Görüş Bildir
Haberler
Yasin Börü Davası 25 Kasım'a Ertelendi

Yasin Börü Davası 25 Kasım'a Ertelendi

ATKN
05.10.2015 - 14:08 Son Güncelleme: 06.10.2015 - 00:26

Diyarbakır'da Kobani’ye destek için geçen yıl 6-7 Ekim tarihlerinde düzenlenen sokak gösterilerinde Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) üyesi Yasin Börü ile 3 arkadaşının öldürülmesiyle ilgili dava Ankara’da görüldü.  Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklar suçsuz olduklarını savunurken, Yasin'in babası Fikri Börü, 'Kurban eti dağıtan çocuğumu aşağı attılar, yaktılar, yetmedi arabayla üzerinden geçtiler, Demirtaş ve Kışanak'tan şikayetçiyim' dedi. Ara kararı açıklayan mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan birinin tahliyesine karar vererek, duruşmayı 25 Kasım'a erteledi. 

İçeriğin Devamı Aşağıda

Ankara 10. ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemelerinin birleştirilen salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Mecnun Akkoyun, Sedat Çoban, Ali Güler, Hasan Uyanık, Mahsun Kurt, Ahmet Tura, Uğur ve Ümit Doğanay, Abdurrahman Turan, Abdurrahim Pamuk, Abdurrahman ve Abdulvahap Turan, Hasan Aldemir, Cihan Yıldız, Burhan Dicle, Remzi Özşan, Mehmet Şah Yüce, Ali Karakurt, Rıdvan Baş, Mehmet Çağlar, Resul Savur, Erkan Balaban ve tutuksuz sanık Ahmet Biçici ile Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Tutuklu sanıklar Hasan Okçu ile Ahmet Tanrıverdi de duruşmayı bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla izledi.

Adliye önünde toplandılar

Adliye önünde toplandılar

Dava nedeniyle Ankara Adalet Sarayının önünde HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun da bulunduğu bazı parti yöneticileri, maktul ve yaralı yakınları ile Milli Türk Talebe Birliği toplandı.

Mahkeme Başkanı Musa Yeşil, 'Dava kamu güvenliği gerekçesiyle geldi. En ufak mahkemenin huzurunu bozacak davranış olduğunda kapalılık kararı veririm' uyarısında bulundu. 

İki salon birleştirildi

Duruşma, katılımın yüksek olması nedeniyle 10 ve 11. Ağır Ceza Mahkemesi salonları birleştirilerek görüldü. Müşteki aileleri ile sanıkların bir araya gelmemesi için, taraflar ayrı salona alınarak, aralarına çevik kuvvet tarafından barikat kuruldu. Kimlik tespiti sırasında bazı sanıkların Kürtçe cevap vermesi üzerine Mahkeme Başkanı, gelecek duruşmalarda Kürtçe tercüman bulundurulacağını söyledi.

'Önceki ifadem baskı altında alındı'

Kimlik tespitinin ardından iddianamenin dayanağını oluşturan ifadeleri veren iki sanık, önceki ifadelerini geri çekti. Sanık Mecnun Akkoyun, daha önce verdiği ifadeyi kabul etmediğini belirterek, “Emniyette polis, bazı dosyalar verdi. İmzala dedi. İmzalamazsan aileni öldürürüz diye tehdit ettiler. Tehdit ve şantaj yaptılar. Sanıkların hiç birini tanımıyorum. Sanıkları daha önce teşhis ettiğime ilişkin ifadem baskı altında alındı. Benim verdiğim ifade nedeniyle kimse boşu boşuna yatmasın” diye konuştu.

'Teşhis yapmışım gibi tutanak tuttular'

Sanık Sedat Çoban da sanıkların bazılarının mahalleden arkadaşı olduğunu ancak olaylara karıştıklarını görmediğini belirterek, “Ben kimseyi teşhis etmedim. Ancak, Emniyette sanki teşhis yapmışım gibi tutanak tuttular. Ben bu işleme itiraz ettim. Ancak oradaki polis, bana mahkemede ‘polis böyle yaptı’ dersin dediler. Ben ifademi düzeltilmesini istedim. Ancak yapmadılar. Ben olaylara karışan kimseyi görmedim. Ben sadece olay saatinde olayın yaşandığı apartmanda oturan amcamın evine gelmiştim” diye konuştu.

'Başka suçlarda kayıtları olanların üzerine yıkılıyor'

Sanıklardan Dicle Üniversitesi öğrencisi Abdulvahap Turan da ifadesinde, “4 gencin öldürülmesine ilişkin görüntüleri izledim. Bunun bir canilik olduğunu düşünüyorum. Olaylardan sonra bir ifaden var denilerek çağrıldım. Savcılıkta, bu olayla suçlandığımı öğrendim. Hiçbir örgüte sempatim yok. Düşüncem, polis olayların asil faillerine ulaşamadı. Poliste çeşitli suçlarda kaydı olan kişilerin üzerine bu olayı yıkmış durumda” diye konuştu. 

