Görüş Bildir
Haberler
Sanatta Ülkemizi Bir Tık Öteye Taşıyıp Bizi Gururlandıran 10 Önemli An

Sanatta Ülkemizi Bir Tık Öteye Taşıyıp Bizi Gururlandıran 10 Önemli An

Sanat bir toplumun var olmasını, gelişmesini, ayakta kalmasını sağlayan en önemli olgulardan biri. Bu yüzden her millet kendini ileriye taşıyacak sanatçılarını her dönemde yetiştirmeye devam etmeli. Bu yetişen sanatçılar topluma öyle müthiş anlar yaşatır ki, adeta birleştirici, kapsayıcı bir rol oynarlar ve her seferinde ülkelerini ileriye taşırlar. 😌

1. Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu filmi ile Cannes'da Altın Palmiye alması.

2002'deki Büyük Jüri Ödülü ve 2008'deki En İyi Yönetmen Ödülü'nü aldıktan sonra Nuri Bilge Ceylan Cannes'da adından söz ettirmeye devam etti.

 'Kış Uykusu' isimli filmi ile 2014 yılında 67. Cannes Film Festivali'nde büyük ödül olan Altın Palmiye'ye layık görüldü. Böylece Yılmaz Güney'in Yol filminin ardından ikinci kez bir Türk filmi bu ödülü kazanmış oldu.

2. Orhan Pamuk'un 2006 yılında 'Kar' adlı kitabıyla Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesi.

Kitapları altmış üç dile çevrilen, yüzü aşkın ülkede yayımlanan ve 13 milyon baskı yapan Orhan Pamuk, 2006 yılında da TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçildi. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasıyla bu ödüle sahip olan en genç insanlardan biri ve bu ödülü alan ilk Türk yazar olmayı başarmıştır.

3. Fazıl Say'ın aldığı bir çok ödül ve birinciliğin yanında 2010 yılında Andante Klasik Müzik Ödülleri'nde Yıl Bestecisi ve Piyanisti ödülünü alması.

Fazıl Say, şüphesiz ki ülkemizin yetiştirdiği en büyük sanatçılardan. 1994'te Genç Konser Solistleri Avrupa yarışmasında birincilik kazanan ve neredeyse her sene başka bir ödülü almaya hak kazanan Fazıl Say'ın yüzlerce bestesi, onlarca albümü ve üç kitabı bulunmakta.

4. İdil Biret'in 2006 yılında Chopin'in eserlerini seslendirmesi nedeniyle Polonya Üstün Hizmet Madalyası'na layık görülmesi.

Müziğe olan ilgisi iki yaşında başlayan İdil Biret, dört yaşında Bach'ın prelüdlerini çalmaya başladı. İlk derslerini Mithat Fenmen'den aldı. 1948 yılında, henüz yedi yaşındayken, ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Biret'in yurt dışında eğitiminin gereksinimlerinin karşılanması için TBMM'ye bir teklif sundu. Bu teklif sonucunda İdil Biret için özel olarak çıkartılan kanun, 'Harika Çocuklar Yasası' olarak bilinir. Bu kanun çerçevesinde eğitimi için ailesiyle birlikte Paris Konservatuarı'na gönderildi ve 8 yaşında Paris Radyosu'nda ilk konserini verdi. Bugüne kadar sanatını icra ettiği plak ve CD'lerin sayısı 80'i geçmektedir.

5. Selda Bağcan'ın en son Barcelona'da düzenlenen Primavera Sound 2016 Festivali'nde sahne alması ve tüm dünya tarafından takdir görmesi.

Türk halk müziğinin ve protest müziğin önde gelen adlarından biri olan Selda Bağcan, müzik yaşamına 1971'de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Mühendisliği öğrencisiyken başladı. Çıkardığı ilk iki 45'lik plak bir milyon dolayında satılınca, meslek olarak müziği seçmeye karar verdi. Türkiye'de ve başta Almanya olmak üzere yurt dışında çok sayıda konser verdi. 1972'de Bulgaristan'da gerçekleştirilen Altın Orfe Festivali'nde Türkiye'yi temsil etti.

