermesi halinde evliliğin sona ermesi hükümlerinden de yararlanamazlar. 10- Evlilik birliği içerisinde haklarınız ve görevleriniz nelerdir? Her şeyden önce evlilik birliği içerisinde eşinizle eşit haklara sahipsiniz. Medeni Kanun’un 186. maddesi uyarınca eşler evlilik birliğini birlikte yönetirler. Artık aile reisliği kavramı Medeni Kanun’dan çıkarılmış bulunuyor. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. Çalışıyor olmasanız bile ev içindeki emeğiniz aile geçimine katkı olarak değerlendirilir. Evlilik içerisinde verilecek kararlarda eşinizle eşit oy hakkına sahipsiniz. Bu nedenle çocuklarla ilgili olarak verilecek kararlarda da eşlerin ortak hareket etmesi gerekiyor. Eğer velayeti kullanırken eşler arasında anlaşmazlık çıkarsa, anlaşmazlığın çözümü konusunda Aile Mahkemesi’ne başvurabilirsiniz. Eşler ailenin oturacağı konutu tek başına seçme hakkına sahip değildir. Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu satamaz veya üzerine ipotek koyduramaz.(MK. 194. madde) Eğer oturduğunuz ev eşinizin adına kayıtlı ise ve satılmasını istemiyorsanız, tapu kütüğüne aile konutu şerhi koydurtarak evin satışını engelleyebilirsiniz. Bu şerh, ilgili tapu müdürlüğüne yapacağınız yazılı başvuru (dilekçe) ile konulabileceği gibi, Aile Mahkemesine yapacağınız başvuru sonucunda, mahkemece de konulabilir. 11- Evlenmeden önceki soyadınızı evlendikten sonra da kullanabilir misiniz? Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine göre, kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Evlenirken bu hakkını kullanmayan kadın, daha sonra her zaman bu işlemi yaptırtabilir. 12- Eşiniz çalışmanızı engelleyebilir mi? Yeni Medeni Kanun’un 192. maddesine göre; “Eşlerden her biri meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.” Yani, çalışmak isteyen kadın, kocasından izin almak zorunda değildir. Ancak çalıştığı işin niteliği, çalışma saatleri, çalışma yeri gibi bazı nedenler, evlilik içinde tartışmalara sebep oluyorsa ve objektif olarak evlilik birliğini sarsıcı nitelikte görülebilirse, bu durum kadın eş aleyhine sonuçlar doğurabilir. 13- Eşiniz, Aile Hukuku’ndan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa ne yapabilirsiniz? Medeni Kanun’un 195. maddesi uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin (Aile Mahkemesi) müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aile bireylerinin karşılıklı olarak bakım, eğitim, destek olma yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler şikayet üzerine 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi eşin yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak üzere, Aile Mahkemesine başvurarak tasarruf yetkisi de sınırlanabilir. 14- Ailenizin ekonomik varlığını tehlikeye düşürecek işlemlere karşı önlem alabilir misiniz? Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak üzere eşinizin malları üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için Aile Mahkemesine başvurabilirsiniz (MK.m.199). Örneğin, sürekli kumar oynayan ve evine bakmayan, mallarını satarak dışarıda tüketen, başkalarına yediren, ya da başkaları lehine kefil olup borçlanan eşinize karşı böyle bir dava açarak, Aile Mahkemesinden tedbir talep edebilirsiniz. Bu durumda eşiniz, sizin onayınız olmadan, malları üzerinde tasarruf edemez, onları satamaz, tüketemez. 15- Boşanma sebepleri nelerdir? Eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Medeni Kanun’un 166. maddesinde bu boşanma nedeni “Evlilik birliğinin sarsılması” olarak tanımlanmıştır. Bu, halk arasında “şiddetli geçimsizlik“ olarak bilinen, genel boşanma sebebidir. Bunun dışında Medeni Kanun’da özel boşanma sebepleri sayılmıştır: Zina, Hayata Kast (öldürmeye teşebbüs etme), Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (şiddet uygulama, ağır hakaret vb.), Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (örneğin yüz kızartıcı bir suç işleme, cinsel sapkınlıklar, ayyaşlık, kumar bağımlılığı vb.), Terk (bir eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmesi) ve Akıl Hastalığı (her akıl hastalığı değil, evlenmesinde sakınca olan akıl hastalıkları) özel boşanma sebepleridir. 16- Boşanmanın mali sonuçları nelerdir? Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, boşanmada daha fazla kusurlu olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir. Ayrıca şartları gerçekleşmişse, boşanmada kusurlu olan taraftan maddi ve manevi tazminat istenmesi de söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına da katılmak zorundadır. Buna da iştirak nafakası denir. Ayrıca boşanma sonucunda, eşler farklı bir mal rejimi kabul etmemişlerse, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi de -aşağıda belirtileceği gibi- istenebilecektir. 