Asla Vazgeçme! Yaşadığı Acılara Rağmen Hayata Sımsıkı Tutunan Acun Ilıcalı'nın Hikayesi
Şimdilerde yaptığı başarılı TV programları ile adından söz ettiren Acun Ilıcalı'nın hayatı, aslında hiç de göründüğü kadar kolay değildi. Yaşadığı büyük kayıplar onu sendeletse de, o sevdikleri için hayata tutunmaktan asla vazgeçmedi ve yıkılmadı.
İşte tüm bilinmeyenleriyle Acun Ilıcalı'nın hayatı;
Acun Ilıcalı, 29 Mayıs 1969'da Edirne'de dünyaya geldi.
Müteahhit bir babanın ve müdür olan bir annenin ikinci çocuğu olan Acun, daha 5 yaşındayken okula başladı.
İlk ve orta öğrenimini Edirne İstiklâl İlkokulu'nda tamamladı. Daha 10 yaşındayken Kadıköy Anadolu Lisesi'ni kazandı ve bu nedenle de anneannesinin yanına İstanbul'a taşındı.
İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünde 7 yıl boyunca eğitim gördü, ancak mezun olamadan bıraktı.
Acun'un hayatında trafik kazaları çok büyük kayıplara neden oldu.
Bunlardan ilki, Acun'un lise hayatı boyunca ona kapılarını açan, çok sevdiği anneanne ve dedesinin kaybıydı.
Karşıdan karşıya geçen dedesi ve anneannesi, bir aracın altında kalarak can vermişlerdi. Acun acısını kalbine gömdü ve hayatına kaldığı yerden devam etmeyi başardı.
19 yaşında üniversite aşkı Seda Başbuğ ile evlendi.
Bu evlilikten Banu adında bir de kızları oldu.
Hem Acun hem de eşi daha öğrenci olduğu için, çocukları Banu'ya anne ve babası bakıyordu; her şey yolundaydı.
Ancak korkunç kader, Acun'un ailesinin peşini bırakmadı.
Bu defa da hem annesi hem de babasını korkunç bir kazada kaybetti; kızı Banu ise şans eseri hayatta kaldı!
İşte Acun'un bu konu hakkındaki açıklamaları;
'Ben 19 yaşında evlendim. Bir kızım oldu. Kızım henüz 10 aylıktı. Annem ve babamla Bodrum'a tatile gidecektik. Benim son anda işim çıktı, 'Siz gidin daha sonra geleceğim' dedim. Kızım Banu da onların yanındaydı. Balıkesir'i geçmişler. Babam sakin sakin konvoyu sollarken, bir anda karşısına 180'le gelen bir araç çıkmış ve kafa kafaya çarpışmışlar. Annemle babam orada rahmetli olmuş. Kızım çok ağır yaralanmış. Balıkesir Devlet Hastanesi'ne gittim. Bir hasta bakıcı orada duruyor. Adamın yanına gittim. Annemi sordum. 'İlknur Ilıcalı ile görüşmek istiyorum' dedim. Adam bir deftere baktı ve sayfayı çevirdi 'Ölmüştür' dedi. 'Ergün Ilıcalı ile görüşmek istiyorum' dedim. 'Ölmüştür' dedi. Ben şoktayım ve kızım Banu'yu soramıyorum. Kızımın sadece vücudunda 18 kırık vardı. Düşünün o zaman henüz 10 aylıktı!'
Bu kaza Acun'da adeta bir yıkım etkisi yarattı, derin bir depresyonun ardından eşinden boşandı ve 1,5 yıl boyunca evden çıkmadı.
Daha yaşadığı travmayı atlatamamış olan Acun, Bağdat Caddesi'nde ağır bir motosiklet kazası geçirdi ve arkasında oturan en yakın arkadaşını da bu kazada kaybetti.
Kendisinin ise sol kolu kırılmış, 36 dikiş atılan ameliyattan sonra koluna platin takılmıştı.
Anne ve babasından kalanları iki yıl içinde tüketen Acun, bir kot dükkanı açtı; ancak o da kısa süre içinde çok zarar etti ve battı.
Ancak arkadaşları hem maddi hem manevi desteğini ondan asla esirgemediler.
Bir arkadaşı Acun'u, o dönem Show TV’de mali kontrolör olan İrfan Şahin ile tanıştırdı ve talihi o günden sonra döndü.
Futbol bilgisiyle herkesi etkilemeyi başaran Acun, koyu Fenerbahçeli olmasına rağmen, Beşiktaş muhabiri olarak işe alındı.
Buradaki başarılı sunuculuğu ona "spor magazin" program yapan "Televole" gibi büyük bir fırsatı getirdi.
Acun, Televole içinde kendine ait bir bölüm kapsamında dünyayı dolaşıyor ve röportajlar yapıyordu.
Televole'deki seyahat formatı çok tutunca "Acun Firarda" adı altında ayrı bir program yapıp, sunmaya devam etti.
Program sayesinde 105'ten fazla ülke gezdi.
Şansı dönen Acun, 2005 yılında "Acun Medya" adlı prodüksiyon şirketini kurdu.
Fear Factor, Survivor, Kızlar - Erkekler, Survivor Türkiye - Yunanistan, Survivor Aslanlar - Kanaryalar, Var mısın Yok musun, Devler Ligi , Yetenek Sizsiniz ve Yok Böyle Dans gibi programlarının hem yapımcısı, hem jürisi, hem de sunucusu oldu.
O Ses Türkiye, Survivor Ünlüler - Gönüllüler gibi izlenme rekorları kıran programlar da onun ününe ün, başarısına başarı kattı.
Bir zamanlar kot dükkanını batıran, ailesinden kalan her şeyi kuruşuna kadar tüketen Acun; çalışma azmi sayesinde kendine ait bir kanal dahi aldı.
Öyle ki 2005 yılında, üstelik daha 36 yaşındayken Türkiye vergi rekortmenlerinden biri oldu.
Kariyerinde yükselirken, özel hayatı ise karmaşıklaşmaya başlıyordu.
Acun, 2003 yılında Zeynep Ilıcalı ile evlenmiş; Yasemin ve Leyla adlarında da iki kızları olmuştu.
Ancak Acun'un adı 2010 yılında Şeyma Subaşı ile anılmaya başladı.
İlk başta taraflar bu söylentileri reddetmiş olsalar da, 2013 yılında Acun'un Subaşı'dan Melisa adında bir kızı dünyaya geldi.
Subaşı ile ilişkisini son zamanlarda reddetmeyen Acun, eşiyle yollarını anlaşmalı olarak tam 13 yıl sonra ayırdı.
Bu durum ortalığı biraz karıştırsa da, Acun sessizliğini korumayı sürdürdü.
Acun bu kararı ile mutluluğu bulur mu bilmiyoruz.
Ancak talihin ona aile hayatından yana da gülümsemesini can-ı gönülden diliyoruz.
Yorum Yazın
Kendi emeğiyle bir şeyler başarmış, samimiyetine inandığım nadir insanlardan
Şişirme bir başlık bekliyordum fakat birine "suratsız mı bu ya neden gülmüyor adam o kadar parası var" demeden önce sorgulatacak bir başlık olmuş. Parayla sa... Devamını Gör
Özel hayatına saygı duymadığım gibi bunca güç kayıplara ve yaşananlara rağmen şuan ki mevki itibariyle iş hayatında da bir o kadar saygı duyduğum insan.