2010 Grammy Ödüllerine en iyi rap albüm ve en iyi performans dallarında aday gösterilen Brooklyn’li hip-hop’çı Mos Def, son albümü “The Ecstatics”te yer alan “Supermagic” adlı parçada “İnce İnce Bir Kar Yağar” türküsünü kullandı.

Selda Bağcan'ın başarısını ülkemiz gibi tüm dünya da benimsedi...

6. 2004 Berlin Film Festivali'nde Fatih Akın'ın Duvara Karşı filmi ile Altın Ayı ödülünü kazanması.

Fatih Akın, başrollerinde Meltem Cumbul, Güven Kıraç, Sibel Kekilli ve Birol Ünel'in yer aldığı Duvara Karşı (Gegen Die Wand) isimli projesiyle Metin Erksan'ın Susuz Yaz'ından 40 yıl sonra Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanan ikinci Türk yönetmen oldu.

7. Usta yazar Yaşar Kemal'in ilki 1973 olmak üzere birçok kez Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmesi.

Türk Edebiyatı'nın en önde gelen yazarlardan biri olan Yaşar Kemal'in ilk romanı İnce Memed 40'dan bazla yabancı dile çevrildi. Kitaplarının yurt dışındaki baskısı yüz kırktan fazladır. Hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sevilen Yaşar Kemal birçok kez Nobel'e aday gösterildi ama maalesef alamadı. Ancak aldığı sayısız ödül ve yayımladığı onlarca kitap bizi edebiyat alanında çok ötelere taşıdı.

8. Türkiye'nin en iyi keman virtüözlerinden birisi olan Suna Kan'ın 1954’te Cenevre ve Viotti yarışmalarında birincilik kazanması.

Dokuz yaşında çıktığı ilk konserinde, Mozart ve Viotti’nin konçertolarını orkestra eşliğinde çalan Suna Kan, 1948’de TBMM’nin çıkardığı ‘Harika Çocuklar Yasası’ ile müzik öğrenimi görmek üzere İdil Biret gibi Fransa’ya gitti. 1952’de okulu birincilikle bitirdi.Dünyanın her yerinde konserler ve resitaller veren Suna Kan, 1971'den bu yana devlet sanatçısı unvanını taşıyor.

9. Ara Güler'in 1971 yılında, hiçbir fotoğrafçıya poz vermeyen Picasso ile foto-röportaj yapması.

Aslında Ara Güler kendisine sanatçı denmesinden pek hoşlanmaz. Kendi deyimiyle foto muhabiridir o. Ama fotoğraf sanatını da en iyi icra edenlerdendir. Picasso'nun yanı sıra; Bertrand Russell, Winston Churchill, Arnold Toynbee, Salvador Dali gibi birçok ünlünün fotoğrafını çekmiştir. Ülkemizde aldığı sayısız ödüllerin yanında 2000 yılında Fransa'da 'Légion d'honneur' nişanı almıştır. 1961'de Birleşik Krallık'ta yayınlanan 'Photography Annual' onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımlamaktadır.

10. Sertab Erener'in 2003 Eurovision Şarkı Yarışması'nda "Everyway That I Can" ile birinci olması.

İstanbul Devlet Konservatuar'ından mezun olduktan bir süre sonra Sezen Aksu'nun vokalistliğini yapan Sertab, 90lı yılların sonunda ve 2000'li yılların başında muhteşem bir çıkış yakalayıp herkes tarafından sevilen bir şarkıcı haline geldi. 'Kumsalda', 'Kendime Yeni Bir Ben Lazım' gibi şarkıları dillere pelesenk oldu ve 2003'te Eurovision'u kazanarak gönüllerimize taht kurdu.

Her ne kadar bunlar tarihe geçen başarılar olsa da sanat alanında hala ülkemizin atması gereken adımlar var!

ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
lilac

İki elin parmakları kadar ne yazık ki... Böyle sürekli geriye sürüklenmeye çalışılan bir ülkede kardelen misali, inadına kazanılmış başarılar.