17- Evlilikte mal rejimi (evlilik mallarının paylaşımı) nasıldır? Yeni Medeni Kanun’un 1 Ocak 2002′de yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yasal mal rejimi, “edinilmiş mallara katılma” rejimidir. Eşler noterde yapacakları bir sözleşme ile ya da evlenme başvurusu sırasında tarafların yapacakları yazılı bir bildirimle farklı bir mal rejimi kabul edebilirler. Bu nedenle evlenme başvurusu yaparken kadının neye imza attığını bilmesi çok önemlidir. Ancak seçilebilecek olan mal rejimi, kanunda belirtilenlerle sınırlıdır. Bunlar; Mal Ayrılığı, Paylaşmalı Mal Ayrılığı ve Mal Ortaklığıdır. Eğer eşler bu rejimlerden birini seçmemişse, yasal mal rejimi sayılan “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”ne tabidirler. 18- Boşanma sonucunda çocuk üzerindeki velayet hakkı ne olacaktır? Boşanma davası devam ederken hâkim, hangi tarafın çocuğa daha iyi bakabileceğine inanıyorsa velayeti ona verir. Boşanma kararı ile birlikte, velayet hakkına sahip olmayan tarafla çocuğun ilişkisinin nasıl olacağına da tarafların anlaşamaması halinde, hâkim karar verecektir. Ancak ülkemizde daha çok, velayet hakkı anneye verilmektedir. Özellikle ana bakımına muhtaç olan çocuklar anne yanında bırakılmakta, baba ile çocuk arasında kişisel görüşme hakkı da yine hâkim kararı ile belirlenmektedir. Çalışan anne söz konusu olduğunda, genellikle babaya 15 günde bir hafta sonu görüşme hakkı tanınmaktadır. Birden fazla çocuk söz konusu ise, Yargıtay’ın kararları gereğince, mümkün oldukça kardeşler birbirinden ayrılamaz ve velayetleri birlikte anneye veya babaya verilir. Mahkeme velayeti düzenlerken, ayırt etme gücüne sahip olan çocukların (genellikle 11 yaş sonrası) görüşünü almak zorundadır. 19- Boşanan kadın eski eşinin soyadını kullanmaya devam edebilir mi? Boşanma halinde kadın, eşinin soyadını kaybeder ve evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Bu durumda resmi kimliklerini yeni soyadına göre yenilemesi gerekir. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta haklı menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, boşandığı kocasının soyadını taşımasına izin verir. Boşanma davası esnasında bu talep edilmese bile, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde aynı mahkemeden boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin istenebilir. 20- Kadının yeniden evlenmek için bekleme süresi nedir? Kadın, önceki evliliğinin ölüm, iptal ve boşanma nedeniyle sona ermesinden başlayarak 300 gün geçmedikçe yeniden evlenemez. Bu düzenleme ile azami hamilelik süresinin geçirilmesi ve böylelikle doğacak çocuğun soy bağının karışmaması hedefleniyor. Ancak, bu bekleme süresinden önce evlenmek isteyen kadın, Aile Mahkemesine bir dilekçe ile başvurarak önceki evliliğinden hamile olmadığının tespitini ve evliliğine izin verilmesini isteyebilir.
Uykusuzluk 'Beyin Hücresi Öldürüyor'
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre yeterince uyumamak sanılandan daha ciddi sonuçlara yol açabiliyor ve beyin hücrelerinde daimi kayba neden olabiliyor. Nöroloji Dergisi adlı bilimsel yayında yayımlanan çalışmada fareler üzerinde yapılan araştırmada uzun süre uykusuz kalmanın beyin belli yerlerinde hücrelerin yüzde 25'inin ölümüne yol açtı. ABD'li uzmanlar aynı durumun insanlarda da geçerli olması halinde, kaybedilen uykuyu almaya çalışanın boşuna bir çaba olduğunu vurguluyor. Uzmanlar bir gün beyni uyku kaybının yarattığı hasara karşı koruyacak bir ilaç geliştirmenin de mümkün olduğunu düşünüyor. Pennyslvania Tıp Fakültesi'nde yapılan araştırmada, günümüzde gece mesaileri ve uzun çalışma saatleri gibi insanlarda en sık görülen uyku kaybı nedenleri laboratuvar ortamında fareler üzerinde uygulandı. Gece çalışanlarda sık görülen uyku düzeni, üst üste üç gece mesaisi ve 24 saat içinde dört ya da beş saat uyku, farelere uygulandı ve farelerin beyin saplarındaki hücrelerin yüzde 25'ini kaybettiği görüldü. Uzmanlar bu araştırmanın uykusuzluğun beyin hücresi kaybına neden olabileceğine dair ilk kanıt olduğunu söylüyor. Uyku sağlığı ve Nöröloji Uzmanı Prof Sigrid Veasey BBC'ye yaptığı açıklamada, 'Uyku kaybının geri döndürülemez hasara yol açtığına dair kanıt var' dedi ve şimdi bir sonraki adımın farklı mesailerde çalışan işçilerde de beyin hücresi kaybı olup olmadığının araştırılması olduğunu söyledi. Uzmanlar uzun vadede uykuyla vücudun yenilenmesinde rol oynayan doğal bir kimyasalı arttırarak beyin hücrelerini koruyan bir ilaç geliştirilebileceğine inanıyor.BBC
Tatil ve Turizm Cenneti ''Miami''
Miami deyince birçok şey geliyor insanın aklına. Deniz-kum-plaj üçlüsü, 50 Cent klibi kızları, paten kayan kızlar, Will Smith, hatta tuhaf bir biçimde, televizyonun üzerimizde bıraktığı kontrol edilemez etki nedeniyle Sibel Can’ın evi. Şaka bir yana, aynen kafada yarattığı bu karışıklık gibi, her şeyden biraz bulabileceğiniz bir şehir Miami. Kişisel fikrimi sorarsanız, oldukça eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir yer.
