Pelin'in Seyir Defteri: Göz Kararı Mindfullness
Bir önceki yazıda geçen bir cümle vardı: “Bundan birkaç sene önce Pelin bu yazıyı sen yazdın deseler hadi lan derdim” diye. Sanırım bunu seri haline getirmem lazım. Çünkü “40’ından sonra aydınlananlar” kervanında başı çekenlerden biri olarak gün içerisinde kaç kez kendi kendimle dalga geçiyorum ya da kendime şaşırıyorum inanın saymadım.
Mesela bugün size meditasyondan bahsedeceğim. Senelerce ismini duyduğum an koşarak uzaklaşmak istediğim meseleden…
“Aman canım insan sabah erken kalkıp da böyle boşluğa bakarsa ne olurmuş?”, “Omm omm omm ben dayanamam öyle sakin işlere, fenalık gelir sıkılırım”, “Yoga yapan adam mı olur yahu?” (bu feci sığ bir bakış açısı farkındayım) bunlar tahmin edebileceğiniz üzere dilime pelesenk olmuş, şimdi hatırladığımda inceden utandığım sonra da işi gırgıra vurduğum cümlelerimden bazıları.
Meğer ben en çok sakinlikten korkuyormuşum. Bu yüzden de kaçmışım hep.
SORUN: Şu an, tam da şu saniye ne hissediyorum? Bu his bedenimin neresinde? Aklıma bu duyguyu getirdiğimde bedenimin hangi bölgesi sinyal veriyor? Bana varlığını hissettiriyor?
Şimdi bu sabah seanslarına da böyle hatırlatıcılar ekleyeceğiz ki gün içerisinde daraldığımızda “kendimizle baş başa” olma haline geri dönebilelim.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!