İfadesi alınan diğer sanıklar da suçlamaları reddetti.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Yasin Börü ile 3 arkadaşının öldürüldüğü gece

'HDP yetkililerinden Demirtaş ve Kışanak'tan şikayetçiyim'

Müştekilerden Fikri Börü, öldürülen Yasin Börü'nin babası olduğunu belirterek, 'Çocuklarımız 6-7 Ekim olaylarında Kurban Bayramı eti dağıtıyordu. 'Onlar IŞİD'li' diye bizim çocuklara saldırdılar. Çocuklarımızı evde dövüp, aşağı attılar, yakmaya kalktılar, yetmedi arabayla üzerilerinden geçtiler. Devlet kimin yaptığını daha iyi biliyor, şikayetçiyiz. Kim çocuğumu o hale sokmuş ise. Özellikle HDP yetkililerinden Selahattin Demirtaş, Gülten Kışanak'tan şikayetçiyim. Onlar karar alarak çocukları sokağa döktüler. Sizin de çocuğuz var? Ben çocuğumu iki gün aradım. Morgda ayağında bir ben vardı oradan tanıdım. İyi bir adalet istiyorum. Şikayetçiyim' diye konuştu.

Maktullerden Hasan Gökguz'un babası Mehmet Gökguz, sanıkların tamamından şikayetçi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

'Onlar sokağa çıkın demeseydi, bu olaylar olmazdı'

'Hepsinden şikayetçiyim. Olay saat 06.00'da oldu. Oğlum bana telefon açtı. Uğur 5 sene dağda kalmış. Oğluma sıkan kendisidir. Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş'tan davacıyım, kim suçluysa, azmettiriciyse. Onlar sokağa çıkın demeseydi, bu olaylar olmazdı. Şimdi niye çıkmıyorlar? İki yetim benim boynumdadır. Ben 60 yaşında bir adamım. Bu yetimlere nasıl bakacağım?'

'Ne yaptık da bu kadar vahşeti yaptılar?'

Müştekilerden Nihat Güneş, olaylarda hayatını kaybeden Riyat Güneş'in kardeşi olduğunu belirterek, 'Aklım almıyor, ne yaptık da bu kadar vahşeti yaptılar? HDP yöneticilerinden şikayetçi olduk. Ama hiçbirinin ismi zikredilmemiş. Şikayetçiyim. Diyarbakır'da hiç bir esnaf dükkan açmazken bunlar dışarı çıkıp esnaftan alışveriş yapıyor, ekmek, sigara alıyor' ifadesini kullandı. 

Maktullerden Ahmet Dakak'ın babası Öztekin Dakak, şöyle konuştu:

'Komşunun etini dağıtmak için çıktılar. Benim çocuğum belki onların ailesine götürüyordu eti. Bunlar çocuklarımızın elinden eti aldılar, öldürdüler. Bunlar planlı şekilde. Ben, ekmek bulamadım. Aç kalarak çocuğumun cesedini görmeye gittim. Her gün televizyondan o kılıcı kaldırarak vuranları izledim. O kılıcın kalktığı indiği anı unutamıyorum. Bir sırtlan, aslan avını boğar, sonra parçalar. Erkekseler 'ben yaptım' derler. Şikayetçiyim. HDP'li yöneticilerinden şikayetçiyim Selahattin Demirtaş ile Gülten Kışanak’tan şikayetçiyim.'

HDP'liler hakkında suç duyurusu istendi

Bazı müşteki avukatları, HDP yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Cumhuriyet savcısı, sanıkların olay günü başkaları ve birbiriyle yaptıkları görüşmelere ilişkin HTS kayıtlarının istenerek, Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderilmesini talep etti.

Olaya ilişkin dosyadaki görüntülerin kriminal incelemeye gönderilmesini ve bir dahaki celse gizli tanıkların dinlenmesini isteyen savcı, 'olayın azmettiricisi siyasetçiler hakkında ek iddianame tanzim edilmesi talebini, mevcut kanunda ek iddianame konusunun düzenlenmediği ve bu konuda soruşturma yapma yetkisi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında olduğu' gerekçeleriyle reddi talebinde bulundu.

Bazı tutuksuz sanıkların tutuklanması taleplerinin reddini isteyen savcı, tutuklu sanıklar Sedat Çoban, Abdulvahap Turan, Rıdvan Baş ve Burhan Dicle'nin, adli kontrol şartıyla tahliyelerini istedi.

Mahkeme heyeti ara kararı açıkladı

Mahkeme Başkanı Musa Yeşil'in açıkladığı ara karara göre, müdahillik talepleri kabul edilirken, bazı sanıkların cep telefonu sinyal ve görüşmelerine ilişkin HTS kayıtlarının istenmesi kararlaştırdı. 

Dosyadaki görüntü kayıtlarının netleştirilmesi, sanıkların fotoğraflarının çekilmesi ve fotoğraflar ile görüntülerin bilirkişiye verilerek, rapor alınmasını kararlaştıran heyet, yakalamalı sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesine karar verdi.

Tutuklu sanıklardan Burhan Dicle'yi tahliye eden heyet, diğer tutukluların bu durumlarının devamına hükmederek, duruşmayı 25 Kasım 2015 tarihine erteledi.

DHA ve AA

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
3
1
0
0
0
0