Damacana Sular 'Elektronik Takip' Altına Giriyor
Sağlık Bakanlığı, içme sularında kullanılan damacanaların, üretiminden kullanım süresi doluncaya kadar geçen süre içinde hijyen, su kalitesi ve güvenliğini kontrol altına alabilmek için 'elektronik takip' başlatıyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı Çevre Sağlığı Daire Başkanı Hüseyin İlter, içme suyu nda hijyen ve güvenilirliğin sağlanabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapıldığını ve son aşamaya gelindiğini söyledi. Bu alana ilişkin 2013 yılının başında bir yönetmelik yayımlandığını, damacana ların takibine kurallar getirildiğini ve işletmelere yapılan takiplerin sıklaştırıldığını belirten İlter, damacanaların artık üretim aşamasından ömrünün bitimine kadar olan tüm aşamaların elektronik olarak takip altına girdiğini ifade etti. İlter, elektronik takip yapılabilmesi için öncelikle özel bir yazılım geliştirildiğini anlatarak, damacana takip sisteminin 4 aşamadan oluşacağını bildirdi. İlk aşama olan Ambalajlı Su Takip Programı kapsamında, ambalajlı su firmalarına ilişkin tüm bilgilerin takip altında olacağını vurgulayan İlter, 'Sistem sayesinde firma bilgileri alınabilecek, kaynak, depo, su, isale hattı ve imalathane bilgileri coğrafi bilgi sisteminde takip edilebilecek. İşletmenin çalışma saatleri, analiz sonuçları ve denetim bilgileri alınabilecek' dedi. İlter, programın kullanıma açıldığını ve veri girişlerinin devam ettiğini dile getirdi. İkinci aşamada damacanaların yıkama suyu sıcaklığının takip edildiğini anlatan İlter, sürece ilişkin şu bilgileri verdi: 'Dolum tesisinde damacanaların yıkanmasında kullanılan suyun sıcaklığı online olarak takip edilecek. Yıkama sularının 55-70 derece arasında olması gerekiyor. Önceden yerine giderek kontrol yapılıyordu, şimdi ise oraya yerleştirilecek sensör sayesinde suyun sıcaklığı istediğimiz zaman aralıklarıyla merkezimize suyun sıcaklık değerlerini gönderecek. Böylece, mikrobiyolojik kirlilik azalacak. Üçüncü aşamada da iletkenlik ve debi takibi yapılacak. Buralara konulacak sensör sayesinde kaynak ve imalathanede suyun pH, iletkenlik ve debisi karşılaştırılacak ve bu sayede kaçak kaynak kullanımı önlenecek. Son aşamada da damacanaların kaç yıl kullanıldığı ve kaç kez dolum yapıldığı çip yöntemi ile gerçekleştirilecek.' Bunlarla ilgili çalışmaların yapılan protokol sonrasında TÜBİTAK ile yürütüldüğünü aktaran İlter, 'Bir aksilik olmazsa nisan ayı sonlarına doğru kaynak ve imalathanede kullanılacak sensörlerin özelliklerini açıklayacağız ve firmalar da bir yıl içerisinde bunları yerleştirecekler. Sıcaklık ölçümleri için geçerli olacak sensörler için özellikler de yine nisan ayı sonunda açıklanacak' diye konuştu. İlter, damacanaların uygunsuzluğu durumunda ciddi idari para cezalarının getirildiğinin altını çizerek, 'Bunlar, aktif olarak da uygulanmaya başlandı. Örneğin, bir damacanın piyasa denetiminde numune alınıyor. Bunda mikrobiyolojik kirlilik tespit edildiğinde tek bir seri için 15 bin lira idari para cezası uygulanıyor' dedi. Sabah
İş Yerinde Diyet Yapmak İçin Öneriler
İş yerinde diyet yapmak , kilo verme yolundaki en zorlu dönemeçlerden biri denebilir. Genelde masa başı çalışıyorsanız, çalışma saatleri boyunca hareketsiz kalan vücuda giren besinlerin kiloya dönüşmemesi için ayrıca çok dikkat etmek gereklidir. İşyerinizde sağlıklı beslenmenize ve diyetinizi bozmamanıza yardımcı olacak 8 noktayı sizlerle paylaşıyoruz. Yağ oranı yüksek çikolataları, tuzlu bisküvileri çekmecenizden mutlaka uzaklaştırın. Badem, ceviz gibi sağlıklı atıştırmalıkları ve kuru kayısı kuru üzüm gibi sağlıklı tatlıları tercih edin ;
İsveç Mesaileri 6 Saate Düşürüyor!
