Erhan Altunay: İnsanlar Sembolleri Öğrenmeye Önce Kendilerini Tanımak İçin Başlamalıdırlar
Televizyon ekranlarından görmeye alışık olduğumuz ve ilgiyle takip ettiğimiz bir isim Erhan Altunay. Günümüz mutsuz yaşamının, sembolizm ve 'kadim bilgelik' bilinmeden anlaşılamayacağını savunan Altunay, Paganizm, mitoloji ve tarih konulu kitaplarıyla Türkiye’de önemli bir isim. Araştırmacı-Yazar Erhan Altunay, uzun süre çok satanlarda yer alan Enok'un Kitabı, Paganizm 1, Kadim Cadılık Öğretisi, Mezopotamya ve Mısır Paganizmi, İstanbul’un Pagan Çağı, Ayasofya’nın Gizli Tarihi, İstanbul’un Gizli Tarihi, Kelt ve Germen Paganizmi, Roma Bilgeliği, Gizemlerle Dolu Salgınlar Tarihi, İstanbul’un Latin Çağı, Masalcı, Masallar Anlatıldıkça Gerçek Olur kitaplarının yazarıdır. Asıl mesleği nükleer enerji mühendisliği olan Erhan Altunay ile yeni kitabı Dionysos'dan, sembollerden, mitolojiden ve kendisinin uzmanlık alanına giren, merak ettiğimiz pek çok konuları konuştuk.
-Saint Joseph Fransız Lisesini bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesinde Nükleer Enerji Mühendisliği okumuş ve sonra da Marmara Üniversitesinde İşletme Yüksek Lisansı yapmışsınız. Tarihe ve tarihî yerlere ilginizin yanı sıra ezoterizm, mitoloji, paganizm araştırmaları da hayatınız vazgeçilmezlerinden olmuş. Bu merakınız nasıl başladı?
-Ülkemizde gün geçtikçe kadim bilgilere ilginin arttığını görüyoruz. Astroloji, nümeroloji, tarot, çakralar, auralar, psişik gelişim, spiritüalizm gibi alanları bilmek isteyenler çoğaldı sanki. Bunun sebebi ne sizce?
-Yaşamın içinde doğru soruları sormak, doğru cevapları aramak çok önemli. Sizce insan bu soruları ne zaman sormaya başlar?
-Günümüzde ezoterik ve spiritüel semboller de oldukça ilgi çekiyor. Sembolü doğru kullanmak da çok önemli. Peki semboller bize ne söyler, bizi nasıl etkiler, sembolleri öğrenmek hayatımıza ne katar?
-Kullanmayı sevdiğiniz bir sembol var mı?
-Bu arada mitoloji serisine yeni kitabınız "Dionysos" ile başladınız. Birçok insanın mitolojiye ilgisi olduğunu görüyorum. Kitabın detaylarına geçmeden mitoloji ile ilgili sorularımız olacak. Her kitabınızda doğaya sahip çıkmamız gerektiğinin altını çiziyorsunuz. Bu kitabınızda da doğayı, kadını, cinselliği, doğumu, ölümü, varoluşu çok etkili biçimde ele almışsınız. Günümüze kadar gelen törenlerin kökeninde neler olduğunu gösterdiğiniz ve keyifle kaleme aldığınız bir kitap olmuş, bu çok hissediliyor. Anadolu’da yapılan bir kına gecesini anlatmışsınız. Yani mitolojik öyküler aslında yaşamımızda gelenek ve göreneklerle mi yer ediniyor?
-Erkeğin erginlenmesini anlatan bölümde "dişil bilgelik" olarak kadının önemini çok güzel ortaya koymuşsunuz. Anlatır mısınız kadim uygarlıklar da mitolojik hikâyelerde kadın neden önemli?
-Dünyada yaşamış birçok uygarlıklardan onlarca mitolojik hikâye var. Yunanlıların Zeus'u, İskandinavların Odin'i, Türklerin de Ülgen'i, Erlik'i var. Türk mitolojisiyle diğer mitolojiler arasındaki farklılıkları nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Çevirisini yaptığınız pek çok kitap var. Sizi en çok etkileyen ve bağ kurduğunuz kitap hangisi oldu?
-Son olarak, Mevsimlik bayramlardan birisi olan Hıdırellez'in tarihi yaklaşıyor. Anadolu'da "Baharın habercisi" olarak kabul edilen, Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştuklarına inanılan "Hıdırellez", yurdun birçok yerinde farklı ve bir o kadar da ilginç gelenek ve inanışlarla kutlanıyor. Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır, Hıdırellez günü nasıl dilek dilenir sizden dinleyelim.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın