İçimizi titreten, her biri birbirinden derin ve kıymetli sözlerinde en çok vurguladığı konuların başında bir olmak, bire ulaşmak gelir. İnsanın anlamakta en zorlandığı şeylerden biri dualitedir. İyi-kötü, madde-mana, gündüz-gece, sen-ben, geçmiş-gelecek. Bir şeyi anlamak için onun karşıtı olarak bildiğimiz kavramı kullanırız. Bir şeye iyi demek için kötünün ne anlama geldiğini bilmemiz gerekir. Bir şeye kötü demek için de, iyinin ne demek olduğunu anlamaya ihtiyaç duyarız. İyi, kötünün dualitesidir, gelecek geçmişin dualitesidir. Zihin, tekliği anlamakta güçlük çeker. Birçok çatışma da buradan doğar. Kadim öğretiler ancak anda olabildiğimizde bu çatışmaların ortadan kalktığını söyler. Bir ağacın yeşilinde kaybolurken içinde çatışma yoktur. Çok güzel bir dansı izlerken dansçı unutulur, dansa odaklanılır. Mevlâna’ya göre madde boyutunu aşıp mânaya ulaştıktan sonra ihtilaflar yok olur. Bunun için böylesine bir içsel huzur gereklidir ve huzur eninde sonunda ilahi aşkın yansımalarını içinde hissetmekle mümkündür. Mevlâna, iyi ve kötünün ötesinde uzanan bir yer var, orada buluşalım derken, dualiteyi yani ikiliği aşıp bire doğru yol almak gerekliliğini vurgular. Mesnevisini “Birlik Dükkanı” olarak tanımlamış ve şu sözlerle ifade etmiştir:
“Ben bir dükkan açtım, adını birlik dükkanı koydum. Bu dükkanda birden başka bir şey bulamazsınız, eğer bulurum derseniz ikiliğe düşmüş olursunuz.”
“…Sebepler sonuçları meydana getirmekte, sonuçlar yine sebepler haline gelip başka sonuçlar belirtmekte. Bu dükkanın bir ucu, dükkanı yapanın kudret elinde; öbür ucu, sonsuzluğa dek gitmekte ve yine o kudret eliyle sonu ön olmakta; her an yaratılmakta. Bu dükkanın alıcısı, satıcısının kendisi.”
Bu sözlerin içselleştirilmesi bir yolculuktur. Peki, bir olana ulaşma yolcuğunda bizler için neler mümkündür? Bunun için çoğu öğretilerde olduğu gibi Mevlâna’nın öğretilerinde de gösterilen tek yol, sevgidir ve aşktır. Zihinle anlaşılamaz, idrak ve sezgiyle hissedilir. Şems-i Tebrizi, Mevlâna’yla aralarında geçen diyalogda şöyle demiştir; “Kır kalemin ucunu bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitapta bulasın.” Kalbimizde var olan sevgi ve aşk, ikiliği ortadan kaldırarak birliğe ulaştırır.
İnsan bu sevgi dozunu deneyimlemedikçe kendini ve hakikatini fark edemez. Fark edenlerin hepsi bu yolculuğa sevgi dozuyla çıkmışlardır. Yüksek düzeydeki bu sevgiyi Hz. Mevlâna şu sözlerle dile getirir; “Aşk geldi de damarımdan kan kesildi, bütün bedenimi bu sevgi doldurdu.”
İyi ve kötünün ötesinde bir sevgi var dostlar, orada buluşalım.
Instagram1
Instagram2
Twitter
Yorum Yazın