Göteborg'da belediye meclisi, belediye çalışanlarının maaşlarını sabit tutarak mesai saatini 6'ya düşürmeye karar verdi. Belediye çalışanlarının performansı bir yıl boyunca takip edilecek İsveç'in ikinci büyük kenti Göteborg'da belediye meclisi, bünyesindeki personelin maaşlarını sabit tutarak günlük çalışma süresinin 6 saate düşürülmesini teklif etti. Solcu Sosyal Demokrat ve Yeşiller partisi koalisyonuyla yönetilen belediye meclisi tarafından yapılan teklife göre, 1 yıllık deneme süresi boyunca, haftalık çalışma saatleri 30'a düşen departmandaki personelin performansı yakından takip edilecek. Yine aynı belediye içindeki başka bir departman ise çalışma saatleri değiştirilmeden göreve devam ettirilecek ve bu birim, kontrol grubu olarak kullanılacak. 'Şanssız' grupla kıyaslama yapılacak Deneme süresi sona erdiğinde, her iki gruptaki personelin hastalık yüzünden işe gelmeme, ruhsal ve fiziksel olarak nasıl hissettikleri gibi kriterler üzerinden bir değerlendirme yapılacak. Çalışma saatleri düşürülen grup diğerine göre daha olumlu grafik sergilediyse, aynı uygulama diğer departmanlarda da başlatılacak. 6 saat de çalışsalar 'yorgunuz' demişlerdi D aha önce dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan benzer denemelerde, çalışma saatleri 6'ya düşürülse bile personelin yine yorgunluktan şikayetçi olmaya devam ettiği, bunun da kısa ve uzun vadede verim düşüklüğüne yol açtığı ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla, sistemin daha önceki denemeleri, sosyal baskılara ve 'düşük çalışma saatleri personeli tembelleştirir' kanısına yenik düşüp rafa kaldırılmıştı. Muhalefet: seçim öncesi popülist uygulama Göteborg Belediyesi'nde ana muhalefet konumunda olan Ilımlı Parti, bu denemenin 2014 yerel seçimleri öncesinde Sosyal Demokrat ve Yeşiller'in 'aldatıcı ve popülist oyunu' olarak nitelendirdi.T24
Memurların Mesai Saatlerine Yeni Düzenleme
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan kamuda fazla çalışma genelgesine göre, kamu görevlilerine, belli bir sürede bitirilmesi gereken, zorunlu ve istisnai haller bulunmadığı sürece, günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma yaptırılmayacak. Resmi Gazetede yayımlanan genelgeye göre, Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme'de varılan mutabakat çerçevesinde, fazla çalışma uygulamalarıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları bu genelgede belirtilen konulara özenle riayet edecek. Kamu görevlilerine, belli bir sürede bitirilmesi gereken, zorunlu ve istisnai haller bulunmadığı sürece, günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma yaptırılmayacak. Fazla çalışma yaptırılmasının gerektiği zorunlu ve istisnai hallerde, fazladan çalışılan süreye ilişkin ücret, ilgili mevzuatı çerçevesinde ödenecek.İlgili mevzuatı gereği fazla çalışma karşılığı ücret ödenememesi durumunda ise söz konusu kamu görevlilerine, başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesi ile 2009/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi'nin ilgili maddesi olmak üzere tabi oldukları mevzuat hükümleri çerçevesinde, yaptırılacak fazla çalışmanın her sekiz saati için bir gün hesabı ile izin verilecek. Ancak bu suretle verilecek iznin en çok on günlük kısmı yıllık izinle birleştirilerek yılı içinde kullandırılabilecek.